CHP kendisini sorgulamadan değişemez
ARKA arkaya iki olağanüstü kongrenin ardından CHP'nin değişmesinin mümkün olmadığını yazmıştım. Kendime göre elbette gerekçelerim de vardı.CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise medyaya göre söylemleri ile CHP'nin değişeceğinin sinyallerini vermiş. Sözlerine bakılırsa şimdiye kadarki bazı söylem ve uygulamaları eleştirmiş, bundan böyle kimsenin kılık kıyafeti ile uğraşılmayacağını belirtmiş. Bu söylemlerin ne ölçüde uygulamaya konulacağını zaman gösterecek. Ancak, özgürlükler ve özellikle de insanların inançları sebebiyle dışlanmalarının CHP açısından geride kalmasını gönülden isterim. Bundan memnuniyet duyarım. Ne var ki, CHP'nin değişiminin bir takım toplumun hoşuna gidecek cümleler kurulması ile sağlanması mümkün değildir. Çünkü, bir takım söylem ve davranışlar vardır ki CHP'lilerin hücrelerine kadar işlemiştir. Bunun ötesinde kurulduğu günden bugüne kadar CHP toplumu değiştirmeyi kendisine iş edinmiştir. Bu değiştirmeyi tüm toplumun CHP düşüncesi etrafından birleşmesini sağlamak şeklinde de ifade edebiliriz. Böyle olunca da öncelikli olarak toplumla kavgadan vazgeçip, toplumu kendilerine benzetmek yerine toplumun isteklerini dikkate almaları gerekiyor. Elbette bu söylediklerim imkansız değildir. Ancak, böyle bir değişim CHP'lileri boşlukta bırakır. Varlık sebeplerinin yok olması anlamına gelir. Bunun da ötesinde geçmişlerini topyekün yargılamaları, geniş bir yanılgılar listesi çıkarmaları ve bunu topluma ilan etmeleri gerekir.
Bu gelişmeler olur ya da olmaz bu CHP'lilerin ve özellikle de Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun meselesi. Ancak, değişim sinyalleri verdiği konuşmanın hemen ardından Doğan Yurdakul'u tedavi gördüğü hastanede ziyareti sırasında söylediği sözler Kılıçdarolu'nun suçu kendilerinde değil başkalarında arama gayreti içinde olduğunu gösteriyor. Bu ziyaret sırasında Kılıçdaroğlu, "CHP dine karşı algısı değişecek" sözlerinin ne anlama geldiğinin sorulması üzerine şu karşılığı veriyor:
"Uzun yıllar AK Parti benzeri partiler, CHP'nin dine karşı bir parti olduğu algısını yaygınlaştırmak istediler ve bu konuda özellikle Anadolu'da yaygın bir propaganda yaptılar. Oysa hiçbir siyasal partinin, aklı başında hiç kimsenin dine karşı olmadığını hepimizin bilmesi lazım".
Sayın Kılıçdaroğlu'nun cümlelerini kendi aleyhine kullanmak istemem. Ancak, söyledikleri doğru değil. Çünkü, CHP aleyhinde yürütülen söylemlerin bir dayanağı olmasaydı böyle bir iddia toplumda tutmazdı. Tuttuğuna göre ya toplum sürü olarak kabul ediliyor ve hâlâ CHP Lideri kendi kendilerini yeniden değerlendirmek yerine kendi dışlarında suçlu aramanın peşine düşmüştür. Bu yaklaşım ile CHP'nin yenilenmesi mümkün olabilir mi? CHP'nin dine karşı tutum ve eylemleri konusunda kitaplardan ve yaşanmış olaylardan yüzlerce, binlerce örnek sıralamak mümkündür. Ancak, ben kendi yaşadığım bir olayı anlatmakla yetinmek istiyorum. CHP'nin tek parti iktidarı döneminde Anadolu'nun küçük bir ilçesinde 1942'de dünyaya elmiş o tek parti döneminde ilkokula başlamış birisiyim. Daha okula başlamadan rahmetli dedem dinimi öğreneyim diye mahallemizdeki mescidin fahri olarak imamlığını yapan, bu arada benim gibi çocuklara da dinlerini öğretmek için hiçbir karşılık beklemeden ders veren bir akrabamız vardı. Bu vesileyle Osman Dayıyı rahmetle anıyorum. Dersi evinde veriyordu. İki gün gittim, üçüncü gün rahmetli eşi kapıyı açtı, gayet üzgün bir şekilde Hoca'nın artık ders veremeyeceğini söyleyerek bizi evimize geri gönderdi. Eve gelince dedemden öğrendim ki, Hoca'yı din dersi veriyor diye şikayet etmişler. Jandarma evi basarak Hoca'yı alıp götürmüş. Birkaç gün sonra serbest bıraktılar ama, ondan sonra bir daha Hoca ders veremedi. Bu hadise 1948 yılında yaşandı. Yani CHP tek başına iktidardı ve toplumu değiştirmenin derdindeydi. Şimdi bunu bile bile benim CHP'nin dine yaklaşımı konusunda iyi şeyler düşünmem mümkün mü? Kaldı ki hayatımda bu olay ilk olmadığı gibi son da olmadı. Bu bakımdan mühim olan söz değil eylemdir. CHP gerçekten değişecek, yenilenecekse geçmişten gelen tatsız izlenimlerden toplumun kurtarılması gerekir. Bunu ise zaman gösterecek. Göstermelik bir iki cümle ile topluma geçmişi unutturmak mümkün değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.