Vurun Kahbeye...
Hayır Halide Edip Adıvar’ın Aliye'si değil konumuz..
Yoksa o mu? Baksanıza Aliye ile aynı, günün Aliye’si bir hanım öğretmen var yine sahnede...
Şu anda linç korkusu ile bir yerde gizlenmiş, tir tir titreyerek ve hıçkıra hıçkıra ağlayan bu öğretmen Tokat’ta bir ortaokuldaDin Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersine giriyormuş..
Adını haber bültenlerinde şimdilik «L.Y.İ.» olarak veriyorlar..
Adı, diyelim ki Yıldız yahut Leylâ.. Onun durumu «Vurun Kahbeye...» romanındaki Aliye’nin durumu ile aynı...
Bu yüzden yazı boyunca muhterem bacımdan «Aliye Öğretmen» olarak bahsedeceğim.
Günlerdir birtakım cadaloz karılar, salyalı ilkel erkek bozuntuları bu hanımefendiyi linç etmek için okul önünde nöbet tutuyor. Yanlarında İslâm dinine salya sümük kuduzca saldırmak için fırsat kollayan ne kadar mahlûkat varsa höykürüp duruyor..
Sonra “bunlar Özgecanlar için timsah gözyaşı döküyorlar” diyoruz da dudak büken oluyor..
İzleyin, okuyun olanları.. L.Y.İ. tıpkı Özgecan kızımız gibi tecavüz edilmek ve feci şekilde öldürülmek, hattâ birtakım kuduz mahlûkat tarafından yakılarak öldürülmek isteniyor..
Attıkları sloganlara bakın, yazdıkları tweetleri okuyun, bunların gazete müsveddesi muayyebat ceridelerine bakın... Dediklerimin eksiği var fazlası yok...
«Aliye Öğretmen»i parçalamak istiyorlar.. Kudurmuş kinler, kadim kuduzluklar...
Vurun Kahbeye.. Vurun Kahbeye.. Çıkan sesleri, mahlûkatın höykürüşlerini böyle işitiyorum..
* * *
«Aliye Öğretmen» okula gidip gelirken başını yukarı dahi kaldırmayan namus ve iffet abidesi muhaddere makamında bir mâsum ve mazlûm... O bir kadın öğretmen...
Öğrencilerini kızları gibi görmüş.. Bu dünyada mâsum, kötülerden ve kötülüklerden masun kalsınlar, ahirette melekler gibi Cennet yâranı olsunlar istemiş.
Samimiyetle hıçkırarak anlatmış onlara.. namusun en büyük erdem olduğunu... Özgecan kızımızın başına gelenlerin ne denli korkunç olduğunu...
Özgecan kızımızın belki tesettürlü bir kız olsa, o vahşi azgının iştihasını çekmeyebileceğini anlatmaya çalışmış..“Canlarım, siz siz olun erkekleri tahrik etmemeye çalışın” demiş...
Ne var bunda, biz de hergün söylüyoruz bunları...
Bu densizler istemiyor diye söylemekten vazgeçecek de değiliz. Adam 99 depreminde “Allah’ın gazabı olabilir... Toplumca çok günahlara battık..” gibi şeyler söylemişti, hapse attılar, linç etmek istediler... Bu densiz gâvurlar böyledir... Saldırmak için bahane ararlar..
Kinleriyle gebersinler. Bize bizim dinimiz, onlara onların dini yahut dinsizlikleri.. Fakat orada kalmıyorlar işte...
Kız, «Aliye Öğretmen»in anlattıklarını annesine tam da annesinin istediği gibi, farklı olarak yansıtmış..
− Anne var ya, bugün «Aliye Öğretmen» bize dedi ki... “Başınızı kapatmıyorsanız, sonunuz Özgecan gibi olur...”
− Neee... Bu ne cüret... Bu Ak Parti’liler artık çok oldular... Gidip vuralım kahbeye... Lâik düzen yok olacak, kemalizmi çöpe atacak bunlar... Haydi mahlûkat toplanın eylem yapalım, vurun kahbeye...
Bir malûm kızıl sendika bunların başını çekiyor...
Belli ki sinsi sinsi Tokat’a da «Gezi»vari bir eylem tezgahlayıp bir türlü artmayan, arttırılamayan CHP’ye oy devşirmek,halkı galeyana getirip iç çatışma çıkarmak ve zaten en ufak patırtıda samanlığa kaçan Müslümanları iyice korkutup meydanı ele geçirmek istiyorlar.
Yağmur çamur dememişler mahlûkatı toplayıp okul önüne gelmiş, vurun kahpeye... vurun kahpeye... diye gürlemişler.. Yağan yağmurdan çok onlar gürleyip çakmışlar...
Bakın şu sendika başkanına neler söylemiş:
“Tokat’ta onlarca öğrencinin eğitim aldığı bir ortaokulda seçmeli zorunlu Kur’ân dersi öğretmeni öğrencilerine ‘Başınızı kapatmıyorsanız, sonunuz Özgecan gibi olur" deme cesaretinde bulundu. Öğrencilerin âilelerine durumu anlatmasıyla tesadüfenortaya çıkan bu olay iktidarın yaratmak istediği düzenin bir göstergesidir. Biz kendisine öğretmen demekten bile utanırken [aslında «kahbe» demek istiyoruz...REB], MEB’in hálâ cinsiyetçi ve kökten dinci müfredatı bizlere dayatması kabul edilemez.
Unutmayalım ki, Tokat’ta yaşanan bu vahim olay kadınların yarın hiç sokağa çıkmaması için yapılacak çağrıların ilk adımıdır. Kendisine öğretmen derken yüzümüzü kızartan, görevden alınana kadar Tokat’ın tüm vicdanlı kesimlerini [mahlûkatını...REB]demokratik mücadelemize [Gezivarı eylemimize...REB] davet ediyoruz.”
Yorumlamaya hacet var mı? Güruh-i lâ yüflihûn bunlar.. Yani iflah olmazlar topluluğu...
Allah cezanızı versin. Timsah gözyaşları döken kriptolar, siz adam olmazsınız.
Müslümanlar siz de buna müstehaksınız..
Neden aynı okulun önüne binlerce Müslüman gidip «Aliye Öğretmen»e destek vermedi? Yoksa bu rezillerden «Tanrılara bir kurban verelim kurtulalım belâdan» düşüncesizliğindeki ilkel kabileler gibi mi kurtulmayı umuyorsunuz?