Küçük ruhlar büyük şeytanlar
Türkiye kamuoyunun ve siyasetin ayçiçekleri gibi, yönünü güneşe değil Köşke çevirdiği günlerde dahi Türkiye gemisi almış başını gidiyor. Nereye gidiyor, nasıl gidiyor anlayabilene aşkolsun!.. Bırakın anlamayı, takip bile bazan o kadar güçleşiyor. Gazetelerin çoğu da lâfı, sözü arasından burasından cimdikleyerek kullandıkları için, gelişmelerin künhüne vâkıf olmak bayağı zorlaşıyor.
Bunun sebebi kuşkusuz, çoğu kişinin gözünü perdelemiş olan iktidar kompleksi! Ne varsa, ne oluyorsa onu iktidar aleyhine algılamak ve yorumlamak!.. Bir an geliyor bu şartlanmış refleksler, doğrudan Türkiye aleyhtarı bir konuma yuvarlandıklarının bile farkına varmıyorlar.
Tabii, uzun iktidar bezginliği içinde ne yapacağını şaşırmış, lâfın çürük noktası neresi onu arayıp bulmayı ve oradan sakız devşirmeyi marifet sanan safdiller de eksik değil bu arada. Şeytan ayrıntıda gizlidir denildiği gibi, bunlar da satır aralarında dolaşıyor, küflü ve bayat mantıklarından, yorumlardan medet umuyorlar. Güya yol göstermek ve ikaz etmek gibi bir görüntü altında, bağlı oldukları mihraklar adına örtülü muhalefet sergilemek için kıvrım kıvrım kıvranıyorlar.
Bir sözün ve eylemin makro seviyeden anlamını tesbit etmeden ve bunu okuyucuya vâzetmeden başvurulan yorumların varacağı yer neresidir ki? Devamlı ayak altında dolaşan bu ruhların tepesine, işte görüyorsunuz sürekli balyozlar iniyor. Bu tabii Ergenekonun Balyozu değil, hakikatin balyozu!.. Daha doğrusu da sürekli aşkınlık üreten Yeni Türkiyenin büyük kösleri!..
Dolayısıyla Türkiye Moskovadan kalkan Suriye uçağını Ankaraya indirirken, sırf Suriyeye veya Moskovaya meydan okumuyor, aynı zamanda Türkiye aleyhtarı türlü teşebbüslere bel bağlayan beşinci kola da diskur çekmiş oluyor. Malûm koro, böylesi zamanlarda hemen vâveylâyı basıyor:
Eyvâh!.. Şimdi ne olacak? Ya büyük komşumuzla aramız bozulursa!.. İşte Rusya şimdi Türkiyeyi köşeye sıkıştırdı bile!.. İran da zaten direniş halinde. Bu sınıflar, AK Parti hükümeti Türk dış politikasını iflâs ettirdi demeye başlamışlardı ki, malûm koronun tepesine gökten taşlar yağmaya başlayıvermesin mi?
Yağan taşlara bakın siz şimdi:
Rusya Türkiyeden açıklama beklerken, anında topuğu üzerinde dönerek, uçağın Ankaraya indirilmesini krize dönüştürmek istemediklerini ifade edivermesin mi? Hem bu açıklamayı Ruslar tekrar tekrar yapıyor, Rus basını da aynı yolda haber ve yorumlardan geri kalmıyor.
Peki Ruslar bu işi neden krize dönüştürmüyordu? Yani Türkiyenin tavrını sineye çekerek, nihai tercihte Suriyeyi değil, Türkiyeyi tercih edeceklerinin işaretini veriyordu. Hiç bu konuda bir yorum okuyor musunuz? Rus basınından geniş geniş yorumlar iktibas ediliyor mu? Hak getire!.. Zira Türkiyenin kendi adına sağladığı pozisyon üstünlüğü, o çevrelerin miğdesine taş gibi oturmuş vaziyette. O mideler girdiği kramptan çıkmadıkça, bu işlere yani hakikate şahitlik etmeye sıra gelir mi sanıyorsunuz?
Fakat onlar boşu boşuna geviş getire dursun! Gökten taş yağmaya da devam ediyor. Öyleyse bakın neler oluyor?
Gazeteler fazla öne çıkarmaya çalışmasa bile, İran Dışişleri Bakanlığının attığı adımdan herhalde haberdarsınızdır. Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistandan oluşan, İranın da içinde bulunduğu heyete Tahran, Suriye konusunda önemli bir plan sundu. Yani Türkiye-İran arasında, Şii-Sünni krizi tezgâhlamak isteyenlerin dağlarına yine karlar yağmasın mı? Kar mı yağıyor dolu mu diye spekülasyon peşinde koşanlara hemen hatırlatmak isterim: Ahmedi Nejat ve avânesinin, koyu Farsçılık ve Şiilik tüccarı Rafsanjaninin sesi son zamanlarda niye çıkmıyor? Hiç düşündünüz mü siz?
Bunun sebebi şu: Türkiye nasıl içeride Balyozcu veya Ergenekoncuların başına yumruk indirmişse; İranda da aynı rolü oynamaya hevesli, İsrail ve Neo-Con lobileri ile dayanışmaya niyetli sınıflara çekidüzen verilmişe benziyor. Dolayısıyla İranda Ahmedi Nejat ve takımının istikbali kararmış sayılır.
Bunun manasına gelince: Suriye krizi üzerinden Sünni-Şii gerilimi üretmeye çalışanlara, bundan böyle paydos!.. Hem Şii-Sünni gerilimine paydos, hem de bu iş üzerinden Türkiye-İran çekişmesi yaratmak isteyenlere!.. Yani Suriye meselesi önümüzdeki dönem için, büyük çapta kriz beklentilerine girmiş yerli şeytanları işsiz bırakacağa benzemektedir.
Öyleyse özetleyelim söylediklerimizi:
Türkiye son zamanlarda öyle beklenmedik hamleler gerçekleştiriyor ki, bir yandan Rusya öbür yandan İran, Türk tezi karşısında mukabil kutup rolü oynamaktan kademe kademe geri çekilecekler.
Sıra kimde dersiniz? Fakat hatırlatmak isterim, trafik çok hızlı!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.