İnsani Yardımda Türkiye Modeli
Savaşlar ve musibetler tahrip ettiği kadar inşâ da eder, öğretir. Afgan Cihadı, Bosna ve Kosova krizleri, Çeçenistan direnişi, Filistin meselesi, Pakistan sel ve deprem felaketleri ve yut içinde meydana gelen depremler Türkiye’de yepyeni bir sektörün doğuşunu ve büyümesini tetikledi: İnsani Yardım.
En son Suriye krizi ile öylesine devasa boyuta erişti ki bu sektör, bugün için dünyanın önde gelen insani yardım kapasitesine sahibiz artık. Gayrı safi milli hasılamıza oranla dünyanın en cömert ülkesiyiz. Kalkınma yardımlarında ve acil insani yardımlarda en zengin ülkeleri son iki senede geride bıraktık. İftihar ettiğimiz bu seviyeyi, Kızılay gibi köklü bir kurumun yanına son 25 yılda onlarca sivil toplum kuruluşunu eklememize, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)’nın olağanüstü çalışmalarına ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlğıı (AFAD)’ın dünyaya parmak ısırtan faaliyetlerine ve Türkiye’yi ‘Dünyanın Vicdanı’ diye tavsif ederek, ‘insanî ve ahlâkî’ bir dış politika izleyen siyasi iradeye borçluyuz.
TİKA Başkanı Serdar Çam, gittikçe özellikleri daha da belirgin hâle gelen insani yardımda Türk modelinin esas özelliğini ‘çıkar hesabı yapmama’ya bağlıyor ve bu başarıyı şöyle izah ediyor: “Giderek seslendirilen Türk modeli, Türk anlayışı, yani çıkar hesabı yapmayan oradaki insanların sıkıntılarını azaltmak üzere paylaşımcı bir yaklaşımla giden ve vakıf medeniyetinden, vakıf kültüründen gelen bir bakış açısı olarak algılanması gerektiğini ifade etmek gerekir.” (20 Temmuz 2013, Anadolu Ajansı)
Fuat Keyman başkanlığındaki İstanbul Politikalar Merkezi (IPM)’in TİKA işbirliği ile İstanbul’da Cuma günü gerçekleştirdiği Uluslararası İnsani Yardım Kurumları ve Acil Yardımlar Çalıştayı’nda da bu konu tahlil edildi. Sorbonne Üniversitesi Öğretim Üyesi Philippe Ryfman’ın Sivil Toplum Kuruluşları (Les ONG) kitabındaki MONGO (My own NGO), BONGO (business-orgnised NGO), DONGO (donor-organised NGO), GONGO (governmental NGO) sınıflandırmasına ilave yeni bir kısaltma öğrendim toplantıda:THNGO (Turkish Humanitarian NGO). IPM’den Pınar Akpınar’ın sunumunda kullandığı bu kısaltma Türk İnsani Yardım Kurumları’nı ifade ediyor. Akpınar’a göre THNGO’ların temel özellikleri şunlar: Esneklik, şartsızlık, sürdürülebilirlik, özel bağışçılara dayanması, kültür ve dinin katalizör etkisi, Türkiye’yi temsil özelliği.
İnsani Yardım Vakfı (İHH) Diplomasi Koordinatörü İzzet Şahin de İHH’nın özelliklerini anlatırken Türkiye Modeli’nin ipuçlarını verdi: Bağımsızlık, Samimiyet, Şeffaflık, Hesap verebilirlik, Saygı, Adalet, Zamanlama, İşbirliği.
Türkiye’nin en dinamik sektörlerinden birisi haline gelen insani yardım ve oluşan ‘Türk modeli’ aynı zamanda dış politikanın önemli bir aracı haline geldi. Kartografik bir bakış açısı yerine beşerî bir nazarla icra edilen dış politikada kalkınma yardımları, insani yardımlar ve mülteci politikası Türkiye’nin yumuşak/ince gücünü artırıyor; uzun vadede meyveler verecek paha biçilmez bir yatırıma dönüşüyor.
2016 yılında Dünya İnsani Yardım Zirvesi’nin İstanbul’da yapılacak olması bu politikanın başarısını gösteriyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Bugüne kadar gerçekleştirilen toplantıların en anlamlısı” dediği zirve ile İnsani Yardımda Türkiye Modeli taçlanmış olacak. Gelinen nokta geçmişe göre çok iyi ama önümüzdeki yola bakarsak henüz işin başındayız…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.