İstifa olayını sözü uzatmadan özetlersek: Dört komutan tutuklu subaylar nedeniyle sivil iradeye söz geçiremedikleri için istifa etmek durumunda kaldılar demeliyiz.
Yaşananlar asker-sivil ilişkileri için yeni bir döneme işaret etmesi açısından olumlu.
Ancak durumun AK Parti’nin omuzlarına yüklediği önemli sorumluluklar var.
Komuta kademesinin değişmesi cuntacı yapının ve zihniyetin toptan değiştiği ve yok olduğu anlamına gelmez.
TSK içinde halen Ergenekon gibi yapılarla ilişkili tehlikeli düzeyde güç mevcut.
Ama bunu kamuoyuna anlatmak öyle kolay değil.
Dolayısıyla PKK saldırıları ile verilecek kayıplarda artık “TSK Komuta Kademesi Hükümet tarafından belirlendi” algısıyla fatura AK Parti’ye kesilecektir.
İsrail’in TSK’nın komuta kademesinin istifası sonrası duyduğu üzüntü ve tedirginlik medyaya da yansıdı.
Terörün tırmandırılması açısından bu haberler oldukça endişe verici.
İsrail de, PKK da, Ergenekon da AK Parti’den rahatsızdı.
Şimdi Genelkurmay Başkanı’ndan da rahatsız duruma geldiler.
PKK’nın son dönemde Emniyet ve Jandarma’ya saldırması dikkatinizi çekmiştir.
Emniyet’e saldırmalarının nedeni belli.
Jandarma’da hedef ise Org. Özel’i başarısız göstermek, ilerlemesini engellemekti. Başbakan’ın konvoyuna saldırı, Samsun’da PKK’lı diye çocuklara ateş açma, Silvan katliamı, Mardin’de jandarma karakol komutanını tarama vs...
Hepsinin hedefinde YAŞ’a giden yolda Özel vardı.
Terörün tırmandırılmasıyla kan bir manivela olarak kullanılacak ve bunun üzerinden hem Başbakan Erdoğan hem de Genelkurmay’daki değişim ve sivil asker ilişkilerindeki normalleşme yıpratılmaya çalışılacak.
Durum acil ve Hükümetin de acil yapması gereken işler var.
Jandarma sadece kağıt üzerinde İçişleri’ne bağlı.
Eğitim kurumları, atamaları, görevlendirmelerinde “sivillerden” eser yok.
Terörle mücadelede valiler eliyle jandarma birliklerine verilen talimatlar, Jandarma Bölge Komutanlarından dönüyor.
Jandarma personeli Bölge Komutanı’nı valinin üstünde görüyor.
Bu çarpık çift başlı yapı bozulmalı ve Bölge Komutanlıkları acil olarak kaldırılmalı.
Jandarma her aşamasıyla sivil iradeye devredilip, İçişleri’nin çatısı altında Emniyet’le organize hale getirilmeli.
Sınır Güvenliği konusunda yaklaşan tehlike ise profesyonel birlikler konusu.
Sınır güvenliği askere emanet edildiği müddetçe, erlerin profesyonel olup olmadığının bir anlamı yok.
Sızmalar yine olacaktır.
Sınır güvenliği modern dünyada olduğu gibi sivil denetiminde Sınır Güvenliği Genel Müdürlüğü yapısı kurularak ele alınmalı.
Sınır güvenliği çağa uygun olarak insansız hava araçları gibi elektronik sistemlerle sağlanmalı.
Hava Kuvvetleri etkin rol üstlenmeli ve sınırda vurucu güç, elektronik sistemlere entegre yapı Hava Kuvvetleri’nde olmalı.
Bu yapısal adımlar hızla atılırken, “açılım” tuzağına tekrar düşüp Batı’daki kamuoyunu tahrik etmeden; tüm halk için tıpkı mazide olduğu gibi hürriyetlerin alanı genişletilmeli.
Derin yapı ve bunlarla paslaşan PKK’nın, Genelkurmay’daki değişim ve sivil asker ilişkilerindeki normalleşmeden memnun olmadığı açık.
Ama terör ile mücadelede bu değişiklik ve normalleşme adımları ile yetinmek yanlış olur.
Özetin özeti: Sorumluluk hükümettedir ve terörü hükümetin atacağı yapısal adımlar çözecektir.