Ramazan Ercan Bitikçioğlu

Ramazan Ercan Bitikçioğlu

Mevlâna İdris Beyi tebrik ediyorum..

Mevlâna İdris Beyi tebrik ediyorum..

«Öğretmen Öküz, Öğrenci Eşek...» başlıklı ve 29 Mart 2015 tarihli yazımızda kitapları nedeniyle bahsettiğimiz muhterem yazar kardeşim, Mevlâna İdris beyefendiden yazdıklarım hakkında mütalaalarını ihtiva eden bir mektup aldım. Mevlâna Bey, ayrı bir mektupla da Hürriyet Gazetesi’ndeki haberin internet görüntüsünü yollamış. Onu da internette bulup ayrıca okudum.

 

Mevlâna İdris Bey kardeşimin gönderdiği e-posta şöyle:

«Efendim merhabalar; Öncelikle konuya ilişkin hassasiyetiniz için teşekkür ederim. Değerli yazınızda röportaja atfen yaptığınız değerlendirmeleri dikkatle okudum, teşekkür ederim. Yalnız bir hususu dikkatinize arz etmek isterim; sözkonusu röportaj takdir edersiniz ki daha uzundu. Doğal olarak bir çok yeri kırpılmış ve biraz da 'gazetecilik' yaparak başlıklarla filan o hâle gelmiş. Fabl ustaları konusunda ben başka isimler de zikrettim, Orwell ismini de ben değil gazeteci arkadaş zikretmişti, ben de beis görmediğim için (çünkü meşhur Hayvanlar Çiftliği eseri var) tabiî ki dedim. Medyadaki vahim örnekleri zikretmeye gerek yok. Bu bizim röportaj bazı örneklerin yanında zemzemle yıkarmış gibi kalıyor. Zikredilen isimlerden -ki onlar doğudan isimlerdi- alınmayanlan belki aceleye geldi diyelim, böyle bir seçme yapılmış, neyse. Yayından önce metni görsem tabiî ki ben de sizin değindiğiniz hatırlatmayı -bu isimleri röportajda zikretmeyi unutsam bile- muhabir arkadaşa yapardım. Size röportaj yayınlanmadan önce kendi yayınladığım açıklamayı göndermek istiyorum. Burada benim olaya yaklaşımımı ve fabl konusunda saydığım isimleri- birinci elden görmeniz mümkün. İlginiz için tekrar teşekkür ediyor, esenlik dileklerimi sunuyorum. Saygılar. Mevlâna İdris»

Mevlâna Bey kardeşime çok teşekkür ettim ve hakkını helal etmesini istedim. Demek ki, röportajlarda kırpılan bazı yerler yazarın küçük düşmesine bile sebep olabiliyor. Biz bunu bilemezdik elbette. Buna rağmen kendisinden özür ve helallik diledim. Burada medya mensuplarına seslenmek istiyorum: Röportaj (mülakat) yaptığınızda bir yeri kırpacaksanız bile, bunu röportajı yaptığınız kişiye danışmadan yapmayınız.

Mevlâna Bey kardeşimin «KAMUOYUNA BİR AÇIKLAMA» başlıklı ve röportaj yayınlanmadan önce yayınladığı açıklamayı da büyük bir dikkatle okudum. Muhterem yazar kardeşim, “bir dokun bin ah işit kâse-i fağfurdan” misâli. Bahsekonu yazımda anlattığım ulusalcı et kafalılar kardeşimizi o kadar üzmüş ki, bir de bunun üzerine biz dostça da olsa bir darbe daha vurmuş gibi olduk. Neyse helalleştik, hakkını helal etti, ama bu ulusalcı, okumadan zırlayanlar takımı yüzünden bir üzüntü yaşıyor. Buna sebep olanları; birlikte Allah’a havale ediyor, milletimizin ferasetine terkediyoruz...

Mevlâna İdris Bey kardeşimin, «KAMUOYUNA BİR AÇIKLAMA»da dediği çok doğru: “Ortada bir skandal vardır, evet. Ve bu skandal ne yazık ki bir kitabın kapağını açmadan yorum yapmaktan başlayıp, siyasal iktidara kitap üzerinden saldırıya kadar giden zihinsel yapıdır..”

