Hürriyetin kirli tarihinde yeni dönem
Açlık grevlerinin ardından dün gazeteler hayli ilginçti doğrusu.
Propaganda uzmanı PKKnın BDP kolunun, istediğinde medyayı nasıl kullanabildiğine şahit olduk.
Açlık grevlerinin bitmesiyle ilgili Öcalan adadaki mitolojik kahraman; BDPliler ise bir can gitmesin diye çırpınan iyilik melekleri gibi sunulmuştu
Hele Hürriyet
Açlık grevinin bitiş sürecini öylesine ballandırarak anlatmışlar ki, zannedersiniz Çanakkale Cephesinden bir manzara.
Meğer BDPliler ve Öcalan ne kahraman insanlarmış.
Hürriyetin yazarı Hüseyin Yayman, Sürecin uzun bir hikayesi ve görünmez kahramanları var diye başladığı yazısının sonunda ağzındaki baklayı çıkartıp kahramanını açıklıyor:
Daha önce DTPnin sine-i millete dönmesi ve BDPnin Meclise dönmesi tartışmalarında olduğu gibi Öcalan, kriz çıkaran değil, çözen kişi oldu.
Meğer seni nasıl yanlış tanımışız Öcalan
Her krizi sen çözüyormuşsun da haberimiz yokmuş. Dahası var
Yaymana göre Öcalan öylesine hassas bir insan ki bakın neler düşünüyor:
Abdullah Öcalanın, kardeşiyle görüşmesinde herhangi bir pazarlık yaşanmazken, Öcalan sadece devlet heyetiyle görüşmelerin yeniden başlamasını arzuladığını dile getirdi. Daha önce kardeşinin diyaloglarını doğru aktaramayacağını öne süren Öcalan, bu defa sürecin hassasiyetini göz önünde bulundurarak mesajını kendi el yazısıyla yazdı.
Görüyor musunuz Öcalanın hassasiyetini, hiçbir pazarlık yapmamasını, kendisi için değil her şeyi barış için isteyen yüce insan özelliklerini
Ah be ah Öcalan, seni nasıl yanlış anlatmışlar bize öyle. Oysa bak Yayman seni ne kadar iyi tanıyor.
Keşke seni bize böyle anlatsalardı!
Öcalana güzellemeleri burada bitmiyor Yaymanın.
Açlık Grevlerinin 10 Mesajı diye bir liste yayınlamış.
Açlık grevlerinin ne kadar faydalı ve iyi bir iş olduğunu, işe yaradığını madde madde anlatmış.
Daha çarpıcı olan ise Yaymanın, Mehmet Öcalanın İstanbula gittiği uçağın saatinden, cezaevindeki görüşmelere kimlerin katıldığına, hatta Öcalanın mektubunun trafikteki sürecine bile hakim oluşu.
Bakın ne yazmış: Cumartesi saat 18.15: Zamanla yarış mektubun alınmasıyla bitmedi
Heyetin trafiğe takılması heyecanı an be an yükseltti. Kısa bir gecikmeden sonra mektup kamuoyuna açıklandı ve toplum rahat bir nefes aldı.
Heyetin trafiğe takılmasından bile haberi var Yaymanın
Ne kadar işin içinde.
Sözde Gazi Üniversitesinde öğretim üyesi ama ben hayatımda böyle akademisyen görmedim.
Adam akademisyen değil alenen operasyoncu.
Hürriyette kendisine kafadan köşe verildiğine göre operasyonları kimin adına yaptığını söylememe gerek yok.
Sıra dışı karanlık bağlantıları nedeniyle hakkında oluşan soru işaretleri sonucunda Akademi dünyasından iyice dışlanması sonucu rotayı mecburen mi kırdı; yoksa baştan beri bir proje miydi bilmiyorum.
Ama bildiğim şu ki, Hüseyin Yayman her geçen gün medya dünyasında bir bağlantılar ağı kurup, kanaat yönlendirmeleri, operasyonel haberler yaptırıyor.
Hangi üst düzey gazeteciyle oturup konuşsanız Yaymanın anlattığı derin konulardan bahsediliyor.
Ve bir akademisyenin sahip olamayacağı bilgiler bunlar.
Hürriyete Şatodan ve başka bağlantılardan hangi yazarların nasıl konuşlandırıldığı Ergenekon belgelerinde ortaya çıkmış, Ertuğrul Özkökün kirli tarihini görmüştük.
Yaymanın aniden Hürriyete yerleştirilmesi ve yerleştirme amacını da ilerde okuruz.
Enis Berberoğlunun oluşmaya başlayan kirli tarihiyle beraber.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.