Ramazan Ercan Bitikçioğlu

Ramazan Ercan Bitikçioğlu

Niran Ünsal’lar Hep Hedefte Olacak...

Niran Ünsal’lar Hep Hedefte Olacak...

İslâm düşmanlarının en ileri faaliyetlerini, en sinsi hareketlerini, günyüzü görmemiş mekrini izlemek isteyen Müslüman sosyal bilimciler mutlaka Türkiye’ye gelip gözlemlerde bulunmalı, Türk gazete arşivleri üzerinde sabırlı, titiz çalışmalar yapmalıdırlar. Böyle bir araştırmanın sonunda hazırlanacak bir rapor, kitap olarak yayınlandığı takdirde inanın «best seller» (en çok satan) evrensel çaptaki klasiklerden, dünya kitaplarından biri bile olabilecektir.

 

Birtakım südübozuklar vardır. Ya iki, ya üç kimlikli kriptolardır bunların beyin takımı. Ayak takımı ise maalesef bizdendir. Yani sözde Müslüman kimlikli ahmak, beyinsiz, câhil, hattâ nádân takım... Major üst akıl bir tezgah kurar, bizim ahmak ayak takımı o tezgahın elemanları olarak çalışırlar. Paraleli de böyledir, diğer yamukları da..

Ayak takımı; ne inandığının bilgisine sahiptir, ne de ihlas, istikamet sahibidir. Gıybeti, pespaye işleri, Müslümanların ayıplarını araştırmayı, rant, kemik peşinde koşmayı, partizanlığı, futbol holiganlığı ve (tarikatçılık holiganlığı, cemaat holiganlığı gibi) tüm holiganlık çeşitlerini çok severler. Bunlarda şeref, haysiyet yoktur. Öyle iğrenç işleri, öyle akıl almaz evkatları vardır ki, el hazer. Neuzubillah...

Ve her gün beş vakit “Allah’ım beni ve sevdiklerimi beyinsiz ayak takımının şerrinden, mekirlerinden koru” diye duâ etmenizi tavsiye ederim. Kanserden çok bunlardan korunmak için duâ edin. Sayıları giderek artıyor bu kenelerin...

* * *

«Simyacı»yı bilirsiniz. Çok fazla dile çevrilmiş ünlü bir «best seller» roman. Orjinal adı «O Alquimista». İlk basımı 1988. Simyacı, Endülüslü çoban Santiago'nun hayallerini anlatan felsefi bir hayat hikâyesi. Romanın başlarında Santiago bilgi almak üzere bir ihtiyara başvurur. Bilge adam ona hayatın sırlarını göstermek üzere bir tecrübe yaşatır, onu sarayına götürür. Bir kaşık içine birkaç damla sıvı yağ koyar ve bu kaşığı ağzında tutarak, içindeki yağın bir damlasını bile dökmeden sarayında gezmesini ister. Çoban mesajı alacaktır: «Mutluluğun sırrı, belki dünyanın bütün harikalarını görmektir ama kaşıktaki iki damla yağı da unutmadan...»

Niran Ünsal hanımefendi, bu güzel felsefî öğüdü size ve «ben bir Müslüman olarak bu dine hizmet etmek azmindeyim» diyen herkese ithaf ediyorum... «Ülkemin, hattâ dünyanın bütün insanları İslâm ile tanışsınlar, hidayet bulsunlar» demek güzeldir, şerefli bir idealdir. Lâkin kaşıktaki yağı, düşmanın mekrini de unutmayacaksınız.

Nedir mekr yahut mekir? Efendim mekr, hile, aldatma, oyun, düzen ya da düzenbazlık yani birisinin kötü, ayıplı hattâ iyi hâllerini bile öğrenip onu kötülüğe sevketmek ya da gayesinden alıkoymak için yapılan tüm fitne-fesat işlerdir.

Yusuf (a.s)’ın babası hazreti Yakup (a.s) çocuklarına tavsiyelerde bulunuyordu. Mısır’a girerken (nazardan korunsunlar, dikkat çekmesinler diye) farklı kapılardan girin diyordu ama bu tedbirin takdire mani olmayacağını da biliyordu...

Elmalılı Hamdi Yazır hocefendi (Rahmetullahi aleyh), bu Yusuf Sûre-i Celîlesi’nin 67’nci ayetini tefsir sadedinde,  «Eğer Allah hakkınızda behamehal bir kaza murad etmiş ise o mutlaka olur. Ona karşı hiç bir tedbir fâida vermez. Her ihtimale karşı tedbir almak lâzım ise de tedbir takdire müdafaa edecek ve muradın husulünü mucib olacak bir illet değil, nihayet Allah’tan bir istianedir (yardım istemedir). Takdire muvafık ise müfid olur, yoksa hazer (kaçınmak, sakınmak), kadere mani olmaz..» der.

Tedbir takdire mani olamaz. Elmalılı hocaefendi de bunu etraflıca anlatıyor. Tedbir mekrden halas etmeyebilir ama mekre tedbir düşünmek sünnettir. Tedbir, yine Allah dilediği için bir duâ mahiyetindedir.. Öyle olmasa Resûlullah tedbir aldırmazdı. Tedbir, Allah’ın kazasından yine Allah’ın kaderine ilticadır (kaçıştır, sığınmadır). Allah indinde muvafık yani uygun ise istifadesi olur, yoksa hazer (kaçınmak, sakınmak), tedbir almak, kadere mani olamaz.. Bu hainlere karşı tedbir de alın, lâkin çokça duâ ediniz.

