DİB etkinliği ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu
Başkanlığın Camiler Haftası etkinliği... Yazısı haftaya deyip, önemini zikredelim. Zira, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üzerindeki yanlışların aciliyeti var.
“Komisyonda partilerin eşit temsili yanlış. Çıkmaza sokar” deniyor. Böyle komisyonda eşit temsil doğrudur. Engel olunmazsa, hız kazandırır.
Özel bir komisyonda temsil, parti gücü oranında olsaydı, parti kimliği rahatsız olurdu. Çok daha önemlisi, TBMM komisyonunda aynı nispetle görüşülecek bir kanun, anlamsız bir tekrarla uzatılmış olacaktı.
Bu, özel bir komisyondur. Tasarı sahibi değildir, olamaz. Ağırlıklı bir istişare imkanıdır. Tasarı sahibi hükümettir. TBMM’de ve millete karşı o, savunacaktır. Nimetinin de, külfetinin de sorumlusu hükümettir. Sorumlu başka, yetkili başka olmaz.
Burada ekseriyetle oylama yapmaya imkan yoktur. Böyle bir durum millet çoğunluğunu azınlığa kurban eder. Doğrusu ittifakla karardır. “Yeni anayasayı biz de istiyoruz” diyen partiler engellemez, samimi gayret ederlerse hükümet 6 ay dedi ama 3 ayda biter. Yapacaksak, yapılacak işler açıktır. Ne yapılmalı:
Üç şey gerek: 1) Kararlılık, 2) Hazırlık, 3) Engelsiz, gayretle çalışma:
1) Partiler, “Kararlıyız” dedi. 2) Yarım asırdır “Anayasa!” deniyor. Doküman hazır. 3) Verimli çalışmak için önce usul gerek. Uzlaşma Komisyonu başlarken iki usul kararı almalıdır: A) Kararlar ittifakla verilecek. İttifakla verdiğimiz kararlar üzerinde TBMM’de hiç engelleme yapmayacağız. B) Müzakerelerimizi 2-3 kademeli yürüteceğiz. Tartışmalı konuları ikinci tura bırakıp, tartışmasız maddeleri süratle yazacak ve hemen hükümete göndereceğiz.
Anayasaların % 80-90’ı kadar önemli bir kısmı rutin denilecek kadar tabiidir. Komisyon geriye kalan, % 10-20 üzerinde çalışırken, hükümet de çalışmasını yapar, eksiklerini kendi çalışmalarından tamamlar ve tasarısını, TBMM’ye sunar.
Uzlaşma Komisyonu bu zamana kadar ihtilaflı konuları tamamlayamamışsa, çalışmalarına devam eder. Bu takdirde hükümet uzlaşmadan gelmeyen maddeleri geçici bir süre, TBMM komisyonundan geri çeker. Diğer maddeler görüşülür.
Son bekleme tarihi bitince hükümet, programı aksatmamak için, ittifak edilemeyen maddeleri kendi hazırladığı maddelerle Meclis’e indirir. Bundan sonra kanun yüce Meclis’indir. Bu kanunu engelleyeni millet affetmez.
Kısa, tek anlamlı, yorum gerektirmeyen bir anayasa olmalı; geç kalmamalıdır.
Bazılarının telkin etmeye çalıştığı, “İttifak olmazsa anayasa eksik olur” telaşı cehalet yanlışı değilse, modası geçmiş çirkin bir tehdittir. “Herkes ittifak etsin!” tarzı zorbalıktır. Beşşar Esad % 99 oyla seçildi. Evren anayasası % 92 oy aldı. Bu nispetler, diktatörlüğü ve zulmü işaret eder. İnsan kadar fikir vardır.
Yeni anayasamızın hayırlı olmasını Allah’tan niyaz ile geç kalmamasını dileriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.