Düşünme konuş
Üsküdar Kadıköy hattı dolmuş durağında bekliyoruz. Önümdeki genç kız cep telefonuyla konuşuyor. Beş dakika sonra dolmuş sırası bize geliyor. Genç kız konuşmasına devam ederek şoförün yanındaki koltuğa oturuyor.
Buraya kadar olan kısım bizi ilgilendirmiyor. Ama dolmuşun içerisinde bu yakın mesafeden konuşulanları isteseniz de istemeseniz de dinlemeye mahkûm ediliyorsunuz. Bir nevi dayatma yani. Yolcular rahatsız, şoför rahatsız. Kimin umurunda, kızımız istifini bozmadan, sesini alçaltmadan devam ediyor. İncir kabuğunu doldurmayacak türden döne döne aynı şeyleri konuşuyor. Çok şükür Tunusbağı durağında telefonuna yapışık olarak iniyor. Şoförün de yolcuların da nefesleri rahatlıyor.
Beşiktaş’tan Üsküdar’a motorla geçiyorum. Bu defa yanımda genç bir adam oturuyor. Cep telefonuyla konuşuyor. Tartışıyor mu, muhabbet mi ediyor belli değil. Ama muhatabının sevgilisi olduğu belli. Nasıl olsa bizleri tanımıyor ya, nasıl olsa biz onları tanımıyoruz ya, gerisi önemli değil. Mahremiyetmiş, saygıymış onlar da neymiş? Motor iskeleye yanaşıyor, genç adam telefonundan ayrılmadan yoluna gidiyor.
Tramvaydayız. Adamın elinde telefon, bağıra bağıra İşini takip ediyor. Ne alınmış ne satılmış, kim borçlu kim alacaklı hep birlikte işin içine giriyoruz. Arada bir küfürbazına denk geliyoruz. Argonun ve küfrün envai türlüsünü öğreniyoruz.
Dışarıya çıkmaya görelim, tanımadığımız nice insanların dedikodularını dinliyor, zanlarımızla hikâyelerine ortak oluyoruz. Çünkü ahiret inancı olmayan kapitalizmin telefondan nihai noktasına kadar para kazanması için ağızlarımızın hiç kapanmamacasına vır vır işlemesi lazım. Her gün modeli yenilenen telefonlara ödenen miktarların haddi hesabı yok. Telofonunu sürekli yenile ve sürekli kullan. Beyinlerimize işlenen bu.
Sürekli kullanmak için paketler öneriliyor. Hepsi de ne kadar çok konuşursan o kadar kârlısın diyor. İndirimler konuşma süresinin uzunluğuna ayarlı. Telefon kullanıcısı, yani bizler, yani tüketiciler bedava dakikaları kullanmak için, yararı olsun olmasın söz üretmekle mükellefiz. Meramını sözü uzatmadan anlatabilenler, yani çok konuşmaktan hoşlanmayanlar için tek bir indirimli paket bulamazsınız. Çünkü bizden çok konuşmamız isteniyor.
Çok konuşmaktan, cep telefonlarının yanlış kullanımının hayatımızdan neler götürdüğünü, insanlığa neler kaybettirdiğini düşünmeye zaman yok. Hani ilaçların prospektüslerinde yan tesirlere yer verilir ya, hiç olmazsa zararları hakkında bir fikrimiz olur. Ama gereksiz yere çok konuşarak nelerin perdelendiğini, hangi değerlerden mahrum bırakıldığımızı inceleyen araştırmalar yok. Çünkü sistem buna izin vermez. Zaten dile getirilse de cevaplar hazırdır. Açıklamaların tamamı insanlık adınadır. Çağdaşlık, gelişme, iletişim bu müdafaanın en çok kullanılan kelimeleridir.
Teknolojinin zararlarının en aza indirilmesi için ürünlerin piyasaya sürülmeden önce test etmek için bekletilme süresine ihtiyaç var. İnsanlığın hayrına olan bir şeyin insana zarar vermemesi gerekir. Ama parayı put edinen bir düzende buna imkân yok. O yüzden kendimizi, çocuklarımızı papağanlaşmanın şuursuzluğundan korumanın yollarını kendimiz bulacağız. Sarf ettiğimiz her kelimenin hesabının sorulacağını bilerek tabii.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.