Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Isıtan ortada, ısıttıran nerede?

Isıtan ortada, ısıttıran nerede?

İsrail kurulduğu günden beri bölgedeki problemlerin kaynağını oluşturuyor. Elbette İsrail kurulmadan da bölgede problem olan unsurlar vardı. Sanki bu unsurlar bölgeden çekilirken yerlerine İsrail'i bırakıp gitmişler görüntüsü çok net ortada... Çünkü, bölgedeki işgalci İngiltere, Fransa ve İtalyanların çekilmesi ile İsrail'in kurulması arasında fazla bir süre yok. Avrupalı işgalciler İsrail'in kurulmasını sağlayarak hem bölgenin sürekli boğuşacağı, boğuşmak zorunda kalacağı bir yapı oluşturmuşlar hem de Nazilerin bir takım eylemlerinin faturasını ödemeye kalkışmışlardır. Diyebiliriz ki,Avrupalılar kendi katliamlarının faturasını bölge ülkelerine kesmişlerdir.

Hemen belirtmek gerekir ki, başta Almanya, Fransa ve İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerinin İsrail korumacılığı bugün de sürmektedir. Bu arada ABD yönetimleri üzerindeki Yahudi lobisinin etkisi de dikkate alındığında İsrail'in tüm kanlı eylemlerinin arkasındaki güç olarak sözünü ettiğimiz ülkeleri saymak yanlış olmaz. Bu bakımdan dünkü gazetelerde "İsrail Kıbrıs'ı ısıtıyor" başlıklı haberleri doğru okumak için "İsrail Kıbrıs'ı ısıtıyor doğru ama, İsrail'e bu cesareti veren; yani ısıttıran nerede?" sorusunun cevabı doğru verilmelidir.

Haberlerde İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Rum lider Hıristofyas'tan Kıbrıs'ta 2 askeri üs istediği, doğalgaz santral ve sondajını korumak için 20 bin komandonun adaya konuşlandırılmasını talep ettiği belirtiliyordu. Haberin doğruluk derecesi nedir? Gerçekten İsrail'in böyle bir talebi varsa Rumlar buna ne cevap verecektir ayrı bir tartışma konusudur. Ancak, böyle bir gelişme İsrail'in isteği doğrultusunda gerçekleşecek olursa bu doğrudan doğruya Türkiye'ye meydan okumak anlamına gelir. Çünkü, İsrail Mavi Marmara Gemisi'ne yönelik açık denizlerdeki saldırısı ile bu meydan okumayı bir kez yapmıştır. Ne yazıktır ki İsrail'in yaptığı yanına kalmış, bırakın tazminat ödemeyi, özür dilemeye bile yanaşmamıştır. Bu gelişme konusunda İsrail'in bu gücü sadece kendisinden aldığını söylemek, İsrail'i bu tür küstahlıklara iten arkadaki gücü görmezden gelmek sanıyorum yanlış olur. Kısacası başta BM olmak üzere uluslararası örgütler İsrail küstahlığı karşısında sessiz kalarak destek vermişlerdir. Bu bakımdan diyorum ki geçmişte sergilediği küstahlıkları ve gelecekte yenileyeceklerini değerlendirirken İsrail'e bu cesareti verenlerin iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

İsterseniz bu noktada İsrail'in Rum kesiminden istedikleri gerçekleşecek olursa ortaya nasıl bir manzara çıkacak onun üzerinde duralım.

Taraflar şartlarda anlaştıkları takdirde santral inşaatında çalışacak yaklaşık 10 bin İsrailli'nin ailesini de Rum tarafına getirdiğinde en az 30 bin İsrailli Limasol'a yerleşmiş olacak. Bunun yanında İsrail, hem işçi ve aileleri için hem de santral ve boru hattının güvenliği için Rum tarafında 20 bin de komando yerleştirmek istiyor. Böylece Limasol'da 50 bin civarında İsrailli'nin yaşayacağı ikinci bir İsrail devleti kurulmuş olacaktır. Bu gerçeği Rum tarafından da görenler var elbette. Bu sebeple de İsrail'in bu talepleri, "İsrail'e parmağınızı verirseniz kolunuzu kaptırırsınız. İsrail buraya çıkmak için gelmiyor, yerleşmek için, çıkmamak üzere geliyor" şeklinde yorumlanıyor.

Bu taleplerin onaylanması için Rum kesimini zorlayacak olanlar İsrail'i bölgeye yerleştiren güçler olacaktır. Bu bakımdan Türkiye İsrail'e karşı ne kadar yakın durursa dursun, İsrail'in bölge üzerindeki hedeflerinden vazgeçmesi mümkün olmayacaktır. Sürekli ileri adım atacak ve nihai hedefine ulaşana kadar bölgeyi çürütmeye devam edecektir. Çünkü, arkasında sürekli olarak yeterli desteği bulmaktadır. Ne gariptir ki İsrail'i bölgeye getirip yerleştiren, sürekli olarak destek veren ülkelerle bizde aynı çuvala girmiş bulunuyoruz. Bu bakımdan Siyonistler ile Batılı diğer emperyalist güçlerin hedefleri büyük ölçüde birdir. Bu ortak hedefler içinde Türkiye'de bulunmaktadır ve bu kesinlikle ülkemiz lehine değildir. Bu gerçeği görmek için Mavi Marmara olayını ve bu olayın arkasından gelişmeleri sessizce izlemeyi tercih etmiş olan Batılı ülkeleri görmek, doğru değerlendirmek yeterlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi