Nevruzun Söyledikleri
Nevruz Orta Asya halklarının uzun süreden beri kutladığı bir bayram. Ancak Müslümanlığın, ateşe tapanları hatırlatan ritüelleri yüzünden sıcak bakmadığı bu bayram Anadolu’da da çok fazla rağbet görmemiştir. Son yıllarda yaygın bir şekilde kutlanmasının nedeni, tamamen bölücü amaçlarla kullanımını engellemek, PKK’nın ona yüklediği anlamın doğru olmadığını ortaya koymak içindir.
Gerçekte Nevruz’un Kürtlükle bir alakası yoktur. Ancak bütün ulus inşa süreçlerinde olduğu gibi Nevruz’da PKK tarafından yeniden yorumlanarak etnik bir sembol haline getirilmiştir. İdeolojik tarihçilik ulus inşa süreçlerinde yeni bir tarih yazımı yoluna gider. Tarihi olaylar yeniden yorumlanır.Yeni semboller,değerler oluşturulur. Amaç, bu semboller üzerinden standart bir kültür ve onun milletini imal etmektir. Nevruz’un bir gövde gösterisine dönüştürülmesinin nedeni budur.
Bu gibi durumlarda iki yol vardır, ya böyle bir kutlama biçimini tamamen ret eder, dini gerekçelerini ortaya koyarsınız ya da işin doğrusunu söyleyerek kutlamaları kültür ve medeniyetimizin süzgecinden geçirerek ıslah edersiniz. Türkiye retçi bir siyaset izlemek yerine Türklüğün de ortak bir değeri olan Nevruz’u kendi kültürel kodları arasına almayı tercih etmiştir. Bunu yaparken alabildiğine olumlu,pozitif bir yol izlemeyi, bir bayram çekişmesi veya rekabeti yaratmamaya dikkat etmiştir. Aynı hassasiyetin Nevruz’u istismar eden ayrılıkçı çevrelerce gösterildiğini söylemek mümkün değildir.
PKK ve uzantıları ne kadar aksini söyleseler de Nevruz Kürtlüğün remzi olan, sadece onu sembolize eden kültürel bir miras değildir. İran,Azerbaycan, Kazakistan,Türkmenistan ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde kadimden beri kutlanıyor olması bu iddiaları çürütmektedir. Daha PKK yokken Nevruz bu ülkelerde coşkuyla kutlanmış, baharı müjdeleyen bir bayram olarak telakki edilmiştir.
Bu gerçek bizi üzerinde ciddi ciddi kafa yormayı gerektiren bir noktaya götürmektedir. Kürtlüğün alameti farikası diye ortaya çıkarılan her kültürel değer aynı zamanda Türklüğün bir değeri olarak ortaya çıkmaktadır. Kürtlere ait ne varsa, aynı zaman da Türklere de ait olduğu ortaya çıkmaktadır. Geçmiş deşildikçe içinden ayrılık ve farklılık yerine ortaklık,birlik,müşterek değer yargıları çıkmaktadır. Bu ayrıştırma gayretlerinin ne kadar suni, ne kadar temelsiz olduğunu da gösteren bir durumdur. Aynı tespiti öteki kültürel kodlar için de yapmak mümkündür. Fındıklıoğlu,Ögel,Baykara, Çay gibi araştırmacılar bugün yabancılaştırılmaya çalışılan her iki toplum arasında sayısız müşterek nokta tespit etmişlerdir. Nitekim, bugün kültürel haklardan dem vurarak güya farklı bir kültürden söz edenler, iş somutlaştırmaya gelince tek bir farklı kültür ögesi gösterememektirler. PKK’nın araya araya bulduğunu sandığı Nevruz’da kürtlüğün değil,Orta Asya halklarının başta Türkler olmak üzere neredeyse çoğunun kutladığı bir bayramdır. Bu kadar ortak değer varken daha hala oturup zorla farklılıklar ihdas etmeye çalışmak Kürtlüğe hizmet değil ihanettir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.