Yeni anayasada en önemli mesele, hangi değerler üzerine oturtulacağıdır. Ön kabullerde yapılan hata sonuna kadar devam eder. Çıkar, propaganda, güç ve dayatma, savaş gibi nedenlerle çağdaş değerler denen Batı değerleri, doğruya yanlış karıştırılmış hastalıklı değerlerdir. Evrensel değildirler. İçlerinde bilgiyle, İslam’la, yani insanlıkla savaş tohumları dahi vardır. 12 yaşa kadar İslami öğretimin yasaklanması bu tohumlardan çıkan zehirli kene türlerinden sadece biridir.
Ön kabul, pusuladır. Arada bir yanlış gösteren pusulayla yola çıkılmaz. Değişmeyen insan fıtratı ve bu fıtrata uygun solmayan, pörsümeyen insani yüceliklere ve değerlerine bakmak gerekir. Anayasa hazırlanırken Doğu-Batı tüm insanlık deneyimlerinden yararlanmalı; hedef insani yüceliklerin ihyası olmalıdır. İnsanı, yüce değerlerinden uzaklaştırarak, insanlığın huzur ve selamete ermesine imkan yoktur. Bunlar, iman, edep, ahlak, haya gibi insanı ekmel-i ve eşref-i mahluk yapan, hayvandan ayıran, yücelere taşıyan değerlerdir. “Dün dündü, bugün bugündür” dedirten materyalist değerlerin çıkardan başka ölçüsü yoktur.
Batı değerlerinin evrenselliği efsanedir. Evrensel değerler, insanı yücelten, insani yücelikleri yaşatıp geliştiren değerlerdir. Hz. Adem’den, özellikle tarihin açık belgelere dayandığı on beş asırdan beri eskimeyen, hayattan da üstün değerlerdir. Vicdanları tatmin eden, “kestiği parmak acımayan” değerlerdir. Evrensel insani değerleri yaşayan milletler çöküş sürecine girmez. Batı’nın hali ortada:
1) Geçen asırda dünyanın % 48,7’sini yöneten Batı sömürgeciliği, insanlığı kaybetti. % 24,2’ye düştü.
2) Batı, kuvveti üstün tutuyor ve bunu hak üstünlüğü sayıyor. Çıkarlarını dayatıyor. “Benden değilsen düşmanımsın” diyor.
3) Batı, İsrail korumacılığı ve İslam düşmanlığı ile, BM ve uluslararası mahkemeleri dahi vicdanlara hitap edemez duruma getirdi.
4) Batı, hayayı, edebi, adaleti, manevi değerleri, güveni toplum hayatının dışına itti. Korumasız bıraktı. Kişisel özgürlük diye, sapıklığı korudu. Ahlakı, toplumu, aileyi çökertti. Zevkperestlikle neslini kurutuyor.
5) Değer, insani yüceliklerdedir. Hayvani yaşamla sınırlı hayatta evrensel değer olmaz.
6) Batı, demokrasiye hıyanet etti. Plütodemokrasi’de bıraktı. Yozlaştırdı.
7) Manevi tahribat, etnik ayrımcılık ve şiddet doğurdu. İslamofobia hastalığını çıkardı. Halkını, Siyonizm’in tahrik ve telkinleriyle yönlendirilir duruma düşürdü.
8) Maddi güce, insanüstü değer atfeden materyalist yapı, Batılıyı, kendinden olmayanı küçük gören, nefret eden ve tüm erdemleri tahrip eden boş bir gurura itti.
9) Bu yanlışların doğurduğu ekonomik krizlerin endişe iklimi, Batı sonbaharını kışa zorluyor.
Bunlar ve benzer nedenlerle Batı taklidi ciddi bir tehlikedir. Yeni bir anayasa için Doğu-Batı ayrımı yapmadan tüm insanlık tecrübelerinden yararlanmalı. Ancak bunlar sadece malzeme olmalı, taklit ve kopya edilmemelidir.
Medeniyet sarayı insani değerler ve adaletle inşa edilir. Çıkardan başka ölçüsü olmayan Batı, ölümsüz değerlere şaşıdır. “Köpek insanı ısırırsa haber değeri yok. Adam insanı ısırırsa haber oluyor” diye idam cezasını kaldırdı. Caniyi koruyor. Toplumu korumasız bırakıyor. İdam cezası adalettir. Adaletsiz ne devlet yaşar, ne medeniyet doğar.