Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Para sahipleri dünya ile oynuyor!..

Para sahipleri dünya ile oynuyor!..

Serbest piyasa ekonomisinin temel kuralları vardı. Özellikle fiyatları arz-talep ilişkisi belirlerdi. En azından üniversitelerde böyle öğretilirdi. Arz-talep-fiyat ilişkisini doğru olarak bilmeden ekonomi dersinden geçmeniz mümkün değildi. Demek ki bizim üniversite yıllarımızda serbest piyasa denildiğinde dünyada paranın değerini bir gün gelip sadece para sahiplerinin belirleyeceği öngörülememiş. Arz ve talebin anlamının kalmayacağı önemli olanın sadece para olacağı da düşünülmemişti. Helal kazancın üretimle ilgili olduğu o günlerde belli ki önemini koruyormuş. Üretim ve alın terinin yerini paranın aldığı bir dünyada iki gündür yaşananları ekonominin kuralları ile açıklamanın sanıyorum imkanı kalmamıştır.

Ülkemizde uzunca bir süreden beri cari açık sorun olarak devam ediyor. Çünkü, bu açığın aynı hızla sürdürülmesi ve yönetilmesi bir noktaya gelindiğinde imkansız olacaktı. Bu sebeple ekonominin içinde bulunduğu durumla ilgili tüm iyimser yorumlar sıra cari açığa geldiğinde aynı iyimserliği koruyamıyor, var olan tehlikeye dikkat çekmek zorunda kalıyorlardı. Bunun yolu sanıyorum normal olarak üretimden geçiyordu, üretimdeki artış ve bunun ihracat olarak gerçekleştirilmesi cari açığın kapatılmasında en önemli unsurdu. Daha doğrusu tek yoldu.

Ancak, ABD Merkez Bankası yaptığı bir açıklama ile birden bire dolar 1.85 TL.ye dayandı. Yani dolar hızla değer kazanmaya başladı. Bu değer artışının üretim artışı ile ilgisi olmadığını sanıyorum söylemeye gerek yok. Çünkü, ABD ekonomisi ciddi bir durgunluk yaşıyor ve hem bu durgunluktan çıkmak hem de iflas eden bankaların sebep olduğu krizi aşabilmek için ABD geçtiğimiz aylarda bol miktarda para bastı ve piyasaya sürdü. Bunun tabii sonucu fiyatlarda hızla yükseliş ve enflasyonun artmış olması gerekirken durgunluk devam etti. Şimdi ise ABD Merkez Bankası aldığı bir karar ile bankalardan ve bazı şirketlerden tahvil satın alacağını ilan edince birden bire dolar durduğu yerde değer kazanmaya başladı. Hemen belirtelim ki tüm bu gelişmelerin ekonomin temel kuralları ile izahı mümkün değildir. Çünkü, dünya üzerinde arza dayalı bir ekonomi söz konusu değildir. Alın teri anlamını yitirmiş ekonominin tek değerli unsuru para haline gelmiştir. Böyle olunca artık üretime dayalı bir ekonomiden çok dünya üzerinde finansa yani paraya ve para babalarının alacakları kararlara göre ekonomi şekilleniyor. Diyebiliriz ki dünyanın tüm zenginlikleri küresel sermaye sahipleri tarafından hiçbir emek sarf etmeden sömürülüyor. Dolayısıyla bugün için sömürü ekonomisi geçerli.Elbette böyle bir yapı içinde küresel sermayeyi ellerinde tutanlar sadece ekonomi üzerinde değil siyaset üzerinde de etkili ve belirleyici oluyorlar.

Bu arada gazetelerde doların 2 TL'yi ne zaman göreceği tartışılıyor ve doların değer kazanmasının Türkiye'nin cari açığını azaltacağını dış ticarette giderek bir dengenin oluşacağı ileri sürülüyor. Diyelim ki bu yaklaşım doğru. İyi de üretime hiçbir katıksı olmadan ABD'nin parasının değerlenmesi bizim ürettiklerimizi Türk parası cinsinden ucuza kapatması anlamına gelmez mi? Bu arada durduk yerde dış borçlarımız Türk parası cinsinden artmış olmuyor mu?

Görünen o ki, gelişmekte olan ülkeler her durumda sömürülecektir. Çünkü mekanizma öyle kurulmuştur. Son sözü para sahiplerinin söylediği bir dünyada başka türlü bir sonuç beklemenin de anlamı yoktur. Sömürgeci güçlerden adalet beklemek de gereksizdir. Bugün dünyanın karşı karşıya bulunduğu durum tüm dünyanın sömürüye teslim olmasıdır. Sadece paranın değer olarak algılandığı bir dünyada adil bir düzenin oluşmasını beklemek mümkün olabilir mi? Ancak hemen belirtelim ki adil ekonomik düzen hayal değildir. Sadece dünyanın mazlumlarının ayağa kalkması, omuz omuza verebilmeleri gerekiyor. Dünyayı kapital sahiplerinin sömürüsünden kurtarmanın tek yolu adil bir ekonomik düzenin kurulmasıdır. Bu düzende üretim ve emek esastır. Para ise bu üretim ve emeğin bir sonucudur. Dünya büyük felaketlere sürüklenmeden bu yola girilmesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi