Türkiye-Arap Baharı ve beklenen
Bahar havasına sevinmeli, gayret, şükrümüzü artırmalıyız. Bu bahar, Türkiye ve Arap’la sınırlı kalamaz. Sınırlandırılırsa bahar gelmez. Bu, İslam dünyasının baharıdır. İnsani değerleriyle, insanlığın baharı olmalıdır.
Osmanlı’nın çöküşüyle, İslam dünyası paramparça oldu. İslam diyarlarında İslami hayat yasaklandı. Müslüman’la Kur’an arasına planlı-programlı manialar kondu. Ümit yerine yeis ekildi.
Kur’an ve rahmet diyarında ümitsizlik olmaz, olmadı. Planın tersi doğdu. İslam dünyası, gayret ve iradesini biledi, yaratanına döndü. Kara kış asrın sonuna kadar devam etti. Saldırı, fitne. Zulüm yangını havayı ısıttı ve baharın müjdesi oldu. Bu bahar, İslam’ın, insanlığın, herkesin baharıdır.
Sayın Gül, Erdoğan, Davutoğlu ve dünyada bu yolda bedel ödeyen Müslümanlar, nasiplilerin başındadır. Allah’a hamt ve bu gelişmede payı olan herkese teşekkür, şehitlerine rahmet diliyoruz.
Dünya özgürlük yolunda ilerlerken iki grubun da ağır birer sorumluluğu vardır. Biri diriliş hareketini yürüten İslam dünyası; diğeri, “Benden değilsen düşmanımsın” diyen, Siyonist medya, evrensel gizli örgütler ve lobilere tutsak düşmüş Batı. Önce yeniden yapılanmak ihtiyacında olan İslam dünyası.
Medya her şeyi yazıyor. Çok söylenip, çok yazılanı değil, ağırlığı olan söze bakmalı. Modelle, taklitle bir yere varılmaz, devlet olunmaz. Devletler birbirinin aynısı olmayı değil dayanışmayı esas almalıdır. Gereken noktalarda müşterek kurumlar oluşturulmalıdır. AB gibi değil.
İslam dünyası, ölümsüz değerlere sahiptir. Öncelikle değerlerine, imkanlarına eğilmeli, çalışıp terlemeli. Elbette Türkiye ve İslam ülkeleri başta, bütün insanlık tecrübelerinden yararlanmalıdır. Taklit ve model şartlanmışlığı, İslam ülkelerine çok ağıra mal olmuştur.
Aynı şey alınacaksa, nokta virgül tartışarak, kendine mal edinmelidir. Fikri, inancı ve vicdanında bir ur doğurmamalıdır. Farklı anladığı kavramı, kendi anlayışına uydurma tamiri değil, kendi kavramını üretmelidir.
Önümüzdeki hafta yapılacak BM toplantısında Filistin devletini tanıma, barış için önemli bir merhaledir. Batı vetocu alışkanlığından kurtulmak, insanlığa ve kendine zarar vermemek zorundadır:
Zenci ticaretinden sömürgeciliğe kadar zulme tiryaki Batı, hâlâ “Benden değilsen düşmanımsın” ilkelliğini aşamadı. İslam ülkeleri yangın yerine döndü. Bu BM toplantısı önemli fırsattır.
İsrail, korku tüneline girdi. Cinayetine dahi “Geri adım olur” evhamıyla özür dileyemiyor. Filistin devlet olursa ambargo kendiliğinden kalkmış olur.
Hatalar doğurgandır. Bin Ali, hatayı gördü, anladı, gitti. Milletine, kendine iyilik etti. Beşar Esat’ın hatada ısrarı, kendini, milletini, çevreyi ateşe atıyor.
Global dünyanın geldiği bu noktada Batı, bu taze ibretlerden de ders alarak, Siyonist medyumluğundan kurtulup, aklı selime dönüş fırsatını kaçırmamalıdır. Zor da olsa barış gelecek. Fırsat geri gelmez. Savaş, iki tarafın da zararıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.