12 yıllık zorunlu eğitim Türkiye şartlarına uygun mu?
Zorunlu eğitimin kesintili olarak 12 yıla çıkartılması etrafındaki tartışmalar sürüp gidiyor ama sanki esasa hiç inilmiyor. Olay çıraklık eğitimi v e özelliklede kız çocuklarının okuldan uzaklaşacağı noktasına hapsediliyor. Halbuki 12 yıllık zorunlu eğitimde kız çocuklarının okuldan uzaklaşması söz konusu değil. Aksine kız erkek bütün çocuklarımızın şu ya da bu şekilde lise mezunu olmaları öngörülüyor. Gerçek bu iken olayın kız çocuklarının okumasının engellenmesi gibi takdim edilmesi tamamen ideolojik bir yaklaşımdır.
Bana göre bu noktada sorulması gereken esas soru bu ülkede tüm gençlerin ille de lise mezunu olması şart mıdır? Böyle bir zorunluluk ülke gerçeklerine uygun mu? Çünkü, ülkemizin bazı bölgelerinde kanunen yasak bile olsa lise çağındaki kız çocukları okumak yerine evlenmeyi tercih ediyorlar. Bunun iklim şartları ile bağlantısı olabileceği, geleneklerinde etkisi olabilir. Ama, bu durum ülkemizin bir gerçeği. Bunu söylerken kız çocuklarının 14-15 yaşında evlenmelerini destekliyor değilim. Bir gerçeğe dikkat çekmeye, bazılarına hatırlatmaya çalışıyorum. Kanunlarda var olan bazı maddeler ülke şartlarına uygun düşmüyorsa toplumda bunu kitaba uydurmaya yönelik bazı uygulamalar devreye giriyor.
Şahit olduğum bazı hadiseleri aktardığımda ne demek istediğim sanıyorum daha iyi anlaşılacaktır.
Yıllar önce oturmakta olduğun küçük bir Akdeniz beldesinde ailecek görüştüğümüz bir ailenin 14 yaşındaki kızı lise bire devam ederken duyduk ki kocaya kaçmış. Anne-babayı yakından tanıyorum. İkisi de perişan olmuşlardı. Onlar çocuklarının okumasını istiyorlardı. Bunun için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ama yapacakları bir şey yoktu. Şikayetçi olup kızın kaçtığı çocuğu, bu iki çocuğu evlerine kabul eden oğlanın anne-babasını hapse attırmak mümkündü. Ama bu neyi değiştirecekti? Tekrar ediyorum olayı bir takım kötü örnekleri gündeme getirerek suç ilan etmek ülke gerçeğine kulak tıkamaktan öte bir anlam ifade etmez. Söz gelimi para karşılığı çocuklarını küçük yaşta evlendiren anne-babaları tasvip mümkün değildir. Bunların önlenmesi gerekir. Ama, yukarıda sözünü ettiğim olay istisna bir durum değildir.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılmasının erken yaşta evlenmeleri engelleyeceğini söylemek mümkündür. Ama, ya liseye giden kız çocuklarından kocaya kaçanlar olursa, hem de velilerinin tüm karşı çıkmalarına rağmen ne olacak?
Aslında yapılması gereken zorunlu eğitim yine 8 yıl olarak kalacak, sadece bu zorunlu eğitim kesintili hale getirilecekti. Böylece ortaya çıkmış olan aksaklıklar giderilmiş, hem de zorunlu eğitimde geri adım atılmamış olacaktı.
Yapılan açıklamalarda ilk 8 yıldan sonra isteyenlerin açık öğretime kayabilecekleri söyleniyor. İyi de lise eğitimi zorunlu olduğuna göre ister açık öğretimde okunsun ister okullara devam ederek olsun öğrenci öğrencidir. Eğer açık öğretim liseleri, akşam liseleri gibi olacaksa, yani gençler hem çalışacak, hem gerekirse aile yuvasını kuracak hem de okuyabileceklerse fazla bir sorun söz konusu olmayabilir. Aksi olacaksa ülkemizde ciddi sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Kanunlarda çocuk olarak tarif edilenlerin fiili durumda gelişmiş oldukları, daha ilköğretimin ikinci döneminde bir takım duygu ve isteklerin ortaya çıktığı düşünülürse bazı şeyleri sadece kanun maddeleri ile düzene koymak mümkün olmamaktadır. Bilindiği gibi ülkemizde reşit olma yaşı 18'dir. Bu yaşın altında olanlar küçük, yani çocuk kabul edilir. Ama, bu yaşın altında bazı durumlarda velinin izni ile evlilikler gerçekleşmekte, bazı durumlarda da fiili birliktelikler ortaya çıkmaktadır. Korkum o ki, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması yeni suçlular üretecektir. Hem de hiçbir suç işleme niyeti olmayan insanları suçlu konumuna düşürecektir. Kaldı ki zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması yönünde toplumsal bir talep de söz konusu değildir. Bazı Batı ülkelerinde böyle olduğu için bu yola başvuruluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.