Mevlâna kardeşim fazla üzülmesinler. Bu mantıksız, bu izansız, bu dinsiz ve imansız zihniyetin sonu gelmiştir. Bunlar son zırlamaları, son martavallarıdır. Güneş doğuyor. Karanlıklar kın gibi, hakikat kılıcı kınından aydınlığa, ışıldayarak çıkıyor. Işık zindana haps olunabilir mi? Karanlığın gücü aydınlığın şavkına ne kadar dayanabilir? «Kâfirler istemese (kerih görseler) de Allah nurunu tamamlayacak» (vallâhu mutimmu nûrihî ve lev kerihel kâfirûn... 61. Sûre − Saff Sûresi, 8.) âyetindeki bir sır da bu değil midir? Allah yolunda bizi üzmeleri, bizim hızımızı arttırmalı, bize ne kadar haklı olduğumuz şuurunda artış ve heves sağlamalı.

Ne diyordu büyük şair? Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın; / Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın! Boşuna mı diyordu? İşte bunun için diyordu...

Muhterem okurlarım, belirli bir yaş grubundaki öğrencilerden çocuklarınız varsa aşağıda isimlerini vereceğim Mevlâna İdris Bey kardeşime ait masal – hikâye kitaplarını mutlaka alıp onlara okutunuz. Çocuklar geleceğin büyükleridir ve onların bu tür güzel öğütlere, misâllere öyle çok ihtiyaçları var ki. Aksi halde hakiki Öküz Öğretmenler elinde birer Eşek Öğrenci haline gelirler de haberimiz bile olmaz...

Mevlâna İdris Beyin güzel çocuk hikâyeleri:

«Hayvanlar İşbaşında» serisinden (Bu serideki kitaplar toplam 12 kitaptan oluşuyor) çıkan «Öğretmen Öküz ve Öğrenci Eşek», «Cankurtaran Yunus Balığı», «Asker Fil», «Kasap Köpek», «Servis Şoförü Tavşan», «Dişhekimi Timsah», «Doktor Tilki», «Baloncu Kirpi», «Davul Çalan Ayı», «Trafik Polisi Kurbağa» ve «Bakkal Kaplan».

Geçen yazımda söylediğim bir hususu burada tekrar ederek bitireyim:

Mevlâna İdris Beyi tebrik ediyorum. Zira o kitaplarıyla güzel bir iş çıkarmıştır. Mevlâna İdris’in yukarıda ismini verdiğimiz tüm kitaplarında güzel ve kıssadan hisse türü masalımsı hikâyeler yer alıyor.. Kıssaların ortak hissesi, bir işi yapacak ehliyet ve liyakatiniz yoksa o işe hevesiniz ne denli fazla olursa olsun yapmayacaksınız. Yoksa sonuçta gülünç olur yarar yerine zarar sağlarsınız.. Allah indinde de büyük günahtır liyakat ve ehliyeti olmayan işler yapmak... Çocuk yaşlarda böyle güzel düsturlar edinmek ne kadar güzel. Bunu sağlamaya yönelik her gayreti, her çalışmayı, tenkid yerine tebrik etmek, saygı duymak gerekir.

* * *

Geçen yazımda M. İdris Bey olayından yola çıkarak milletvekili aday adaylarına söylediklerime bozulanlar olmuş. “Neden bu işe talipsin? Eğri otur doğru konuş. Sen bir eziksin, mevki makam kapmak, mahallendekilere tepeden bakmak istiyorsun. Yani hayırlı bir hedefin yok. Büyük adam olmak istiyorsun ama bunun yolunu da bilmiyorsun. Kim biliyor ki? Sen de haklısın. Düzen bozuk olunca lüks araba sahibi bile kendini büyük adam sanıyor..” demiştim. O sözlerimin arkasındayım, yineliyorum.

Yarası olan gocunur. Sen böyle değilsen suçlamadan da muafsın, tenzih edilmişsin demektir. Yazdıklarımıza kızıp, bozulacağına, “Ercan Bey hakikaten de, aramızda bahsettiğiniz türden kişiler var, bunlar yüzünden siyasete talip olunmuyor. Allah razı olsun, iyi ki bunları cesaretle yazan sizler varsınız” diye teşekkür etmeliydin bana. Neyse; biraz garip oldu ama, sizin yerinize ben teşekkür etmiş oldum. 31 Mart 2015

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Ercan Bitikçioğlu Arşivi