Önce mantığımızı çaldılar
Kaybettiğimiz bize ait değerlerin en önemlisi mantığımız.
Hayata başkalarının mantık örgüsüyle bakmaya başladığımız günden beri, sorunlarımızı çözemiyor, toparlanamıyoruz.
Bu toprakların insanları “Batı mantığıyla” yaklaşıyor sorunlarına.
Bayramda tatile gitmenin, anne babasını ziyaret etmekten “mantıklı” gelmesinden tutun da ülke ve dünya çapında meselelere bakış açımızdaki hataların sebebi hep “başkası”nın mantığıyla düşünmemizden kaynaklanıyor.
Önce bizim “öz mantığımızı” elimizden aldılar.
Sonra ne mi oldu?
Bakın anlatayım:
Herkesin dilini özgürce konuştuğu, dinini özgürce yaşadığı, mülkünden ve canından emin olduğu bu topraklara, Batı’nın mantığı getirildi.
Adım adım öylesine uygulandı ki bu sistem, sonunda başörtüsünün kamusal alanda yasaklandığı, İHL’lerin orta kısmının kapatıldığı, adaletsiz katsayının uygulandığı, muhafazakarların fişlendiği, Kürtçe konuşmanın kanunla yasak olduğu, gayrimüslimlerin mallarına el konulduğu bir ülke haline getirildik.
Bir dilin yasaklanması, farklı dinlere mensup insanların mallarının ellerinden alınması bu topraklara ait uygulamalar mı?
Ecdadımız bunu hiç yaptı mı?
Elbette ki hayır...
İttihat ve Terakki zihniyetinden başlayıp “Kemalist Rejimle” devam eden uygulamalar bunlar.
Bize ait olmayan bu zalim uygulamalar, şimdi bize ait değerlere uygun olarak revize edilirken, neden rahatsız oluyor birileri?
Nedeni yok edilen mantığımızda gizli.
Güce göre düşünmeye başladık.
Oysa bizim mantığımızda hak, hukuk ve adalet ekseni vardır.
Temel insani hakların hepsinin güvence altına alınması vardır.
Büyük bir öze dönüş gerekiyor.
Dönüşüm kelimesi hatalı.
Öze dönüş doğru kelime.
Bize ait mantığı önde tuttuğum için söylüyorum; açılımcıların mantığı hatalı...
Katille, zalimle yani Öcalan’la masada bu iş çözülmez.
İttihatçı mantıkla, Batı’dan getirilen zihniyetle hakları elinden alınan Kürt kardeşlerimizin hakları, özgürlük alanları, Öcalan’la masada pazarlık sonucu verilemez.
Bizim mantığımız mazlumun hakkı için zalimle pazarlık etmeyi kaldırmaz.
Bizim mantığımızda kimsenin hakkı elinden alınmaz, kimse eline silah alıp eşkıyalıkla hak aramaz.
Eşkıyanın üstüne en şedit biçimde gidilir, hak gasp edenden de zalimliğinin hesabı sorulur.
Memleketteki yargı süreçlerini görüyorsunuz.
İşte bu; memleketin bütün insanlarının haklarını gasp eden zalim zihniyetten hesap soruluşudur.
Eşkıyaya yani PKK’ya gelince...
Eşkıyayı bitirmek için eşkıyabaşının lütfuna ihtiyacımız yoktur.
Eşkıyayı başıyla beraber ezeriz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.