Zulme son vermek için bu kadar beklemeye gerek var mıydı?
Meslek lisesi mezunlarına uygulanan katsayı zulmünün sona ermesi gecikmiş bir haksızlığı ortadan kaldırdı. Gecikmiş de olsa bu işte katkısı olanları tebrik ediyorum. 28 Şubat süreci olarak nitelendirilen darbe döneminin dayatmasına o zaman iktidar ortağı olan (DSP, MHP, ANAP) siyasilerin teslim olması sonucu hayata geçirilmiş olan katsayı zulmünün nihayet son bulmuş olması elbette güzel bir gelişmedir. Başlıkta ki, "Zulme son vermek için bu kadar beklemeye gerek var mıydı?" diye soruyor olmam bir haksızlığı sona erdiren kararının önemini azaltma gayreti değildir. Böyle bir haksızlığa AK Parti üç dönemdir tek başında iktidar olduğu halde şimdiye kadar son verilememiş olmasının irdelenmesi gerektiğine dikkat çekmeye çalıştım. Tüm demokratikleşme söylemlerine rağmen hâlâ milletin yüzde 50 oyu ile iktidar olanların atacakları adımlar için zamanın gelmesini beklemek zorunda kalmaları ya da kendilerini şartların olgunlaşmasını beklemek zorunda hissetmelerinin ne anlama geldiğinin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Bu arada açılmış tüm davalara, devam eden mahkemelere rağmen hâlâ 28 Şubat sürecinin sorumluları ve siyasi iktidarı devirenlerden ve arkasından oluşan koalisyonlara baskı ile bir takım haksız uygulamaları gündeme sokturanlardan hesap sorulamıyor olması sanıyorum başlığımın cevabını oluşturuyor. Söz gelimi kesintisiz zorunlu eğitim sistemi bu zulüm düzeninin başlangıcının hukuki zeminini atmıştır. Katsıyı zulmü ise bu haksız ve yanlış uygulamayı pekiştirmeye yönelik ikinci adım olmuştur.
Çünkü kesintisiz 8 yıllık zorunlu eğitim uygulaması eğitim sistemimize vurulmuş bir darbedir. Bir diğer ifade ile siyasi darbenin eğitim ayağıdır. Bu darbenin öylesine etkileri olmuştur ki, meslek okullarının orta kısımlarının kapatılmış olması ile meslek okullarının önü kesilmiş, bir anda ülkemizde özellikle sanayide ara eleman bulunamaz olmuştur. Halbuki zorunlu eğitim 8 yıla çıkartılabilir ama ülkenin ihtiyacı dikkate alınarak, isteyenlerde 5 yıllık eğitimin ardından meslek okullarına yönelir ve 3 yıllık orta 3 yılda (Şimdi o da 4 yıl oldu) lise tahsilinin ardından bir meslek sahibi olurlardı. Bir mesleğin tam olarak öğrenilmesi için 6 yıl yeterli olurdu. Birde dilimizde 'Ağaç yaşken eğilir' diye bir söz vardır. Yavrularımızın 13 yaşından itibaren bir mesleğe yönlendirilmesi onların ileride alanlarında gerçek ustalar olmalarını sağlardı. Ne var ki 28 Şubatçıların sakat zihniyetleri sonucu imam hatip okullarına duydukları öfke ile gözleri öylesine dönmüş, beyinleri öylesine dumura uğramıştı ki sırf imam hatiplerin kapısına kilit vurabilmek için tüm meslek okullarını çıkmaza sürüklediler. İşin daha da acı boyutu ise bu zulme üçlü koalisyonun ortaklarının hukuki zemin hazırlamış olmalarıdır. Gerçi bu uygulamanın ardından yapılan ilk seçimlerde darbecilerin emirlerini yerine getirenler ve buna Meclis'te oy verenler halk tarafından cezalandırıldılar ama başlattıkları haksız uygulama hâlâ sürüyor. Ülke gerçeklerine doğru çözüm bulmak için öncelikli olarak kesintisiz eğitimin kesintili hale getirilmesi şarttır. Özellikle sanayide gerekli ara eleman ihtiyacının karşılanabilmesi için buna ihtiyaç vardır. Haksız katsayı uygulamasına son vermek üniversiteye giriş sınavında tüm ortaöğretim mezunlarına eşit şartlar sağlanması bakımından önemlidir. Bunun istenen sonucu verebilmesi için kesintisiz eğitime de son verilmesi gerekiyor. Bunun hayata geçirilmesi için zorunlu eğitimin 8 yıl olarak devem etmesinin önünde bir engel yoktur. İsteyenler 8 yıllık eğitimi bugünkü sistem içinde tamamlarlar isteyenler ise meslek okullarına yönelerek 8 yıllık zorunlu eğitimin 5 yıldan sonraki ikinci bölümünü bir meslek okulunda tamamlarlar. Şimdi 8 yıl boyunca öğrencilerin farklı bir tercih imkanları yoktur. İsteseler de istemeseler de 8 yıllık eğitimi tamamlayacak ondan sonra bir meslek lisesine yöneleceklerdir. Mevcut uygulamaya göre eğitimde bir kast sistemi oluşturulmuştur. Yani bir genç ilköğretimin arkasından bir meslek lisesine yöneldiği takdirde oradan bir başka alana yönelmesi, yani kast değiştirmesi adeta imkansız hale getirilmiştir. Çünkü, katsayı uygulaması ile üniversiteye giriş sınavında bir anda kendisini normal lise mezunlarının çok gerisinde bulmaktadır. Hem de sınavlarda normal lise mezunlarından daha fazla soruya doğru cevap vermiş olması bile işine yaramıyor. Bu bakımdan katsayı zulmünün son bulması bana göre eğitime getirilmiş olan kast sistemine son verilmesi anlamına geliyor ve YÖK'ün aldığı kararı çok önemsiyorum .İkinci adımda atılabildiği takdirde 28 Şubat sürecinin en azından eğitim alanındaki izleri silinmiş olacaktır. Aksi halde kim ne söylerse söylesin 28 Şubat süreci devam ediyor olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.