Ümmetin Vekili
Seçimlere 100 gün kala vekil namzetleri ortaya çıkmaya başladı… Cesaretle siyaset meydanına atılanları, ücrete değil külfete, makama değil hizmete talip olanları tebrik etmek lazım.
Hayalleri hatıralarından fazla olan, istikbali köklerde arayan, nereden geldiğini, kim olduğunu, nereye gideceğini asla unutmayan asâletli vekil adaylarına dua etmek lazım.
Milletin vicdanını terennüm eden, ümmet için dertlenen, davası için kavga eden, iddiası olan mücahid ruhlu adaylara cesaret vermek lazım.
Tefrika, ihtilaf, kamplaşma, kutuplaşma, bölünme, parçalanma, nifak, şikak peşinde koşmak yerine, ittifak, dayanışma, yardımlaşma, ittihat, vahdet için konuşup koşacak aday adaylarına omuz vermek lazım.
Her söylediği doğru olan ama her doğruyu her yerde söylemeyen, her sözü hak olan ama her hakkı söylemeye hakkı olmadığını bilen, özü ve sözü, içi ve dışı, kalbi ve kalıbı bir olan adayların hakkını teslim etmek lazım.
‘Hikmet’, ‘cesaret’ ve ‘iffet’ tuğlalarıyla örülü ‘istikamet’ çatısı altından ayrılmayan, ‘dehâ’ya değil ‘hüdâ’ya tâbi olan ‘sâlih’ vekil namzetlerini er meydanına çekmek lazım.
Ülkenin, davanın, milletin, ümmetin zor zamanlarında sinmeyen, korkmayan, salaklaşmayan, tereddüde düşmeyen; cesaretle ortaya çıkan, konuşan, koşan, mücadele eden adam gibi adamlara siyaset cephesinde tuğ vermek lazım.
Gizli gündemi olmayan, milletinden başka icazet mercii, devletinden başka otorite tanımayan, hasbî, samîmî, millî, yerli, ilkeli, ahlaklı adaylara güvenmek lazım.
Hakka inandığı için halka himmet edebilecek, hakkı hak bilip hakka ittiba edebilecek, bâtılı bâtıl bilip bâtıldan kaçınabilecek, kınayıcıların kınamasına aldırış etmeyecek, Hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmeyecek, hakka ve halka dayanıp haksızlık karşısında susmayacak ve yegane dayanma noktasını ‘hak’ bilecek adayların hakkını vermek lazım.
Sadece kardeşlik edebiyatı yapmayan ama kardeşlik hukukunu tesis etmek adına, Türk, Kürt, Arap, Boşnak, Arnavut, Malay, Acem, Urdu ve diğer İslam milletlerinin ittifak ve refahı için mücadele eden ümmet adamlarını millete vekil yapmak lazım.
Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar ve yalanlarla savaşmaya azmücezmükast eden, ‘erdemli toplum’ ve ‘faziletli şehir’ inşâ etmek için çalışmaları ve projeleri olan, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan dava adamlarına fırsat vermek lazım.
Milletin ve ümmetin değerlerine, mukaddesatına, irfanına yabancı olmayan, saygılı olan, milletine düşman ve kompleksli ‘ara aydın’lardan olmayan, hakikaten münevver olan ve içimizden biri olanlara vekâlet vermekten korkmamak lazım.
Ülkesinin her bölgesini, her şehrini, her ferdini seven; ırkçı olmayan; başkalarını yok saymayan, asimile etmeye çalışmayan, ötekileştirmeyen Anadolu rûhunu hazmetmiş vekil adaylarına emaneti teslim etmek lazım.
Allah için sevip Allah için buğzeden, yalan söylemeyen, küfretmeyen, sigara ve içki içmeyen, alnı secdeye giden, sağlam iradeli, alnı ak, gözü pek aday adaylarının yolunu açmak lazım.
Paris, Londra, Berlin, New York, Brüksel ve Moskova’dan daha çok Bağdat, Şam, Kahire, Mekke, Medine, Jakarta, Üsküp, Hartum, Saraybosna, Kazan, Kudüs ve İslamabad’a kendini yakın hisseden; Keşmir, Doğu Türkistan, Filistin, Suriye, Irak, Patani, Kıbrıs, Orta Afrika, Somali için yüreği yanan, kalbi atan; Ayasosya, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Emeviye’de namaz kılma hayaliyle yaşayan ‘ümmetin vekili’ olmaya aday olanları milletvekili seçmek lazım.
Dirilişle direnişi aynı anda yaşayan, rahlesi ve rıhlesi düzgün olan, adalet terazisi doğru tartan, cihanşümûl düşünen ama köklerine de sımsıkı bağlı adaylara gönül huzuruyla vekâlet vermek lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.