Kimmiş bu TSK muhalifleri?
Gene ortalık toz duman. Bu defa da haberi kamuoyuna ilk defa duyuran Taraf Gazetesi. Kimileri böyle bir belgenin gündeme taşınmasını "Ankara'yı karıştıran belge" olarak nitenlendirirken olayın derinliğine inmekten çekinir bir tavır segileyenlerin sayısı az değil. Elbette herkes kendine göre bir yol izleyecektir. Ancak benim yadırgadığım husus bazı gazetelerin olayı, "Genelkurmay'ın TSK muhaliflerinin yıpratılması için eylem planının yer aldığı öne sürülen bir belge başkentte tartışmaya neden oldu. Genelkurmay, 'Komuta kademesinde onaylanmış resmi plan yok" açıklamasını yaptı" şeklinde vermeleri gerçekten insanı şaşırtıyordu.
Ne demek TSKmuhalifleri? Bu memlekette TSK muhalifleri mi varmış? Sanıyorum bazı askerlerin bir takım eylemlerin içinde bulunmasını eleştirmenin adı TSK muhalifliği olamaz. Eğer, darbe hazırlığı yapanlar, hatta zaman zaman demokratik sisteme müdahale edenlere yönelik eleştiriler TSKmuhalifliği oluyor ve bu muhaliflerin yıpratılması için resmi ya da gayri resmi bir plan söz konusu ise o zaman TSK muhaliflerinden değil, demokrasi muhaliflerinden söz etmek gerekir. Bazı askerlerin sivillerin yönetimine karşı çıkmalarından, ülkeyi sadece kendilerinin yönetebilecekleri iddiasından söz etmek daha doğru olur.
Olayı bu ülkede sanki TSK'ya karşı olanlar varmış gibi takdim edip, buna karşılık TSK'nın da bu muhalifleri hizaya getirme hakları doğuyormuş anlamına gelebilecek nitelendirmeler bilerek ya da bilmeyerek demokrasi dışı gelişmelere destek vermek anlamına gelmez mi?
Askerin siyasetin dışında kalmasını istemek, siyaseti siyasilere bırakması, kendi asli görevini yapmasını savunmak kesinlikle TSK karşıtlığı ya da muhalifliği olarak nitelendirilemez. Böyle bir nitelendirme kesinle TSKtaraftarlığı anlamına gelmez. Ordu, bu milletin içinden çıkmış bir parçasıdır. Bu ülkede kimsenin de ordu karşıtlığı içinde olması düşünülemez. Ne var ki, bazı askerler kendileri gibi düşünmeyen sivilleri sürekli olarak tehlike gibi görme alışkanlığı edinmişlerse bu onların yanlışını gösterir. Belki bir kaç istisna dışında bu ülkenin evlatları askerliklerini severek yaparlar. Anneler evlatlarını eline kına yakarak askere uğurlarlar. Ancak, o görevi severek yapanların bir süre sonra bazı askerlerin elini siyasetten çekmemeleri karşısında "Bu kadar da olmaz" demelerini TSK muhalifliği olarak değerlendirmek hem yanlıştır hem de haksızlıktır.
Bu memlekette kim ne mevkide ve hangi görevde bulunursa bulunsun kendilerini birinci sınıf vatandaş, diğerlerini ise dolgu maddesi görmesi, bu anlama gelebilecek eylemlerin içinde olmasını savunması mümkün değildir. Farklı düşünce ve inanca sahip olsalar da herkes bu ülkenin eşit vatandaşıdır, böyle olması ve uygulamanın da buna göre işlemesi gerekir.
Kaldı ki, Taraf Gazetesi'nin haberinin ardından Genelkurmay'dan yapılan açıklama bir yalanlamadan çok, böyle resmi bir planın olmadığı şeklinde. İyi de zaten toplumun bir kesimini TSKmuhalifi kabul edip, onların yıpratılarak belli bir çizgiye çekilmesini öngeren bir planın resmi kayıtlara geçirilmesi düşünülemez ki. Olaya bir başka açıdan bakalım. Diyelim ki ordu içinde bir grup darbe yapmayı kafaya koydu ve bu hususta planlar hazırlandı. Bu planların komutanların onayından geçerek imza altına alınması, yani resmiyet kazandırılması düşünülebilir mi? Bunun mantığı olur mu?
Şahsen bu memlekette asker karşıtlığı gibi bir cereyanın, ideolojinin varlığını kabul etmiyorum. Ancak, askerin sürekli olarak siyaseti yönlendirmeye yönelik girişimleri karşısında rahatsızlık duyanlar var. Bu rahatsızlığı TSK karşıtlığı ya da muhalifliği olarak takdim etmek, Genelkurmay tarafından bir planın resmi ya da gayriresmi olarak hazırlanmış olmasından daha da sakıncalıdır. ülke insanını TSK'ya karşı olanlar ve yanındakiler diye ayırmış olmak yeni bir ihtilaf konusu oluşturmak için zorlamak demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.