Kriz, ABD ve AB'nin ama faturası bize
Bu krizde de bir cinlik bir üçkağıt var gibi geliyor bana. Bir defa ABD'nin notunun düşürülmesi sanki danışıklı dövüş gibi. Bu alanın uzmanları şu sıkıntılı günler geçtikten sonra sanıyorum dibini karıştırırlar ve gerçeğe ulaşırlar ama şimdilik Amerika'dan ulaştırılan haberlere dayanarak yorum yapılıyor, söylenenler doğru kabul ediliyor. Sanki kredi değerlendirme kuruluşu bağımsız tek başına karar alabilir, hatta ABD'yi bile hiçe sayabilirmiş gibi bir hava estiriliyor. Ne ise işin aslı çok geçmeden ortaya çıkacaktır.
Ancak, hemen bir hususa dikkat çekmek istiyordum. ABD'de önce bankalar krizi patlak verdi. Bankalar iflas etti, trilyonlarla ifade edilen açığı Amerikan Hükümeti karşıladı. Nasıl karşıladığı ise herkesçe biliniyor. Dolar basarak. Hem de trilyonlarla ifade edilen miktarlarda dolar basıldı. Kısacası piyasaya hiçbir karşılığı olmayan para sürüldü. Böylece bir tarafta banklar krizi atlatılmış oldu, öbür taraftan da hiçbir karşlığı ve değeri olmayan kağıtlarla dünyanın çeşitli ülkelerinin üretimi satın alındı. Buna satın alındı denebilirse eğer. Bas parayı sür piyasaya dünyayı bu değersiz paralarla sömür sömürebildiğin kadar.
Şimdi o günler geride kaldı. Ancak, bir yandan AB ülkelerinde, öbür yandan ABD'de kriz söylentileri son bulmadı. Her an patladı patlayacak dünya beklemeye başladı. Neticede Cuma günü krizin patlak verdiği ilan edildi. Ne var ki Amerika'da ortaya çıkan kriz Türkiye'yi vurdu. Elbette bu arada dünyanın bir takım ülkelerini de vurdu ama bizi şu anda kendi ülkemiz ilgilendiriyor. Tüm yorumlarda Amerika'nın iflasa sürüklendiği, geldiği noktada uzun vadeli borçlarını ödemesinin zora girdiği belirtilerek kriz buna bağlandı. İyi de Amerika'da patlak veren kriz bizde neden doların değer kazanmasına, bizim paramızın değer kaybetmesine sebep oluyor? Elbette bunun izahı var, benim üzerinde durmak istediğim husus küresel kriz olarak takdim edilen olayın faturasının bize ve bizim gibi bazı ülkelere kesildiğidir. Güya kriz ABD ve AB ülkelerinin ama nasıl oluyorsa birden bire krizde olduğu söylenen ülkelerin paraları değer kazanıyor bizim paramız değer kaybediyor.
Batsın böyle sistem demeden insan edemiyor. Bu bakımdan diyebiliriz ki hakim güçler iyi günlerinde de kötü günlerinde de dünyayı sömürmeye devam ediyorlar. Bu sömürü düzenine son vermeden her durumda zararda olan gelişmekteki ülkeler oluyor, olmaya devam edecek.
Sanıyorum son kriz vesilesiyle esas üzerinde durulması gereken husus budur. Haftanın ilk gününü Kara Pazartesi değerlendirmesi ile atlattık. Kriz bir günle bitecekmiş gibi takdim edildi. Ama gelişmeler dünde sürdü. Dünde dolar ve euro değer kazanmaya, buna karşılık paramız değer kaybetmeye devam etti. Birileri de paramızın zaten çok değerlenmiş olduğunu, bununda ihracatın önünü kestiğini, değer kaybetmesinin iyi olduğu gibi iddialar ileri sürüyorlar. Paramızın değer kaybetmesi ile ihracatta patlama buna karşılık ithalatta gerileme olacak ve cari açık makası kapanacakmış. Dileriz böyle olur. Ancak, bu işte bir tersliğin olduğunu görmek gerekiyor. Eğer Amerika'da patlak veren kriz onlardan çok bizi vuruyor, bizim ekonomik göstergelerimizi alt-üst ediyorsa uyguladığımız ekonomik politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerekmez mi? Olayı dünyanın gerçeği bu diyerek geçiştirmek sadece kendimizi aldatmak anlamına gelir.
Çünkü, sıkıştığında Amerika istediği kadar dolar basıyor ve içine düştüğü açmazdan kurtulabiliyor, buna karşılık Türkiye'nin para basmasına yasak getiriyorlar. Artık mazlumların ayağa kalkması gerekiyor. Bunca yıllık sömürüye rağmen emperyalist ülkeler halklarını doyuramıyor ve tatmin edemiyorlarsa önümüzdeki dönemde sömürüye daha fazla hız verecekler, daha da acımasız olacaklar demektir. Uysallığın da bir sınırı olduğunu artık özellikle İslam Dünyası'nın anlaması gerekiyor. Bu arada bazı köşe yazarları ABD'de patlak veren -eğer gerçekten patlak vermiş ise- krizi Irak ve Afganistan'daki savaşla izah ediyorlar. Bu savaşlarda Amerikan Hazinesi 6 trilyon doları aşkın harcama yapmış, bu ise Amerika'yı iflasa sürüklemiş.Eğer böyle olmuşsa iyi olmuş, daha da kötü olsunlar. Canları istedi diye gelip Irak ve Afganistan'ı işgal ederken her halde buralarda kırmızı güllerle karşılanacaklarını düşünmemişlerdir. Her işgalin bir bedeli vardır. Ancak, Amerika gerek Irak gerek Afganistan işgalini bu ülkelere demokrasi getirmek için gerçekleştirmiş değildir. Kısa ve uzun vadeli hedefleri bunu gerektirdiği için yapmıştı. Bunu bilmeyen kaldı mı? Kaldı ki hangi ülkeyi işgale ya da destek vermeye gitmiş ise oranın tüm yer altı ve yer üstü zenginliklerine şu ya da bu şekilde el koyduğu da biliniyor. Bu bakımdan Amerika'nın iflasının sebebi Irak ve Afganistan olamaz. Siyonizmin Amerika'yı tam olarak teslim alma planının bir halkası olabilir diye düşünüyorum. İşin bu boyutu onları ilgilendirir ama bizde "dünya küreselleşti" diye biz de bir takım söylemlere şartsız teslim olmaktan vazgeçmek durumundayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.