ABD Başkanı Barack Obama, Beyaz Saray’da düzenlenen Şiddet İçeren Aşırılıkla Mücadele Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “İslam’la değil İslam’ı saptıranlarla savaştayız” demiş. Hemen belirtelim ki, sadece Obama’nın değil İslam’la savaş hiç kimsenin, hiçbir gücün haddi değildir. Kaldı ki, sadece İslam değil tüm dinler bir inanç sistemidir. Bu bakımdan dinlerle değil, o dinin inananları ile mücadele edilir. Emperyalist ABD ve koalisyon ortaklarının yaptığı budur. Bu bakımdan Müslümanları yeryüzünden silip atma mücadelesi içinde oldukları açıkça görülenlerin söyledikleri değil ne yaptıkları önemlidir. Bu arada Müslümanlar dinlerini Obama ya da bir başkasından öğrenecek değiller. Sanıyorum sahip olunan güç sebebiyle Obama haddini aşmaktadır.

Irak, Saddam’ın elinde kimyasal ve nükleer silahlar var diye, Afganistan teröristler bu ülkeyi üst tutmuş diye işgal edildi. Mısır’da halkın oyları ile iktidara gelmiş olan Müslümanlara karşı Sisi harekete geçirildi ve İhvan kadrosunun tamamı hapse atıldı. Libya’da Kaddafi katledilirken mesele İslam’ın yorumlanış şekli miydi? Bir adım daha atarsak Kaddafi, ABD ve koalisyon ortakları tarafından katledilirken yerine kimin getirileceği hususunda istenen sonuç alınamadığı için uzun yıllardan beri Libya ile ilgisi olmayan, daha çok ABD’de yaşayan Hafter’i bu ülkeye gönderenler, onunla da istedikleri sonucu alamayınca bu defa darbe ile Mısır’ın başına getirilen Sisi vasıtasıyla Libya’da Hafter’in kontrolü ele geçirmesi için harekete geçirmediler mi? Suriye’de 4 yıldan beri Esad’ın iktidarını sürdürmesi ABD ve koalisyon ortakları tarafından sağlanıyor ise Esad’ın İslam yorumunu beğendikleri için mi? Kısacası, Irak, Afganistan, Mısır ve Libya’da dış müdahale ile iktidarlar değiştirilirken ABD’nin ölçüsü İslam’ın saptırılması mıydı yoksa bu ülkelerde arada bir de olsa sömürgecilere seslerini yükseltiyor oluşu muydu?

Kaldı ki, “İslam’la değil, İslam’ı saptıranlarla savaştayız” diyen Obama’nın Kuzey Carolina’nın Chapel kasabasında üç Müslüman gencin katledilmesinin ardından günlerce susmasının sebebi bu gençlerin İslam’ı saptırmaları mıydı? Çünkü işlenen cinayetler karşısında bir açıklama yapma ihtiyacı duyulmadı. Günler sonra yapılan açıklamada yasak savma kabilindendi. Bununla da kalınmadı ABD yargısı üç Müslüman gencin katledilmesini ‘nefret suçu’ kapsamında görmedi. Lafı uzatmanın anlamı yok, sömürgeci güçler Müslümanların neye nasıl inanacaklarını, nasıl tepki vermeleri gerektiğini belirleme sevdasındalar. Aslında bu tür yaklaşımın yabancısı değiliz. Bu ülkede de İslam’ı nasıl anlamamız gerektiği inanan insanlara dikte ettirmeye çalışıldı. Belli ki, İslam söz konusu olunca İslam’ı içlerine sindiremeyenler ortak bir noktada buluşuyorlar.Bu ortak nokta nasıl inanmamız gerektiğinin sınırlarını çizme merakı.

Kaldı ki, sömürgeciler İslam ülkelerindeki aşırı olarak nitelendirdikleri hareketlerin bir kısmının arkasında kendileri var. Çoğu ise İslam dünyasında sömürgecilere engel çıkaran liderler ve hareketler hemen aynı güçler tarafından ‘radikal’, ’dinci’, ’fundamentalist” gibi bir takım nitelendirmelerle suçlanarak mahkûm ediliyor. Böylece kendilerine halılık kazandırmaya çalışıyorlar. Kaldı ki, İslam ülkelerinde bir takım silahlı gruplar ortaya çıkıyor ve sömürgecilere karşı mücadele başlatıyorlarsa bunda sömürgecilerin zulüm ve haksızlıkları ile Müslümanlara karşı yaklaşımlarının önemli payı var.

Kısacası, Haçlılar İslam dünyasını sömürürken karşılarında direnen bir grubun çıkmasını istemiyor, iğdiş edilmiş, bir yanağına tokat atıldığında sadece teşekkürle yetinmeyerek öbür yüzünü çevirecek Müslüman tipi görmek istiyorlar.