Ramazan ve kurban bir insanlık iklimidir
Duyarak, düşünerek, inanarak yaşanan Ramazan ve Kurban bayramları, Müslümanların bireysel ve toplumsal hayatını, egoizmden, yalnızlıktan kurtaran; olaylara ve istikbale ümitle-imanla müspet bakışı sağlayan; yapıcı bir ruh ve irade doğuran; Müslümanı ve toplumu, sevgi-saygı, edep-haya ve gayrının derdini dert edinme gibi eşsiz diğerkamlık duygularıyla besleyip kaynaştıran; fert ve toplumsal huzuru ve yardımlaşmayı zirveye taşıyan, eşsiz bir insanlık iklimidir. Müslümanların hedefi olan iki cihan saadetinin solmayan, pörsümeyen manevi bahar hayatını bu dünyadan başlatan; ümmet kardeşliğini tüm dünyada yaşatan bayramlardır.
Ramazan, insan fıtratı ve İslam inancı gereği ibadet, yeme içmeden tefekküre kadar uzanan bir kazanımlar ayıdır. İtikafla, teravihle, zekatla, fitreyle, yardımlaşmayla sonsuzluğa uzanma nimetidir. İslamın her dem taze yüce ahlakını bütünüyle hayat yapmaktır. Ramazan ve Kurban Müslümanı, bireyken eşsiz bir sıçrayışla ümmet olarak tüm dünyayı, insanlığı kucaklatan eşsiz bir kardeşlik vahdetine erdiren; İslami düşünce ve duygularla, egoizmin, ben merkezli zincirlerini kıran; hayattan üstün değerlere yönelten; Müslümanı geçici alemden ebedi ufuklara taşıyan bir bayramdır.
Ramazanla Müslüman, kendini arındırıyor, disipline ediyor. Kendini maddi dünya şartlarının olumsuzluklarına meydan okuyabilecek manevi bir iklime taşıyor. Zekat ve fitreleriyle, fiili gayret ve fedakarlıklarıyla tüm dünya insanlarına yardıma koşan yeryüzü doktorlarından, özellikle fakir diyarlara hizmet ve sevgi taşıyan gönüllü gençleriyle, hizmetten geri kalmamak aşkıyla yollara düşmüş her yaştan kadın erkek insanlarıyla; Ramazanın hemen arkasından, her yıl milyonlarca kurbanla yeryüzü ziyafet sofrasına dönüyor; dünyamızın bin bir köşesinden gelip Kabede buluşan milyonlar, kardeşliğin, insanlığın, Yaratanına kullukta birlik ve beraberliğin, İslam nimetinin bayramını yapıyor. Allahın inayetiyle yeni bir dünya ve yeni bir insanlık iklimi doğuyor. İslami hayatın yeşerttiği yeni bir dünya, yeni bir bahar yaşıyoruz. Bu bahar, bir yandan da ölümsüz şehit kanlarıyla teyit buluyor, güç kazanıyor.
Hac ve umre ile 15 asırdır bütün yıllar, gece-gündüz kesintisiz devam eden Kabedeki hayat, adeta insanın ayaklarını yerden kesen, ölüm ötesiyle, ölümsüzlükle bütünleştiren yeni bir fert, toplum ve dünya hayatıdır. Ne kendine, ne kimseye zarar veremezsin; şeytanı taşlar, kötü düşünceyi kovar, kötü söz söyleyemezsin. Bir yaprağı, bir böceği incitmenin, saçının telini koparmanın sorumluluğunu taşırsın. Tefekkürde, sonsuza açılmakta, hayattan da üstün değerleri yaşamakta eşsiz bir zemin ve imkan, sonsuza akan sessiz bir ırmak gibi, insanı yeni ufuklara taşır. Ve ümmet, Allahın davetinde, evinde fert ve ümmet olarak hayattan öte bir iklimde yaşar.
Kabede Müslüman, dilini, ülkesini, ırkını tanımadığı, dünyanın her yerinden gelmiş milyonlarca Müslümanla candan kardeşliğin erişilmez zevkini tadar. Bu, Allahın ayetle, rahmetle nasip ettiği eşsiz bir kardeşliktir. Hacda somutlaşan bu kardeşlik ümmet için büyük rahmettir. Zaten Kabe etrafında halkalanarak tavaf edenler gibi gece gündüz kesintisiz, dünyanın her yerinde, evinde-camide, kırda-dağda namaza duran 1 milyar 650 milyon Müslüman, gönülden ve fiilen Kabeyi tavaf edenlerle bütünleşiyor. 15 asırdır kesintisiz devam eden bu hayat, ölümsüzlüğün eşiğidir. Fitne, kin ve inançsızlık batağına düşenler Firavun gücüne ulaşsalar, faniliğin karanlığında yok olmaya mahkum olmanın bahtsızlığını yaşarlar. Ufukları kapalıdır.
Bu düşüncelerle bütün okuyucularımın Ramazan Bayramını tebrik ediyor, İslam ümmetinin tez zamanda sorumlu bulunduğu vahdetle, atılımlarını kansız kavgasız başarıp, maddi manevi kalkınmalarını hızla gerçekleştirip, namaz saflarındaki gibi dayanışarak bir ve beraberce, tüm insanlığa hizmet üreten bir noktaya ermesini Allahtan niyaz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.