Araplar arkamızdan vurmuş, ermeniler vurmamış mı?
Bu ülkede yıllardır kim ağzını açsa, “Araplar bizi arkamızdan vurdu..” der. Yeri geldiğinde biz de söyleriz ama hasseten solcularımız söyler bunu.. Bir yere kadar doğrudur da. Lâkin aynı solcular ne hikmetse ermenilerin bizi Ruslarla bir olup vurduğunu hiç telafuz etmezler...
Dünya solu başka, Türk solu başkadır. Arapların Osmanlı’yı arkadan vurduğunu en ziyade onlar dile getirmişlerdir. Araplar üzerinden İslâm düşmanlığına geçeceklerdir çünkü.. Böyle olmasa, az hakşinas olsalardı, arapların bize ettiklerinin daha kötüsünü tebaamız olan ermenilerin de fazlasıyla yaptığını söylerlerdi.
Oysa onlar ermenilere sahip çıkıyor, hattâ “(soykırımı kabul edip) onlardan özür dileyelim” bile diyenleri var. Açın gazetelerini, okuyun köşe yazılarını hasseten bu sene (100’üncü yıl münasebetiyle) alayının soykırımcı kesildiğini göreceksiniz...
Bunlar hormonlu entellektüellerdir. Münevverlikleri kendilerinden menkuldür.. Eskiden her babayiğit kendine münevver diyemezdi. Dahası onlar kendilerini zaten methü sena etmezler, bundan hayá ederlerdi. Hem münevver olmak öyle kolay değil çok zordu. Şimdi kendine «aydın» demeyen neredeyse kalmadı.
Kullandıkları kelime bile hormonlu... «Münevver» demeyi bırakmış, kuşa çevirdikleri lisanla «aydın» ya da ecnebi diliyle «entellektüel» diyorlar.. Sevsinler entellektüelliğinizi. Yahu siz, Batı standartlarında değil entellektüel, cahillikten kurtulmuş biri bile sayılmazsınız. Bir iki kitap okumakla, bir iki lisanı tarzanca konuşmakla aydın olunmuyor.. Öyle olsaydı, Lâleli esnafı için çalışan ve 7-8 dili iletişim kuracak kadar konuşabilen veletlere de entellektüel derdik..
Eskiden insanlar haddini bilirlerdi. Şimdi bir sürü ükela türedi. Efendi sen kendine aydın demekle aydın olamazsın. Zaten bir parça aydın olsaydın hakiki aydınların kendine böyle bir paye biçmekten hayá ettiklerini de bilirdin...
Türk müziğinin çınarlarından Kanunî Prof. Erol Deran, ESKADER’in düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri’ndeki konuşmasının bir yerinde “bugün sayı olarak müziğimizle uğraşanlar çoğaldı ama keyfiyet aynı oranda değil. Dileyelim ki bu seviye yükselsin ve gerçek müzik icra edilsin. Hormonlu gıdalar gibi hormonlu müzikler de çoğaldı” diyor.
Galiba yalnız hormonlu müzikler değil hocam, hormonlu aydın tipleri de çoğalmış...
Çanakkale gibi Kurtuluş (İstiklâl) Savaşımızda da türküyle, kürdüyle, arabıyla, lazıyla, çerkeziyle omuz omuza savaştık. Türk şehid olurken arap da şehid oldu. Lâkin bu tür şeyler söylediğinizde bunlar hemen “Araplar bizi arkadan vurdu, İngilizlerle iş birliği yaptılar” diyiverirler. Bu onların adeta refleksleri haline gelmiş.
Evet, Mekke Emir’i Şerif Hüseyin isimli çöl bedevisi İngilizlerle anlaşıp Osmanlıya ihanet etti lâkin bunu bütün araplara teşmil etmek kadar büyük haksızlık olmaz. Bunu arapların hepsi yapmadı. Çanakkale, Kafkas ve Balkan Savaşları’nda bizimle birlikte savaşan, şehid düşen nice arap kardeşimiz oldu. (Bir istisna olarak Soner Yalçın bu gerçeği dile getirmişti. Gerçi o yazıların asıl derdi başkadır, Soner müslümanları değil, arap, yunan ve sair solcuları sol kardeşliği altında bir araya getirmeye çalışır..)
Ve şurası daha mühim. Bize ihanet eden Arapların hiçbiri, ermeniler gibi hamile kadınlarımızın karnına süngü sokmadı, en vahşi hayvanların dahi yapamayacağı adi, rezil vandallıkları yapmadı. Türk köylerini yakıp, kadınları, ihtiyarları, bebekleri, hattâ hayvanları dahi öldürmediler ermeni soysuzları gibi..
