Öldürmek ve yaşatmak
Bu ülkede kavramlar yine tezadıyla buluştu.
Demokrasi adını bir şekilde parti adına ekleyip halkın iradesi yerine silahlı terör gruplarına dayananlar bir kez daha sahne aldı.
Demokrasiyi ağızlarından düşürmediler, terörle iç içe, omuz omuza, kucak kucağa oldular.
Kendi deyimleriyle saflarını belli ettiler.
Şimdi ne yapıyorlar?
Öcalanın verdiği talimat gereği sokakları hareketlendiriyorlar.
BDP elebaşı Selahattin Demirtaş Batmanda konuşuyor: Dışarıda ölümler olmasın diye asker ölmesin diye gerilla ölmesin diye 600 insan canını feda ediyor. Siz Kürdistana özgürlük getirecek halk olduğunuz için büyüksünüz.
Bu şekilde Demirtaş halkı sokağa dökme talimatını yerine getirmiş oluyor.
Aynı mitingde Salı günü hayatı durdurarak, kepenkleri açmayarak, alışveriş yapmayarak, çocukları okula göndermeyerek, o gün bedenleri açlığa yatırmış ceza evlerindekilere destek olmanın günüdür diyor.
Bu açıklamaları da PKK/KCKnın yayın organlarında yer alıyor.
Oraya da, buraya da ne diyeceğini zaten Kandilden Karayılan söylüyor. Bunların bir şey dediği yok ve papağan misali söyle, yat, kalk, sus...
İrade yok, Karayılan ne derse o.
Bir mahkum yakını şöyle diyor: Karayılandan cezaevine iletilmiş açlık grevleri eylemleri sonlandırma açıklamamız gelse bile, eylemciler talepleri yerine getirilmediği gerekçesiyle eylemlere devam edecekler.
Bir siyasi partinin ölüm oruçlarının talimatını verdiği/ilettiği ve desteklediği tarihte görülmemiş bir durumdur.
Bu paye de BDPye nasip oluyor.
Terörle sarmaş dolaş hale gelen BDP, artık ölüm emirleri veren bir siyasi harekete dönüşmüş durumda.
Bunun bir adım sonrası BDPnin bizzat infaz emirleri vermeye başlamasıdır. Bu partinin yaptıklarına dünyanın hiçbir yerinde siyaset denemez.
Bütün bunların geldiği anlam şu:
- Kandil ve BDP ölüm oruçları ve açlık grevi talimatını bizzat veren ve destekleyen taraftır.
- Hükümetin ve cezaevi koşullarının söz konusu eylemle bir alakası yoktur.
- Karayılanın cezaevine ulaşan talimatı çok açıktır. Bu eylemlerin ölümle sonuçlanmasını istemektedir.
- İşledikleri bombalama ve öldürme olaylarından dolayı cezaevinde bulunan ve masumları öldürmeye kodlanan mahkumlar örgütün mevcudiyetinden ve kendilerini kullanmalarından dolayı içeridedirler.
- Örgüt, kendisi yüzünden cezaevine düşen bu insanlardan amaçları doğrultusunda bir kere daha istifade etmek istemekte, bu sefer de onları ölüme göndermektedir.
- Hiçbir sebep, bir nevi cinayet olan bu eylemleri gerçekleştirmeyi haklı gösteremez.
- Meydana gelecek ölümlerden hükümeti suçlayan çevreler bir kez daha düşünmeli ve bence Karayılana ile Demirtaşa dönmeli ve hesap sormalılar.
Ölüm oruçlarını başlatma talimatını sizler verdiniz, sizler destek oldunuz ve ölümlerden de sizler sorumlu olacaksınız demelidirler.
Her attığı adımda, ortaya koyduğu stratejide, başarısız olan örgütün, cinayet makinesi gibi kullandığı insanları şimdi de ölüm orucu ve açlık greviyle imha etmek istediği resmi iyi okuyalım.
Yaşatmaya çalışan Devlet, öldürmeye çalışan ise sizlersiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.