Ece Temelkuran Lahikası
Mustafa Balbay-Tuncay Özkan-Güler Kömürcü-Ümit Sayın gibi Ergenekon’un medyada etkili ilk ayağının devre dışı kalmasından sonra; Soner Yalçın önderliğindeki Karanlık ODA TV ekibi bayrağı devralmıştı.
Bu ekibin yoğun, yıpratıcı ve örgütlü faaliyetleri Ergenekon Davası’na hayli zarar verdi.
Örgütlü ve suç içeren bu faaliyetlerin de sekteye uğramasının akabinde Ece Temelkuran’ın başını çektiği yeni jenerasyonun devreye girdiğini geçen yazımda detaylı anlatmıştım.
Ece ve ekibinin planı önceki iki kuşaktan farklı olarak “uluslararası” hedeflemeyle çalışıyor.
Bütün Dünya’ya, Türkiye’de 100 gazetecinin tutuklu olduğunu, bunların gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklandıklarını, iktidarı eleştirenin içeri tıkıldığını, “dikta rejiminin kurulduğunu” anlatıyorlar.
Onların attıkları bu pası; Paul Auster gibi Yahudi kökenli yazar ve gazeteciler alıp uluslararası platformda top çeviriyor.
Eskiden, İsrail kökenli gazeteciler bir haber üretir, bunu İngiliz ya da Amerikan gazetelerine çıkarttırır, ardından o haberi ODA TV ekibi alıp Türkiye’de top çevirirdi.
Türk-İsrail gerginliği nedeniyle bu taktiği tersten uygulamaya başladılar, konjonktürel olarak.
Bütün gerçekleri çarpıtarak yapılan bu anlatı için bulunan kılıf ise; Hrant Dink...
Ece Temelkuran’ın sessiz sedasız unutturmaya çalıştığı bir geçmişi var.
Eski düşüncelerini, durduğu yeri unutturmaya çalışıp, şu an işinden ayrılmak durumunda kalmış muhalif bir gazeteciyi oynuyor.
Ama rol çok yapmacık, senaryo da sahte.
Ece’nin nasıl biri olduğunu hatırlamak için “LAHİKA” dediğimiz, “Genelkurmay’ın Toplumu Biçimlendirme Planı Belgesi”nin “Harekat Planı” kısmına bakmak yeterli olur.
“Madde 3: Anket çalışmaları ‘kamuoyu yaratma gücüne sahip bulunan’ bir araştırma şirketine yaptırılacak ve araştırma danışmanları olarak ‘kamuoyu yaratma gücüne sahip kişiler’ (Prof. Emre Kongar, Prof. Orhan Türkdoğan, Prof. İlber Ortaylı, gazeteci-yazar Bekir Coşkun, gazeteci Ece Temelkuran gibi) kullanılacaktır.”
1993’ten başlayarak 28 Şubat sürecinde zirveye çıkan işbirlikçi askerlerin dindar ve muhafazakar halk üzerine kurdukları baskıyı sessizce memnuniyet içinde izleyen, hatta bu algının güçlenmesi için bildik “irtica” yazıları döktüren Ece Temelkuran, şimdi hep mazlumların yanında olduğu iddiasını yememizi bekliyor.
Ece Temelkuran’ın zihniyeti, Cumhuriyet ve Aydınlık gazetelerinde heykelleşmiş bulunan, aşırı laikçi ve temel motivasyonu dindar/muhafazakar düşmanlığı olan fikriyatın ağdalı halidir.
Bu nedenle “LAHİKA” Belgesi’nde görüleceği üzere Darbeci Paşalarımız kendisini “partner” olarak görmektedirler.
Ermeniler içerisinde 1915 Olayları’nın en makul konuşulabileceği ve ilerleme sağlanabilecek kişi olan Hrant Dink’i, Ergenekon öldürdü.
Bunda zerre kadar şüphe yok.
İşi çok profesyonelce yapmış olabilirler ve bu yüzden delil konusunda sıkıntı yaşanabilir.
Ergenekoncu isimleri savunmasıyla ün yapmış, Ergenekon yargı sürecine demediğini bırakmamış, Ergenekon’dan ismi geçen isimlere kalemiyle her desteği vermiş, Ergenekon’un son dönemdeki temel tezi olan “dikta” söylemine ölümüne bağlanmış olan Ece Temelkuran, kalkıp bu örgütün infazı sonucu öldürülen Hrant Dink üzerinden propaganda yapıyor.
Hrant Dink’in en yakın arkadaşı olan Etyen Mahçupyan, geçenlerde bu konuya dikkat çekti.
Kendisini “Dink’in arkadaşı” olarak sunan Temelkuran’ı sağlığında yanında görmediğini söyleyerek, “Hrant’ın Paraziti” gibi her şeyi anlatan haklı bir tamlamayla durumu özetledi.
Ece’de utanma olmadığı için “Yarabbi Şükür” deyip bu lafa “Nisan Yağmuru” muamelesi yapacağı son açıklamasından belli.
Ergenekoncuların yuva yaptığı Akşam gazetesine konuşmuş ve “Belki de en iyisi Türkiye’yi terk etmek” demiş.
Uluslararası alanda “Türkiye’de yaşama imkanı kalmadı, terk ettim” propagandası için zemin oluşturma açıklaması bu...
Bilindiği gibi Habertürk Grubu, Temelkuran’la biten iki yıllık sözleşmesini yenilemedi.
Bu durumun nedenini anlatan grubun başındaki isim Kenan Tekdağ önceki hafta aynen şöyle dedi: “Ece’nin son dönemde Tunus’a yerleşmesi, sosyal medyaya odaklanması, sosyal medyayı kullanma tarzı ve orada oluşturduğu profil yeni bir durum oluşturdu.”
Yani neymiş; Ece zaten Tunus’a yerleşmiş...
Uluslararası alanda “Türkiye yazarlar için yaşanmaz hale geldi” propagandası için keyfinden tercih ettiği durumu kullanacaktı ama mumu yatsıya kadar yanmadı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.