'Sizinle aynı görüşteyiz ama İsrail ile barışın!'
Bir sene önce önümüzdeki yıl "Bağımsız Filistin devleti kabul edilecektir" diyen Obama önceki gün BM'de yaptığı konuşmada bir yandan Filistin'in devlet olma hakkı bulunduğunu söylerken hemen arkasından BM'nin devlet olarak tanımasına karşı çıktı. Yani neticede İsrail'in lehine çalıştı. Bununla da kalınmadı ABD'li diplomatlar Güvenlik Konseyi üyeleri üzerinde Filistin'in bağımsızlığına karşı çıkmalarını sağlamak için yoğun çaba gösteriyorlar. Kısacası ABD'nin bilinen politikası sen de haklısın sen de haklısın ama biriniz biraz daha haklı gibi bir ciddiyetsiz. Diyebiliriz ki Ruhat Mengi'nin ifadesiyle Obama konuşmasında baştan sona "Masal anlattı".
Masalcı babalığa soyundu. Bu masalları kimileri bıkkınlıkla izledi kimileri heyecanlandı. Ancak, artık dünyaya masallarla yön vermenin zamanının çoktan geçtiğini birileri başta Obama olmak üzere ABD yönetimine anlatmalı. Kaldı ki biz bu masalları yıllardan beri ciddiye almıyoruz ama maalesef alanlar da az değil. Öyle olmasa hâlâ teröre karşı ABD ile birlikte hareket edileceği masalı tekrarlanıp durulur mu?
Obama'ya göre barışa kısa yoldan ulaşılmazmış. Hele hele Barış BM'deki kararla da gelmezmiş... Öyle olsaymış çoktan sağlanırmış... Peki o zaman bu BM ne işe yarar... Kuruluş gayesi yer yüzünde barışı sağlamak, haksızlıkları engellemek, gerekirse bunun için güç kullanmak değil mi? Aslında biz BM'nin niçin kurulduğunu çok iyi biliyoruz da kendi iddialarını hatırlatmaya çalışıyoruz. BM'nin başta ABD olmak üzere emperyalistlerin işgal ve saldırılarına uluslararası bir dayanak oluşturmak için kurulduğunu artık yer yüzünde bilmeyen ve görmeyen kaldığını sanmıyorum. Buna rağmen tüm dünyanın gözünün içine baka baka ikide bir "Barış çok zor... Barışa kısa yoldan ulaşılmaz" dedikten sonra söz Filistin'in bağımsızlığının kabulüne gelince bunun yolunun İsrail ile Filistin'in anlaşmasından geçtiğini söylemek masal kadar bile ciddiye alınamaz. Çünkü, eğer İsrail ile Filistin'in anlaşması ile bağımsız Filistin devleti ortaya çıkabilmiş olsaydı şimdiye kadar çoktan çıkardı. İsrail yıllardan beri bırakın bağımsız Filistin devletinin ortaya çıkmasını kabulünü varlığını bile kabul etmiyor. Filistin topraklarının önemli bir bölümünü 1967'den beri işgal altında tutuyor, buralarda Yahudi yerleşim merkezleri oluşturuyor. Yani Filistin'in varlığına son vermeye çalışıyor. Bu manzara karşısında Barış BM kararı ile sağlanamaz, gidin aranızda anlaşın demenin hiçbir mantığı olamaz. Eğer BM barışı sağlayamayacaksa en kısa zamanda kendini feshetmesi gerekmez mi?
Denebilir ki emperyalist güçlerin yaptıkları işte mantık aramanın anlamı yoktur. Çünkü onların söz ve davranışlarını çıkarları belirler. Şu anda ise ABD'nin çıkarı İsrail'in korunmasındadır.Yahudi lobisi ABD iç politikasında çok etkilidir... Hatta belirleyicidir demek yanlış olmaz.
Peki ne olacak? Masalcı masal anlatmaya devam edecek tüm dünyada o masalcının peşini mi takip edecek? Artık bu zillete son vermenin zamanı gelmedi mi? Başka ülkelerden çok elbette bizi kendi ülkemiz ilgilendirir. Bu bakımdan ABD, AB ve İsrail üçgenin bir şeytan üçgeni olduğunu artık görmek ve buna göre yeni bir dünyanın kurulması ve bu yeni dünyada yerimizi almanın kararlığı içinde olunması gerekiyor. Çünkü, İsrail söz konusu olunca AB ile ABD aynı şeyleri söylüyor ve aynı davranışı sergiliyorlar. Söz gelimi Mavi Marmara olayı karşısında AB ile ABD'nin "Türkiye ile aynı görüşteyiz ama İsrail ile barışın" dedikleri düşünüldüğünde dünya barışına AB ve ABD'nin katkı sağlamasını beklemek hayal olduğu gibi bu ülkelerin güdümünde ve kontrolünde olan BM'den de barış adına ciddi bir adım beklenemez. Çünkü, onların barışı zalimlerden yana, mazlumlar adında yer yüzünde barışın hakim olmasını sağlamak gibi dertleri yok. Tüm bunları bir ümitsizliğin ifadesi olarak dile getiriyor değilim. Bir hatırlatma yapıyorum. Daha doğrusu geçmiş 40 yıl boyunca Rahmetli Erbakan Hocamızın dile getirdiği ve işin çözümünü de gösterdiği bir gerçeğe dikkat çekmeye çalışıyorum.
Önemli olan önce gerçeğin tespiti ve bu gerçeğin hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunun kabulü gerekir. Bu kabul ile birlikte artık masalcıların dost ve müttefik olarak kabul ve ilan edilmesinden vazgeçmek yeni oluşacak dünyaya ilk adım olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.