Nankör Kedi
Yıl: 1991
Yer: Şırnak’ın İdil ilçesi…
Bölgede derin esrarengiz bağlantıların kurulduğu, garip ittifakların yapıldığı bir dönemdir.
Siyaset mühendisleri de farklı hesaplarla, farklı amaçlarla hummalı biçimde PKK’yı TBMM çatısı altına sokma planları yapmaktadır.
Yazımın öznesi “Avukat beyin” de idealinde milletvekili olmak vardır.
Bundan dolayı İdil başta olmak üzere bölgede PKK’lı davalarının pek çoğunu ücretsiz takip etmektedir.
O dönem kitabında yazdıklarına göre Murat Karayılan müteveffa Erdal İnönü’nün genel başkanlığını yaptığı SHP ile HEP’in ittifak görüşmelerini bizzat kendisi yürütmektedir.
Mesela Doğu Perinçek’in 2006 yılında o dönemle ilgili şu ifşaatları son derece önemlidir:
“O zamanki adıyla SHP yani hepimizin bildiği CHP, PKK ile direkt görüşerek ittifak yaptı. İttifakı DEP üzerinden yaptılar ama herkes bilir ki DEP PKK’dır. Burada birbirimizi aldatmayalım SHP de CHP’dir. İttifak görüşmeleri CHP ve PKK arasında yürütüldü. O tarihte PKK’nın Avrupa sorumlusu olan Murat Karayılan bu görüşmeleri yürüten isimdir. O zamanlar SHP’nin genel sekreteri şimdiki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dı. Yapılan anlaşma sonucu PKK’ya 22 milletvekilliği verildi. Bu 22 kişinin isimlerini tek tek Abdullah Öcalan yazdı ve Öcalan’ın yazısı SHP’ye verildi. SHP’de bu isimleri onayladı.”
Beka vadisinde terörist başı Öcalan’a çiçekler sunan Perinçek aynı açıklamada kombinedeki kendi rolünü de şöyle itiraf etmiştir:
“Karayılan beni aradı. ‘Biz SHP ile ittifak anlaşması yaptık. İş bitti. SHP bize 22 milletvekili garantisi verdi. Ancak bu 22 kişilik listede senin de olmanı istiyoruz. Diyarbakır 1. sıra, Şırnak 1. sıra ve Mardin 1. sırayı ve sizin belirleyeceğiniz bir ilde daha size 1. sırayı vereceğiz. Böylece sizin de 4 milletvekiliniz olacak. Dört ilde listenin başını size veriyoruz.’ dedi. Kabul etseydik ne olacaktık. Biz de CHP milletvekili olacaktık. Apo’nun milletvekili olmayacaktık ki. Biz bu kombinenin içerisine girmedik.”
Perinçek’in yer alıp almak istemediği ne kadar inandırıcıdır bilinmez ancak yazımın başında sözünü ettiğim Avukat bey kombine için yanıp tutuşmaktadır.
Yani milletvekili olma hırsının tavan yaptığı bir dönemdir.
PKK’nın belirlediği listenin dışında isim kabul edilmediği için SHP’de kapılar yüzüne kapatılmıştır.
Bu yüzden 1991 seçimleri öncesi Şırnak’tan bağımsız milletvekilliği adaylığını açıklamak zorunda kalmıştır Avukat bey.
Ancak onayı alınmadan yapıldığı için bu adaylık bölücü terör örgütünü son derece rahatsız etmiştir.
İşte ne olduysa bundan sonra olmuştur.
Avukat bey daha adaylığını açıklar açıklamaz sürpriz bir pusulayla karşılaşmıştır.
PKK tarafından gönderilen şok pusulada 24 saat içinde İdil’i terk etmesi istenmektedir.
Aksi takdirde bunu canıyla ödeyeceği belirtilmektedir.
Avukat beyi büyük bir korku ve panik sarmıştır. Kaybedecek zamanı da yoktur.
Ölüm korkusu içinde eline tutuşturduğu pusula ile soluğu İdil’de devletin en tepe yöneticisinin yanında almıştır.
Devlet idarecileri kısa bir durum değerlendirmesinden sonra alınan kritik karar üzerine özel hareket birimleri Avukat beyi, ev eşyalarını da bir kamyona yükleyip İdil’den uzaklaştırmışlardır.
Bu şekilde Avukat beyin evi de canı da PKK’nın elinden kurtarılmıştır.
Yani sizin anlayacağınız Avukat beyin bu gün her fırsatta saldırdığı devlete bir can borcu vardır.
Tabi daha sonra köprünün altından çok sular akmış “Avukat bey” çok arzuladığı o kombinenin içinde yer almayı bir şekilde başarmıştır.
2007’de TBMM’ye girdikten sonra “Kaplan” kesilip can borçlu olduğu devlete her fırsatta kin ve öfke kusmuştur.
Ne diyebiliriz ki…
Kanı bunu gerektiriyor demekten başka…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.