Davudoğlu’nun barış çağrısındaki güç
Tahriklere rağmen idrakle, ehliyetle, tedbirle, gayretle, 101 gün sabredip 49 vatandaşımızı, son derece başarılı bir gece operasyonuyla kurtaran devletimize; Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, A. Gül, Başbakan Davudoğlu ve Hükümet üyelerimiz, MİT Müsteşarı H. Fidan, MİT Teşkilatı ve emeği geçen herkese, oy ve desteğiyle, devletimizi bu başarı noktasına ulaştıranmilletimize teşekkürler! Hamd Allah’a. Eskiden MİT böyle miydi? Görevi olmayan iş yapar, bakan takip eder, raporunu da gerçek dışı yazardı? Neyse? Geldiğimiz nokta şükür noktasıdır.
Oparasyon, yeni devrin, şükür gerektiren önemli bir başarısıdır. Hemen öncesi, KKTC ziyaretindeki çağrı gücü de öyle:
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan gibi, Başbakanımız Sayın Davudoğlu da, ilk dış ziyareti, KKTC’ye yaptılar. Ziyarete önem kattılar. Davudoğlu, Kıbrıs Rum lideri Anastasiadis ve Yunanistan Başbakanına çağrıda bulunarak,“Gelin bu barışı bir an önce, yarın değil bugün, gelecek hafta değil bu hafta, gelecek yıl değil bu yıl yapalım. İleriye ertelenen her çözüm, aslında çözümsüzlüğü derinleştirir, ertelemeyelim. Sayın Yunanistan Başbakanı hazırsa birlikte önce Güney’e gidelim // Sonra Kuzey’e gidelim, yine birlikte olalım. Akdeniz birçok medeniyetin, birçok milletin ortak denizi olmuştur. Gelin beraber burada barışı inşa edelim // Türkiye’den, su, havagazı, elektrik getirelim. Herkes istifade etsin” diyor.
Bu çağrıdaki kararlılık, hakkından, haklılığından emin, özgüvenli siyasetin ifadesidir. Osmanlı’dan beri unutulmuş bir siyasettir. Özellikle, pazarlıksız tek müspet adım atılmayan günümüz politikasında görülmüş şey değildir. Günümüz politikası, zora sokar, ihtilaf körükler, sürüncemede bırakır ki, payını artırsın! Haktan habersizlik, çıkardan başka düşünce bırakmaz. İnsanlık, barış kaybolur. Filistin, Suriye, Mısır, Irak ve dünyadaki vahşetin anası bu vicdansızlıktır.
Zulümle abad olunmaz. Düşünülüp ibret alınmazsa olacağı bu vahşettir. Rus Komünizmi,Babrak Karmal’a darbe yaptırıp, Afganistan’ı ateşe verdi. Kendini de yaktı. İngiltere’nin,fitne ve zulümle kurduğu, üstünde güneş batmayan sömürü imparatorluğu, nereden, nereye? İsrail mahkûmu ABD, 11 Eylül ve Bush’un Irak işgaliyle, savaşa yönelttiği İslamifobia düşmanlığıyla nereye? Suriye vahşetine seyirci, Sisi vahşetinin mimarı ve desteği oldu? Türkiye’yi zorluyorlar.
Vicdan körleşirse, siyasette yol kaybolur. Çünkü siyaset, Hakkı, insanı, insanlığı bilmekle, Hakk’a tabi olmakla mümkündür. Onun için, “Hiç ummadığın keşfeder esrar-ı derunu; // Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?”
Barış, insanlığın temel hakkıdır. Ertelenen barış, geç kalan adalettir. Geciken adalet zulümdür. Davudoğlu’nun, “Yarın değil, bugün…” çağrısı, bir ilkle, gerçek siyasete, gecikmeyen adalete, adil dünya nizamına, barışa çağrıdır.
Ak Parti’ye karşı partiler birleşti, yol, köprü, Marmaray, Hızlı Tren, havaalanı istemeyiz,tankları İsrail tamir etsin dediler. Ak Parti iktidarı rahat etsin. Biz de kayıkçı kavgasıyla günümüzü gün edelim. Anayasa da, işler de olduğu yerde dursun. İşsiz, Avrupa’ya; başörtülü, Suud’a gitsin istediler.
Ak Parti hizmete devam edince, öfkeliler. Edebi, saygıyı yitirenler oluyor. Bir bayan, Meclis kürsüsünden ayakkabı fırlatma pozuna girdi. Öbürü, kürsüye kitap fırlattı! Ak Parti hizmetle,gücünü artırdıkça öfke kabarıyor. Borç batağında iken, borç veren; yardım alırken, yardım eden ülke olduk. Avrupa’nın en hızlı kalkınan ülkesiyiz. İnşaallah, bu iman ve gayretle dünya barışına da yol açarız.
Çıkar siyaseti, dünyayı barışsız bıraktı. Darbe ve terörist iklimi doğuran, besleyip üreten, komünist, kapitalist, Siyonist güçler, reklamla semiren medya ile vahşeti körüklüyor. Çağın politikası, yıkmada mahir. Millet iradesi Mursi’ye düşman. Zalim Sisi’ye destek. Rusya, Afganistan, Suriye, Çeçenistan v.s. ABD, Irak ve diğerleri. Yakıp, kanderyasında bıraktılar. Barış ve imar nerde?
Çare, vicdan, iman, ahlak gücüyle, Hakka sahip çıkacak siyasi iradededir. İyilik, kötülüğe karşı verilen mücadelenin meyvesidir. Kolaylık zorluktan sonradır. Türkiye kuşatması, kaç asırdır muradına eremedi. Şimdi de tüm bölgeyi, çevremizi ateşe verdiler. Yine de, mazlumun sığınağı olduk. Allah, takat üstü yük yüklemez. Zor zirveyi, aşmak üzereyiz. Kolaylık, uzakta değil. Hamd Allah’a.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.