Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Siyasette küslük ve kan uyuşmazlığı

Siyasette küslük ve kan uyuşmazlığı

Bir anda gündemin başına Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bir araya gelerek terör konusunu görüşmeleri oturdu. Aslında iktidar partisi ile ana muhalefet partisi liderlerinin bir araya gelerek terör konusunu görüşmeleri kadar doğal bir olay olamaz. İki liderin görüşmesini olağanüstü kılan sanıyorum bize has bir yaklaşım tarzıdır. Siyasi partilerin asli görevi ülke meselelerine çözüm sunmak, bunların hayata geçmesi için çaba sarf etmektir. Eğer siyasi partiler çözüm sunmuyor, sundukları çözümleri hayata geçirmek için bir çabanın içinde olmuyorlarsa varlık sebepleri kalmaz. O zaman da kendilerini feshedip kenara çekilmeleri gerekir.

Kaldı ki özellikle parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin yetkilileri sürekli görüşme halindedirler. Bu ilişkiler milletvekilleri aracılığı ile olduğu gibi grup başkan vekilleri ve genel başkan yardımcıları vasıtasıyla temas halindedirler. Sürekli olarak topluma partilerin birbirleri ile kavga halinde oldukları görüntüsü insanları yanıltmamalıdır. Bu bakımdan iktidar ile muhalefet liderlerinin biraya gelmesinin aslında hiçbir olağanüstü tarafı yoktur.

Hatta bu görüşmeyi gerçekleştirmek için günler öncesinden randevu almaya, bunu meydanlarda topluma duyurmaya da gerek yoktur. Ancak, bizde bu tür olağan buluşmalara olağanüstü hava verilmesi oldum olası tercih edilmiştir. Buna isterseniz siyasi kurnazlık da diyebiliriz.

Şimdi de bu görüşmenin ardından yapılan haber ve yorumlar üzerinde durmak istiyorum. Medyanın bir kesimi terörle mücadele konusunda Başbakan Erdoğan'ın yaklaşımını olumlu göstermeye çalışırken bir bölümü de bu görüşmeden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na büyük pay çıkarmaya çalışıyor.

Hemen belirteyim ki ortada atılmış bir adım olmakla birlikte alınmış bir mesafe yoktur. Olmasını tüm kalbimle desteklerim. Sadece karşılıklı nabız yoklaması ve bir de topluma karşı kimse reddeden durumuna düşmek istemiyor. Sadece MHP başından beri ret tavrı sergiliyor.

Görüşmenin AK Parti kanadından gelen açıklamalarda Başbakan Erdoğan'ın bütün partilerin teröre çözüm önerisi için masaya oturmasını istediği, ülkede kan akarken siyasiler arasında küslük olamayacağını, her öneriyi dinlemeye hazır olduklarını belirttiği dile getiriliyor.

Her öneriyi dinlemek teröre çözüm konusunda ne sağlar bu ayrı bir konu. Her öneriyi dinlemek siyasi partiler arasındaki farklılıkları gidermeye yeterli midir? Kısacası teröre çözüm bulunması hususunda ister parlamentoda grubu bulanan ister parlamento dışı partiler olsun hepsi ortak temenniye sahiptir. Yani terörün bitmesini istemeyen en azından söz planında yoktur. Ancak, şimdiye kadar ortak bir plan etrafında anlaşmak mümkün olmamıştır. Bunun sebebi de partiler arasında fikri kan uyuşmazlığıdır. Elbette kan uyuşmalığının yadırganacak bir yanı yoktur. Eğer partiler ülke sorunlarına çözüm konusunda aynı şeyleri düşünüyor olsalardı bunca partiye gerek kalmazdı.

Bu bakımdan gazetelerin terör zirvesi olarak takdim ettikleri Erdoğan-Kılıçdroğlu görüşmesinden bir sonuç alınabilmesi için herkesin elini taşın altına sokması, tekliflerinde samimi olması gerekir. Olay sadece millete selam noktasında kalacaksa -şimdiye kadar hep böyle oldu- konu birkaç gün tartışılıp sonra unutulmaya terk edilecektir. Yani partiler topluma, "Bakın biz terörün önlenmesi konusunda samimi olarak teklimizi ortaya koyduk ama karşı taraf kabul etmedi" görüntüsü vermeye çalıştıkları takdirde bu görüşmeden de bir sonuç çıkmayacaktır. Ama mutlaka teröre çözüm bulunması gerekiyor. Bu olayın iç siyaset malzemesi yapılması kadar bu ülkeye verilebilecek zarar yoktur.

Hemen belireyim ki partiler fikri kan uyuşmazlıklarının üstesinden gelebilirlerse Türkiye gündeminden terör olgusu çıkabilir. Ancak, terörden beslenenler var ise bilinmelidir ki terörü çözme konusunda ne söylüyor olurlarsa olsunlar, çözüm gündeme geldiğinde bir takım bahaneler ileri sürerek kenara çekileceklerdir. Bu bakımdan partiler arasındaki fikri kan uyuşmalığından kurtulmanın yolu hiç olmazsa terör konusunu iç politika malzemesi yapmamaktan geçer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi