Ergenekon davası dikkat gerektiriyor
Konu gizli. Dava, dünyanın kritik bir zamanı ve Ortadoğu’nun yangın içinde olduğu bir dönemde, Türkiye’yi maceraya yuvarlayacak “darbe felaketi” olunca, bu mesele, medya ve herkes için elbette başka bir şey düşündürmeyecek derecede hayati bir meseledir. Herkes için titiz ve sağlıklı bir ilgi gerektirir. Ancak:
Açıklanmamış, iddianameyi “masal”, “hurafe” diye niteleyen saçmalıkları?..
Dava başlamamış, hiçbir iddia kanun ve usûl gereği açıklanmamış iken, her gün ekran dolduran, manşet kapatan haberler?
Bu haberler nereden geliyor?
Sızdırma diyorlar. Olabilir mi? Olabilir.
Kim sızdırıyor?
İçeriden, dışarıdan, personelden, suçludan, yandaşlarından, gerçek ve fahri Ergenekon avukatlarından. Gizli örgütlerden olabilir mi? Olabilir?
Doğru olabileceği gibi, yanlış, kasıtlı, suçsuzu suçlu, suçluyu aşırı ithamlarla mağdur postuna sokmak için... Olabilir!
O halde, gerçeği aramak ve milletin, doğrular üzerinde düşünmesini sağlamakla sorumlu basın başta olmak üzere herkes bir kere daha sorumluluklarını kuşanmalıdır. Elbette doğruyu arayan medya da Ergenekon meselesiyle yakından ilgilenmelidir. Milletimizin bu önemli meselesi, dünyanın ilgi alanındadır. Son derece önemlidir. CHP gözlüğüyle “hurafe” deyip körlüğe düşülemez. Medya elbette, “dava başlayıncaya kadar bu konuya girmeyelim” diyemez. Millet haberdar edilmelidir. Ama dikkatli. Mantık kuralı “Bölmede fazla noksan gibidir” der. Fazlalık ve eksiklik, bir tür farklılaştırmadır.
Savcı tekzip etsin beklentisi de yanlıştır. Türkiye, büyük devlettir. öteden beri evrensel siyasi oyuncudur. Yetersiz yönetimler sebebiyle kısa süreli dağınıklık dönemlerinde dahi bu potansiyele sahip olduğu, bütün dünyadan görülmüş ve dikkat edilmiştir. Türkiye için hayati önem taşıyan bu dava ile dünya bu nedenle bu kadar ilgilenmektedir. Bu davada gerçek adalete ulaşmak son derece önemlidir.
Bu durumda savcılarımızın kalkıp, yurtiçi ve yurtdışı birçok medya ile tartışma ortamına kayması, elbette doğru değildir. Yurtiçinde ve yurtdışında gerçek adalete ulaşılmasını isteyenler, yüzmilyonların çok üzerindedir. Ama davanın yozlaştırılması için çalışanların da küçümsenemez olduğunu tahmin etmekte zorluk yoktur. Bu derece önemli bir davanın, elbette özel ve önemli gerekleri olacaktır. Bilhassa şu 3 sebepten tekzibe gerek yoktur:
1) Dava başlayınca, yalan ve yanlışlar kendiliğinden havada kalacaktır.
2) Tekzipte “Bu haberler gerçekdışıdır” deyip orada kalınca; medya, “benim ulaştığım kaynak böyledir” diyecektir. Tartışma doğmaması için, “o haberinizin aslı budur” denmesi gerekiyor. çoğu zaman, o da yetmiyor. Oysa açıklamak, henüz kanuni süreç tamamlanmadığından hukuken mümkün değil.
3) İddia açıklanmadan, iddiayı tartışmaya açmak, akılla, mantıkla mümkün değildir. Sadece meseleyi saptırma ve yozlaştırma demektir.
Tarihimizin bu önemli sayfasında millet ve birey olarak bize düşen görev, içten ve dıştan gelecek bütün işgal ve zulümlere karşı uyanık olmak, özgürlüğe ahlâka ve demokrasiye sahip çıkmak, bu yolda atılan adımların gücüne güç katmaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.