BDP, KCK ve PKK gerçeğini gözler önüne sermeye devam edeceğiz.
Dünkü haberlerimizden Cuma namazlarını ayırmaya çalışan PKK’nın sahte imamının iğrenç yüzünü gördünüz.

KCK’ya bağlı DİAY-DER üyesi, 5 çocuk babası BDP imamı Abdullah Taş, 4 çocuk sahibi olan yengesi K.T. ile iğrenç bir ilişki yaşıyor.

Örgütün imamı da tıpkı lideri gibi sapık ilişkiler içerisinde.
Domuz yiyen, PKK’yı din, Apo’yu peygamber ilan eden terör örgütünün son olarak da Kur’an kursu ve imam hatiplileri hedef tahtasına koyması bir rastlantı mı acaba?

PKK’nın en önemli hedeflerinin arasında şüphesiz “din” geliyor.

İslam dininin çimento vazifesi gördüğünü bilen PKK’nın elebaşları dini sulandırmak için deli gibi çalışıyor.
BDP ve PKK’nın son taktiği “din” üzerine kurulu.

Daha önce Papa II. Jean Paul’e bir mektup yazarak, “Aziz Peder, Hıristiyanlığa çok yakınım. Sizin şahsınıza ve dininize duyduğum saygı benim savaşımın ve düşüncelerimin merkezindedir” diyen Öcalan, Mart 2011’de PKK’ya yakın FHA’da yayınlanan avukat görüşmesinde “Kürtlerin dini Zerdüştlüktür. Ahlakının kökeninde zerdüşt ahlakı vardır” sözleriyle başta Kürtler olmak üzere Müslüman camiadan büyük tepki toplamıştı.

Öcalan, avukatları ile 1 Haziran 2011’de yaptığı görüşmede daha da ileri giderek Peygamberimiz’e ve Kur’an-ı Kerim’e dil uzattı.

Saçmalıklarına yeni saçmalıklar ekleyerek şunları söylüyor:

“Zerdüştlük şeyle şey ediyorlar. Zerdüştlük filan, Muhammed’in bile Kur’an şeyinde Zerdüştlüğün etkisi büyüktür. Bütün sosyolojik kitaplarda bunlar vardır, ben bunu söyledim.”

Açıklamalarının devamında Müslümanların en kutsal ibadeti olan Namaz’la alay eden Teröristbaşı şöyle saldırıyor:

“Halkımıza gidin, bunların o sahte hiçbir şeyi içeriği olmayan sadece bilmem yere çökme şu/bu. Bunlar İslam filan değil. Namaz sonradan uydurulan bir ibadet. “

Hızını alamayan Teröristbaşı “zikir” ve “iman” terimlerini de kendi sapık penceresinden şu şekilde nitelendiriyor:

“Zikir demek toplum sorunlarını tartışmaktır, başka zikir küfürdür. İman dediğim; toplumun hayati sorunlarına sahip çıkın.”

Sonra da Allah’a imandan, PKK’ya imana geçip, saçmalıklarını şöyle sürdürüyor:

“Önce imanımızı, iman dediğim toplumun hayati sorunlarına sahip çıkın. Zikir odur. Toplumun hayati sorunlarını tartışmak zikrin doğru özüdür. Zikir de budur. Bunun dışındaki zikir küfürdür. Apo bunu söylüyor dersiniz.”

Hatırlayacak olursanız bebek katili daha evvel de dine dair büyük tepki çeken ifadeler kullanmıştı.
1992’de Yalçın Küçük ile yaptığı röportajda İslamiyet ile PKK’yı kıyaslayıp, iki sistemin birbirine benzediğini iddia ederek, “İslamiyet ile PKK birbirine benziyor!” demişti.

1992’de Birand’a yaptığı açıklamada yurtdışına çıkışını “Hicret” olarak değerlendirip, “Benim Suriye’ye gidişim Hicret’tir!” demişti.

“Din Sorununa Devrimci Yaklaşım” isimli kitabında yine Peygamberimiz’e dil uzatarak “Müslümanlığı ticari çıkarları için geliştirdi” demişti.

Ekim 2002’de tanrı ile savaşa girip galip geldiğini ve yarı tanrı olduğunu iddia ederek, “Tanrı ile savaşa girdim ve kazandım, ben artık yarı tanrıyım!” demişti.

Avukat görüşmelerinde “Allah” isminin bir Arabistan tasarımı olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmişti.
Allah’ın 99 isminin, Adem ile Havva, Fil Ordusu ve Ebabil Kuşları ile ilgili anlatılanların hurafe olduğunu, ibadetlerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyip, “Allah’ın 99 ismi, Adem ile Havva, Fil Ordusu ve Ebabil kuşları, bunların hepsi hurafedir!” demişti.

Şimdi yeni saçmalıklar.
Kafayı yemediğine göre...
Tüm bunlar bir tesadüf olamaz.
Deşifreye devam edeceğiz.