Ziya Müezzinoğlu

Ziya Müezzinoğlu

Katiller için aynaya, iktidar için millete bak

Katiller için aynaya, iktidar için millete bak

Edip Cansever’in “Masa da masaymış ha!” başlıklı ünlü bir şiiri var. Adam hayatta sahip olduğu ve hatta olmadığı her şeyi, anahtarlarını, yumurtasını, hayallerini, pencereden gelen ışığı, bisiklet sesini, ekmeğin, havanın yumuşaklığını koyar masaya. Koyar koymasına da masa bu kadar yüke hiç itiraz etmez,  bir iki sallanır ama bırakın yıkılmayı halinden şikayetçi bile olmaz. Adam şiir boyunca neyi var neyi yoksa koyar ancak masa “bana mısın?” demez.

Terör örgütünün savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit etmesinin ardından muhaliflerin tavrını görünce aklıma Cansever’in bu şiiri geldi. Türkiye’de öteden beri muhalefet de tıpkı her şeyini masaya koyan adam gibi, yaşanan her olayı hiç ama hiç ayrım yapmadan siyaset masasına koyuyor. Ancak feci şekilde yanılıyor. Çünkü ne koydukları “her şey” siyaset malzemesi olmaya müsait ve ne de siyaset bunca şeyi kaldırabilecek güce sahip. Oysa bizde tam tersi. PKK karakol mu bastı, hükümetin gevşekliğindendir, koy masaya; bir polis, bir savcı mı şehit edildi, hükümetin yüzündendir, koy masaya; elektrikler mi kesildi bir gün aniden, koy masaya; sel mi oldu, hükümet gerekli önlemleri almadı diyedir, koy masaya; yağmur yağmadı da barajlar mı kurudu, hükümet yeterli sayıda baraj yapmadığı içindir, koy masaya; hükümet baraj yapmaya mı karar verdi, ağaç keserek baraj mı yapılır canım… Listeyi sonsuza kadar uzatmak mümkün.

Savcı Kiraz’ın şehit edilmesinde de sürpriz olmadı. Şu artık kesin: Bu ülkenin siyaseten güçlü ve büyük bir ülke olarak var olabilmesi, güçlü bir muhalefete bağlı. Güçlü bir muhalefet için de mutlaka ama mutlaka “muhalefet”i bilen bir muhalefete ihtiyaç var. Yani muhalefet olmanın ülkeye, vatana, millete ve devlete muhalefet olmak anlamına gelmediğini bilen bir muhalefete. “Muhalefet etmeyi” bilmeyen sadece CHP de değil üstelik. Aynı durum, sağcısı, solcusu, medyası, aydını, yedi kısım tekmili birden tüm muhalifler için de söz konusu. Ortaklık devam ederken ekranlarında ve sütunlarında muhalefetin “muhalefet düzeyi” ile dalga geçenlerin bile öküz öldükten sonra muhalefet yapma uğruna ne kadar alçaldığını, ne kadar çirkinleştiğini gördük, görüyoruz.

Berkin Elvan’ın katillerini cezalandırma adı altında savcı Kiraz’ın şahsında tüm Türkiye’ye reva görülen bu vahşet ve sonrasında ortaya konan “muhalif duruş”, Gezi’nin kimler tarafından tertiplendiğini ve Gezi’cilerin kimler olduğunu apaçık ortaya koymuştur. Dün savcı Kiraz’ı kimler şehit ettiyse her daim ağzına dolayıp durdukları Berkin Elvan’ın katilleri de onlardır. Berkin Elvan’ın da, Ethem Sarısülük’ün de, Ali İsmail Korkmaz’ın da, şehit savcı Kiraz’ın da katilleri “O gençlerin hepsini tertemiz alınlarından öpüyorum” diyenlerdir. En az onlar kadar sorumlu diğer bir güruh da şehit savcının cenazesine “ruhuyla katılanlar”dır.

Kısacası Türkiye’de muhalefet, katil arıyorsa aynaya, iktidar olmak istiyorsa millete bakmalıdır.     

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ziya Müezzinoğlu Arşivi