* * *

Niran Ünsal hanımefendi, «Allah, kirli bir gümüşü temizler gibi benim tozumu aldı» şükrüyle hidayet kapısını açan; bir dönemin ünlü manken ve oyuncusu Yaşar Alptekin kardeşimize de sürü sepet mekr, birçok haince saldırı yapıldı. Şimdi tek tek saymak istemediğim sanatçılardan hidayetle şereflenmiş nicesine de saldırdılar. Mekrlerinden biri de onların hidayet öncesi hallerini gösteren fotoğrafları yayınlamak oluyordu. El’ân da bu densizliği yapıyorlar.

Sistem bozuk ve onları durduracak bir kanun da yok. Gördüğüm kadarıyla size de diğer hanım sanatçılardan hidayete erenlere yaptıklarını yaptılar. Bakın hemen «bir zamanlar böyle cesur pozlar veriyordu» diyerek artık hatırlamak bile istemediğiniz bazı fotoğraflarınızı yayınlıyorlar. Bunlar birer pisliktir. Bunlar şerefsiz, haysiyetsiz, rezil, namussuz mahfillerdir. Bunlar ırz düşmanlarıdır.

Niran Ünsal hanımefendi, madem ki Allah için seçtiniz bu yolu, o zaman Allah için sabrediniz. Allah sabredenleri müjdeliyor. Zafer bizimdir, ebed bizimdir. Moralinizi bozmak, sizi bu dâvadan ayırmak için Makyavelist bir strateji ile hareket edecekler, maksatları için hiçbir kural tanımayacaklar, yalan ve iftira dahil her vasıtayı kullanacak, her ayıbı irtikâb edecek, hiçbir rezillikten çekinmeyeceklerdir.

Bunu Türkiye’de yaptıkları gibi dünyada da yaptılar... ABD'li ünlü şarkıcı, taklidini iyi yapanları bile meşhur eden merhum Michael Jackson Müslümanlığa yani hidayete hazırlanıyordu. Müslüman olunca Bahreyn'de kendisine yeni bir hayat kuracaktı.

Hemen evrensel bir kirli kampanya başlatıldı.. Ünlü ABD gazeteleri çocuklara tacizde bulunduğunu iddia ettiler... (Bizdeki Hüseyin Üzmez vakıası gibi...) Oysa ortada böyle bir şey yoktu. Olamazdı da. Dünyanın en zengin, en saygın sanatçılarından olan Michael Jackson buna tenezzül eder miydi?

Müslümanlığı seçen ağabeyi Jermanie “Benim İslam'a yönelmem ile onun kafasında din değiştirme düşüncesi oluştu..” demişti. Michael Jackson Müslümanlığa kalben intisab etmiş, mü’min bir kardeşimiz diye inanıyorum. Eğer bu hain saldırılar olmasaydı belki kahrından ölmeyecek, İslâm dünyası için bir moral olacaktı...

* * *

Muhterem hanımefendi, bir hain kalkıp adama “sen kötüsün” dedi diye o kişi kötü olmaz.. Meyvesi olan ağaç taşlanırmış. Gerçi bunların yaptığı meyve yemek değil, bağcı dövmek o da ayrı.. Birtakım karalama kumpanyaları (şirketleri, mahfilleri) size “bir zamanlar böyleydiniz” dedi diye hiçbir mü’min o eski günlerinizdeki halinizden dolayı sizi suçlamaz, ayıplamaz. Zira her mü’min bilir ve iman eder ki, hidayet öncesi Allah indinde affolunur, silinir. Gerçek Müslüman ayıp peşinde değildir zaten.

Size bir asr-ı saadet vakıasını nakledeyim. Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir mübtezel kadın varmış Birgün her fani gibi ölmüş bu kadın. Ashab-ı kiram (radiyallahu anhüm ecmain) Resûlullaha (s.a.v)  gelerek, “ya Resûlullah bu kadının cenaze namazı kılınmayacak, değil mi?” demişler.

Peygamberimize (salat ve selam olsun ona) Allah her  şeyi bildiriyor tabi. Meğer bu kadın bir vakitte çöl sıcağında bir köpek görmüş. Hayvan sususluktan ölmek üzere imiş. Kadıncağız o hayvanı suvarmak için ölümü göze alarak bir kör kuyuya inmiş ve su çıkarıp içirmiş. Allah (c.c), karşılığı sadece Allah’tan beklenen bu hayır hürmetine kadının bütün günahlarını silmiş, tertemiz eylemiş Levh-ı Mahfûz’da.. «Fî levhın mahfûz» (Büruc Sûresi, 85. Sûre, 22. âyet)

Fahr-i kâinat Resûl-i kibriya efendimiz (salat ve selam olsun ona) buyuruyorlar ki, “onun cenaze namazını bizzat kıldıracağım, o Cennet’te bizimle beraberdir..” Ashab tabi hiç itiraz etmiyor ve birlikte namazı kılınıp defnediliyor. Kıssadan hisse. Kimse kendini kimseden daha ak pak sanmasın, bir günahkâr bir hayırla cennetlik olur, bir sofu bir günahla cehennemlik...

Niran Ünsal’lar hep hedefte olacak, lâkin korkmayın. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. «Ve onlar mekrde bulunurlar. Allah Teâlâ da mekr eder ve Allah Teâlâ mekr edenlerin en hayırlısıdır..» (Enfâl Sûresi, 8. Sûre, 30’uncu âyet) O halde hainlerin kurduğu tuzaklar hep başlarında patlayacaktır inşa’allah.

Muhterem hanımefendi, size yeni yaşamınızda hayırlı başarılar, Allah’ın nusretini ve sabr-ı cemîl dilerim. Allah yar ve yardımcınız olsun. 8 Nisan 2015

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Ercan Bitikçioğlu Arşivi