O yüzden biraz izanı olan hiç kimse (bazı) arapların Osmanlıya ihaneti ile ermenilerin yaptığı kalleşlik ve vandallığı bir biriyle mukayese dahi etmez. Biz ise, sadece «birini görüyorsunuz da öbürlerini neden görmüyorsunuz?» babında bunu dile getiriyoruz... İçimizdeki şerefsizlerin tiynetini göstermek için yani..
Bu yılın başında Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'un vefatı sebebiyle Türkiye’de bir günlük millî yas ilân edilmişti. Bize göre de bu yapılan doğru değildi. Fakat itiraz eden sol cenah koro halinde «Osmanlıyı arkadan vuran Arap kralı için yas ilân ettiler» naraları attı... Burası mühimdi...
Osman Pamukoğlu, “Adına yas ilân edilen Suudi kralının 2002 yılında Mekke'deki tek Türk eseri olan Ecyad kalesini otel yaptırmak için buldozerlerle yerle bir ettirdiğini biliyor muydunuz?” dedi. Arap düşmanlığı kokan sözler arasında belki en yumuşağı, en makul olanı da buydu.
Efendiler... Biz, Araplar mükemmel Müslümanlardır, sıkı kardeşlerimizdir sırtımıza alalım falan demiyoruz. Biz arap düşmanlığı yapmanın, bütün arap âlemini toptan suçlamanın yanlışlığını dile getiriyor ve ilâve olarak bir soru soruyoruz:
Araplar arkamızdan vurmuş, kalemizi yıkmışlar da ermeniler vurmamış mı, yıkmamış mı? Neden kimse ermenileri, arapları dile doladıkları kadar konuşmuyor? Neden hep araplara vuruyoruz? Hazreti Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) de, başımızın tácı ashabı da araptı ve “ben arabım, arabı sevin” buyurmuşlardı. Demek ki, zamane birilerinin kahabahati yüzünden Müslümanlar arap düşmanlığı yapmasın istemiş efendimiz.
Müslüman faşistlik de (kavmiyetçilik, kafatasçılık) yapmaz.. Hattâ ermeniyi bile Müslüman olmuşsa bağrına basar.. Nitekim Osmanlı bunu fazlasıyla ermeniye de, yahudiye de, rumlara da yapmıştı. Tá ki, onlar isyan ettiler ve bize Rus’tan daha büyük katliam gerçekleştirip beşyüzbin insanımızı öldüresiye kadar...
Etyen Mahcupyan gibi başbakan danışmanı yaptığımız, mâsum sandıklarımız bile şu soysuzkırım işinde bizi arkadan hançerlemeye kalktı. Bundan böyle İslâm hidayet şemsiyesi altına girmiş olanlar hariç hepsine kuşku ile bakıyoruz. Markar Esayan’ı Ak Parti’nin milletvekili adayı yapması bu anlamda Ak Parti oylarında düşme yapacak..
Tıpkı bunun gibi, Anberin Zaman’ın twitter mesajında bahsettiği (über Kemalist, Dame de Sion’lu, Cercle D’Orient üyesi) annesinin HDP’ye oy verilmesi gerektiğini kızına sabaha kadar anlatması da HDP’nin aleyhine olmuştur...
Hem zaten bir Müslüman, Yahudi ve Hristiyanları (hakiki anlamda) dost ittihaz edip, üzerine veli, vekil falan tayin edemez. İslâm (Müslüman) izzeti diye bir şey vardır. Kur’ân’da «Allah indinde tek din İslâmdır» (Â’l-i İmrân Sûresi, 19. âyet ) buyurulmuş iken, âyeti inkâr edercesine «Üç İbrahimî Din» safsatasıyla DİYALOGCULUK yapan münafıklar hariç, kimse bu dediğimize itiraz etmeyecektir.
Unutmadan... «Araplar arkamızdan vurmuş, ermeniler vurmamış mı?» dedik. Bu söze, yine tebaamızdan olup asırlarca ekmeğimizi yiyen Yahudileri ve İzmir işgal edildiğinde Yunan askerlerine kucak açıp onlarla birlikte bizi arkamızdan vuran rumları (palikaryayı) da katmamak olmaz. Yani muhterem okurlarım aynı cümleyi yahudi ve rumlar için de kaydediniz... Ahmaklar bu ihanetleri yapmamış olsaydılar şimdi milyonlarca ermeni, yahudi ve rum Türkiye’de bizimle beraber ferah fahur yaşıyor olacaktı..
İstiklâl Savaşı sonunda Yunan ordusu İzmir’den denize döküldüğünde kucaklarındaki palikarya da onlarla birlikte boğuldu. Birileri içimizdeki gafillere de, çiçeği burnunda 4’üncü Kıbrıs Cumhurbaşkanına da bunları hatırlatsa iyi olacak... Kıbrıs’lı okurlarıma ehemmiyetle arz ederim. Hafıza’yı beşer nisyan ile malül... 04 Mayıs 2015