Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Hay sizin müttefikliğinize!..

Hay sizin müttefikliğinize!..

Dostla düşmanın birbirine karıştığı, düşmanların genellikle dost kılığında karşımıza çıktığı bir dünyada yaşıyorsak, özellikle ülkeleri yönetenlerin her adımlarını düşünerek atmaları gerekiyor. Çünkü düşman bilinenlere karşı şahıs ve ülke bazında tedbir almak mümkündür. Bunun da ötesinde insanların ilişkilerinde dikkatli olmaları da doğaldır. Ne var ki, dost deyip bağrımıza bastıklarımızdan bir kötülük beklenmediğinde tedbirsiz yakalanır, gafil avlanırız. Bazen dost pozlarında yaklaşanların çoğunun gerçek niyetlerinin bilinmesine rağmen bir şey yapılamadığı, tedbir alınamadığı da bir gerçektir. Burada genellikle güç dengesizliği belirleyici olabilir. Özellikle ülkelerarası ilişkilerde ebedi dostluk ve düşmanlıkların olmadığı, ilişkileri genellikle çıkarların belirlediği bilinmeyen bir husus değildir. Böyle olunca bizimde çıkarlarımızı düşünmemiz ilişkilerimizi buna göre ayarlamamız gerekiyor. Buna rağmen maddeci bir dünyada dostluğa, vefaya hiç yer olmadığını söylemek ve düşünmek de insanlıkla bağdaşmaz.
Sanıyorum lafı uzattım. Bu köşede sıkça ABD ile ilişkilerimize dikkat çekiyor, genelliklede ABD’nin ikiyüzlü davrandığına, dost kılığında bir düşmanın vermeyeceği zararı verdiğine dikkat çekiyorum. Bunu yaparken derdimin ABD düşmanlığı yapmak, Amerikalıları düşman ilan etmek olmadığını belirtmek isterim. Her ülke çıkarlarını düşünecek, çıkarlarını sürekli kılmak adına bir takım atraksiyonlar yapacak, gerçek düşüncelerini gizlemeye yönelik gönlümüzü okşayacak bir takım açıklamalar yapabileceklerdir. Önemli olan buna karşı uyanık olmaktır.
Çoğu zaman ABD’li yetkililerin birbirleri ile çelişen açıklamaları söz konusu olmakta, bir taraftan Türkiye’ye aba altından sopa gösterilirken öbür yandan bir başka yetkili ağzıyla gönül alıcı laflar edilebilmektedir. Bunun son örneği geçtiğimiz bir-iki gün içinde yaşandı. ABD Savunma Bakanı Hagel, “IŞİD ile mücadeleden Esad fayda görüyor mu?” şeklindeki bir soruya, “Esad dolaylı olarak fayda sağlıyor. Bu kaosu yaratan Esad. Suriye’de askeri bir çözüm olmayacak, sadece diplomatik bir çözüm olabilir. Esad’ın iktidardan nasıl ayrılacağı kritik bir öneme sahip” karşılığı veriyor. Bu kısa açıklamanın içinde birkaç  çelişki birden barındırdığına dikkat çektikten sonra aynı gün ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey, “Bana verilen görev Esad’ı devirmek değil, IŞİD’i alaşağı etmek” diyerek aslında ABD’nin Suriye ile ilgili tavrını açıklamış oluyorlar. Buna karşılık ABD Başkan Yardımcısı Biden Türkiye ziyareti öncesi gazetelere verdiği beyanatta, “Türk-Amerikan ilişkileri köklü bir geçmişe sahip. Bunun gündelik haberlerle değerlendirilmemesi lazım. Biz müttefikiz” gibi yuvarlak bir takım laflar ediyor. Aynı Biden’in kısa bir süre önce Türkiye’yi suçlayıcı açıklamaları ve arkasından özür diledi, dilemedim tartışmaları hatırlandığında ABD’li tüm yetkililerin Türkiye’ye karşı samimi olmayan, sadece gerektiğinde müttefik olduğumuzun hatırlatılmasından ibaret. Peki, böyle dost ve müttefik olunabilir mi? Batsın sizin müttefikliğiniz dediğimde haksızlık mı etmiş olurum?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi