PKK’da son dönemde ilginç gelişmeler oluyor.

Bunlarda kırsalda aldıkları darbelerden çok KCK’da aldıkları darbeler etkili.

Bu çok ilginç.

Yüzlerce kayıp vermelerine rağmen, Büşra Ersanlı’nın içeriye alınması PKK’yı çok daha derinden sarsmış.

Aslında “PKK maşasını tutan eli, daha derinden sarsmış” desem daha doğru olur.

Örgüt bir taraftan aracılarla mektuplar göndererek, devleti oyalamak için yeni bir masa süreci başlatmak isterken, diğer taraftan da eylemlerini batıya kaydırma kararı aldı.

Bu bana gelen çok net bir bilgi.

Örgütün yeni hedefleri arasında Mardin – Şanlıurfa – Gaziantep hatta Antalya’ya kadar uzanan güney batı illerimiz mevcut.

Asıl büyük istihbarat ise, 27 Ekim 2011 tarihine ait.

Bu tarihte aralarında Fehman Hüseyin ve Cemil Bayık’ın da bulunduğu çok sayıda teröristin Suriye – Haseke – Kamışlı ilçesine bağlı Rumeyla Köyü’nde bir araya geldikleri tespit edildi.

Örgüt üst düzey yöneticilerinin önümüzdeki günlerde Çukurca’da 24 şehidimizin can verdiği hain saldırı tarzı eşzamanlı eylemler yapmayı planladıkları biliniyor.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre sınır ötesi kara ve hava operasyonlarından kaçan ve İran’ın yaptığı operasyonlar sonucu dağılan PJAK mensubu birçok teröristin Türkiye’ye özellikle Suriye sınırından giriş yaptıkları bilgisine ulaşıldı.

Örgüt mensuplarının Suriye sınırını kullanmasının, üst düzey yöneticilerinin Esad yönetimiyle yakınlaşmasının bir sonucu olduğu düşünülüyor.

Esad, son günlerde yaptığı açıklamalarla batıya meydan okuyor.

Türkiye ile Esad yönetimi arasındaki gerilimin Türkiye’ye örgüte yardım ve destek şeklinde yansıdığı da aşikâr.

Örgüt mensupları sınır geçişlerini Ceylanpınar, Akçakale, Kızıltepe, Nusaybin üzerinden sivil kıyafetlerle kaçakçıların yardımıyla gerçekleştiriyor.

Terör örgütünün gençleri Öz Savunma Birliği adı altında metropollerde intihar ve bombalı eylemlerde kullanmak üzere yetiştirdiği biliniyor.

Örgütün yeni eylem stratejisine göre, saldırılarını başta Suriye sınırında bulunan Mardin, Şanlıurfa, Kilis, Gaziantep, Hatay olmak üzere Adana, Mersin ve Antalya bölgelerine kaydırmayı planlıyor.

Özellikle örgütün amacının Türkiye’nin turizm merkezi olan Antalya’da yapacağı bir eylemle ses getirmeyi planladığı tahmin ediliyor.

PKK’nın eylemlerinde iki farklı taktik öne çıkıyor.

1. Bu eylemlerde özellikle patlayıcı konusunda eğitim almış ve Bingöl’de örneği yaşanan intihar bombacısı olarak yetiştirilen örgüt mensuplarını kullanıyor.

2. Eylemlerde Osmaniye’de gerçekleştirildiği gibi 155 Polis ve 156 Jandarma numaralarını arayıp sahte ihbarda bulunarak bölgeye giden güvenlik güçlerine karşı pusu ve patlayıcı tarzı eylemler gerçekleştirmeyi planlıyor.

Büşra Ersanlı’nın ve ardındaki domino diziliminin önemini şimdi daha iyi anlıyorum. Türkiye damarı yakalamış demek ki.

Bu damar çeke çeke kopartılmadıkça örgüt dağılmaz.

Kırsaldaki operasyonlara yeterli kamuoyu desteği var. Ama bütün milletimiz, ucu dışarıya dayanan bu ideolog kadro ve asıl beyin takımına yönelik operasyon için bütünleşmeli.

Ağalar devrilmeden örgüt devrilmez.

Kırsalda öldürülenler bu ağaların umurunda değil.

Onların bağlı oldukları nokta farklı.

Türk de Kürt de onlar için ucuz malzeme.

Tekrar altını çiziyorum, PKK kırsaldan önce şehirde yıkılmalı.