DDK fena yakaladı
Nedim Şener’in, Dink cinayetiyle ilgili yazdığı “İstihbarat Yalanları” kitabının nasıl bir operasyon kitabı olduğu her gün yeni belgelerle ortaya çıkıyor.
Daha önce de yazdım ama, arada kaynadı: Nedim’e o kitap için bilgilerin tamamını veren kişi Reşat Altay’dır...
Nedim Şener kitabıyla Dink cinayetini aydınlatmaya çalışmamış, aksine Dink cinayetini tamamen çarpıtarak Ali Fuat Yılmazer-Ramazan Akyürek-Zekeriya Öz üçlüsünü yani Ergenekon Operasyonu’nun Troykası’nı itibarsızlaştırarak görevden aldırmayı hedeflemiştir.
Şener’in kitabı ve ardından Doğan Grubu’nun toplu saldırısı sonrası bu başarılmıştır maalesef...
Şimdi gelelim ortaya çıkan yeni ayrıntıya.
Malum Devlet Denetleme Kurulu, Dink cinayetiyle ilgili raporunu tamamladı ve Cumhurbaşkanı da onayladı.
Raporun sonuç bölümü bazı maddelerin üstü karartılarak yayınlandı.
O bölümlerde ne olduğunu Sabah Gazetesi’nden okuduk.
Haberde şunlar yazıyor:
“Raporun karartılan 637. sayfasında Trabzon Emniyeti ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay eleştirildi. Bu bölümde ‘Hrant Dink’in öldürüleceğine ilişkin Erhan Tuncel’den alınan istihbari bilginin Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildiği’ vurgulandı. Bu bilginin asıl paylaşılması gereken amirlerden saklandığı şu ifadelerle anlatıldı: ‘Ancak olayın Jandarma Komutanlığı yetki alanı olan Pelitli’de mukim kişilerle ilgili olmasına rağmen alınan istihbaratın İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilip Trabzon Valiliği ve Trabzon Jandarma Komutanlığıyla paylaşılmadığı görülmüştür.’ Raporda karartmanın, halen görevde olan kamu görevlilerinin isimleri yer aldığı için yapıldığı öğrenildi. Karartılan bölümlerde dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürü Celaleddin Cerrah’ın isimlerinin görevleri nedeniyle yer aldığı öğrenildi. Ayrıca karartılan bölümlerde işaret edilen emniyet personeli arasında dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın ismi yer aldı.”
Evet işte Nedim Şener’in “İstihbarat Yalanları” kitabının kaynağı Reşat Altay budur...
DDK süper tespit etmiş.
Nedim Şener’in bir kaynağı Reşat Altay’dı, ikinci kaynağı ise Dink Cinayeti’yle ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuydu.
O raporda da Şener’in suçu yıkmak istediği Emniyet görevlileri hedef alınıyordu.
Rapor alelacele hazırlanmış, tuğla kalınlığında olduğu için sadece özeti çarpıtılarak Başbakan Erdoğan’a arz edilmiş, Erdoğan da imzalamıştı.
Raporu hazırlayanların zihniyetleri, yapmak istedikleri ve kurdukları kumpas sonradan ortaya çıktı ama bir kere imzalandığı için Nedim Şener bunu istismar etti de etti.
Ama gerçekler er geç ortaya çıkıyor.
Reşat Altay, “Dink öldürülecek” istihbaratını, Yasin Hayal-Ogün Samast’ın oturdukları yer Jandarma bölgesi olduğu halde oraya vermedi.
Dolayısıyla suikast yerinden engellenemedi.
Bilgi İstanbul’a gittiğinde ise Celalettin Cerrah gereğini yerine getirmedi.
Tesadüf şu an Osmaniye’de görevli Cerrah’la ilgili dün bir haber daha vardı gazetelerde: “Osmaniye’de platonik âşığı tarafından okul servisinde pompalı tüfekle öldürülen 16 yaşındaki kızın ailesinin, zanlı hakkında 9 kez şikâyet dilekçesi verdiği belirlendi. Aile bu duruma isyan edince Cerrah, ‘gereğini yapacağım’ dedi.”
Dink cinayetinde gereğini yapmadığın gibi burada da 9 dilekçe verilmiş yine gereğini yapmamışsın.
DDK raporundaki diğer ilginç ayrıntı ise Habertürk’te: “Polis, Yasin Hayal’in ağabeyinin İstanbul’daki işyerini aramadı, aramış gibi geriye dönük sahte rapor yazdı.”
Habertürk adını yazmadı ama bu sahte raporu düzenleyen Emniyetçi’nin adının Ahmet İlhan Güler olduğu dava sırasında açığa çıkmıştı zaten.
Peki kim bu Ahmet İlhan Güler?
Kendisi Hanefi Avcı’yı besleyen adamdır sevgili dostlar...
Hanefi Avcı’nın da yıllardır Nedim Şener’i beslediğini yedi düvel biliyor.
Şimdi Reşat-Nedim-İlhan-Hanefi ağını bir kere daha düşünün...
Geçelim Jandarma’ya...
Sabah’ın haberinde diyor ki: “Raporun karartılan 639. sayfasındaysa Trabzon Jandarma Komutanlığı’na daha net ve ayrıntılı olarak başka kaynaklardan ‘Dink’in öldürülmesi için Yasin Hayal’in silah temin ettiği gibi açık ve net istihbarata rağmen mezkur istihbarat Trabzon Jandarma Komutanlığı’nca işleme konulmamış ve herhangi bir adli ya da idari birimle paylaşılmamış’ olduğuna dikkat çekildi.”
Nedim Şener’in o muhteşem kitabındaki Jandarmanın es geçilme sebebini bir de bu açıdan okumalı.
Özetin özeti: İçinde kitaplar, sayısız gazete haberi, köşe yazarları, Reşat ve İlhan gibi isimler, Odatv desteği olan mükemmel bir organize iş yaptılar ve asimetrik savaşla Ramazan Akyürek-Zekeriya Öz-Ali Fuat Yılmazer’i yediler...
Buna da Dink’i perde yaptılar.
Ama gerçekler er veya geç ortaya çıkıyor işte...
İlahi adalet diye bir şey var...
DDK raporunun şimdilik sonuç bölümü biliniyor tabii, Raporun tamamı üzerinde konuşabilmek için erken.
Hatalar olabilir.
Çünkü bu konu Ergenekon’u anlamadan düz müfettiş bakışıyla anlaşılacak gibi değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.