Papa’lığın «tarih dedikodusu»
Üç gün önceki yazımızda «Ermeni Soykırımı (iddiası) bir tarih dedikodusudur» derken ne kadar da haklı bir tesbitte bulunmuşuz.
Dilipak’ın deyişiyle «Pandora’nın Kutusu»nu açan Papa’lıktan Türkiye’nin tepkisi üzerine gelen oryantal açıklamanın kodları bu gerçeği alenen isbatladı.
Vatikan sözcüsü Peder Federico Lombardi, “Papa her zaman gayet açık konuşuyor. Papa Francesco ayin sırasında sadece, Papa 2. Jean Paul ve (Ermeni katalikosu) 2. Karekin’in 2001’de imzaladığı ortak bildiriye atıfta bulundu. Yani ‘soykırım’ kelimesini atıfta bulunurken kullandı” dedi.
Tarih ilmi, «mazide kalan her yıl, tarihe mal olmuş bir zaman dilimidir» diyor. 2001’in üzerinden 14 yıl geçtiğine göre atıfta bulunulan hadise de tarih olmuş demektir.
Ve Papa cenapları şunu da bilsinler ki, Papalık tarihinin cemaziyel evvelini de biliyoruz biz... «Haçlı Seferleri»ni başlatan Papa II. Urbanus’a kadar gideriz isterlerse... Hani şu, 1095 yılında topladığı Clermont Konsili konuşmasıyla başlayan «Haçlı Seferleri»ne...
Papa Urban ne diyordu haçlı vandalları İslâm diyarına sürmek için? «Dieu le veut!» (Tanrı –böyle− istiyor, Tanrının emri, isteği) diye nara attırıyordu onlara. O söylüyor haçlı sürüleri tekrar ediyorlardı... Dieu le veut! Dieu le veut!
Papa Urban’a göre Tanrı kan istiyordu... Öldürün diye emrediyordu. Oysa semavi dinlerin üç kitabında da «öldürmeyeceksin..» âyeti var. Yani Papa Urban koca bir sahtekârdı... Yalan söylüyordu, insanlığa kin güdüyordu...
Papalar çok güzel, sanatlı külahlar takıyorlar. Benim külahım yok. O yüzden Papa Francesco, bu tarihi dedikoduları kendi külahına anlatsın. Ermeninin yaptığı katliamları bilmiyor mu Papa yoksa tecahül-i arif mi yapıyor? Sahtekâr mı yoksa?
Ermeni, sırp, alman, amerikalı, ingiliz... bunların hepsi katliam yapabilirler. Sarıkamış, Erzurum, Karabağ, Bosna, Sachsenhausen, Auschwitz toplama kampları, Vietnam, Guantanamo Kampı, tarihin turistik yerleridir. Buralarda büyük katliamlar, soykırımlar yapılmamıştır.. Katliamı da soykırımı da (haşa) sadece Müslümanlar yapar...
Buna kargalar güler diyeceğim ama kargalar bile kaçıyor bu vandalları görünce... O kadar iğrenç, o kadar korkunç ruha sahipler ki, leş yiyen mahlûkat bile korkuyor.
Bay Papa Francesco, Papa Urban’ın katolik vandal ruhu neyse, sizinki de oymuş. Hani biraz olsun ümitlenmiştik, “Haçlı Ruhu değişiyor mu?” bile demiştik ama heyhat... Charlie Hebdo sonrası söylediklerinizle yine kandırmışsınız bizi...
Kalleşlik kadim bir hristiyan geleneği mi yoksa?
* * *
Rivayete göre 1700 yıl önce Ermenistan’da Hıristiyanlık devlet dini olarak kabul ve ilan edilmiş. 1700’üncü yıldönümü 20–23 Eylül 2001 tarihlerinde, (Ermenistan bağımsızlığının 10’uncu yıldönümünde) gösterişli bir şekilde ve Hıristiyan âleminin ileri gelenlerinin de katılımıyla kutlandı. Papa Francesco’nun «soykırım» için atıfta bulunduğu Papa II. Jean Paul ise, Rus Patriği II Aleksey’in ile karşılaşmak istemediğinden iki gün sonra yani 25 Eylül’de Ermenistan’ı resmen ziyaret etmişti.
Misafir din adamları Ermenice «Tsitsernakaberd» adı verilen ucube soykırım anıtına götürüldüler. Burada saygı duruşunda bulunarak dini ayinlere katıldılar. Bizim her geleni Anıtkabire’e götürmek isteyişimiz gibi abuk bir ritüeldir, ermenilerin bu ucube anıta her gelen devlet ricâlini, dini lideri vs götürmeleri.. Geçelim...
Ermeni katalikosu II. Karekin’in 2000 yılında Vatikan’a yaptığı ziyaret sonunda yayınlanan ortak bildiride yer alan “Asrı başlatan Ermeni soykırımı onu takip edecek olan dehşetlerin öncüsüydü.” sözleri Vatikan’ın Ermeni kilisesi ile yakınlaşmasının karşılığı olarak sözde soykırımı tanıdığını gösteriyordu.
Bir süre sonra Papa II. Jean Paul’un, 1915’de Mardin’de öldürüldüğü iddia edilen Başpiskopos Maloyan’ı, ermenilerin sözde soykırımını anma günü olan 24 Nisan 2001 tarihinde «şehit» (martyr) ilân etmesi de bu tanımanın bir sonucuydu. Papa, bu kişiyi Ermenistan’ı ziyaretinden hemen sonra, 7 Ekim 2001 tarihinde, «aziz» rütbesine yükseltmişti...
Bu kısa tarih bilgileri bile gösteriyor ki, Papa Francesco’nun «soykırım» için atıfta bulunduğu isimlerin yediği haltlar fazlasıyla doğrudur. Lâkin meselenin hakikatini gayet iyi bildiğinden emin olduğumuz Papa Francesco’nun sözde soykırımı tanıyan talihsiz sözlerine bunlar bir mazeret teşkil edemez..
Yine de sayın Papa’ya İslâm hidayeti diliyorum. Zira ancak İslâm ile şereflenirse böyle yalanları söylemeyecek. Hristiyan ahlâkı bir türlü objektif olamıyor.. Benimkiler yaparsa iyi olmuştur, seninkiler yaparsa kötü.
Onları da içimizdeki diyalogcu ffetocanları da üzecek ama, böyle bir ahlâkın sahipleri hak dine mensup olabilirler mi? Kutsal kitabında «öldürmeyeceksin» yazıyor, Papa «Dieu le veut!» (Tanrı öldürmenizi istiyor) naraları attırıyor. Tanrıyı yalan konuşturanın dini doğru olabilir mi?
Ermeni kadar insanlık suçu işleyen başka bir millet yoktur. Türkiye’nin başına belâ PKK’nın başındaki isim bile ermeni.. Aramızda dolaşan yüzbinlerce iki kimlikli ermeni var. Kendilerine Âlevî kimliği edinmişler. Bu sahtekârlar hep hristiyan.
Emin olun dostlar bugünkü hristiyanlık da aynen Papa Urban hristiyanlığıdır. Bunların hiçbir şeyinde değişiklik yok. Bunların dinleri kinleridir. Allah hidayet versin cümlesine ama bütün şu sahtekârlıklar onları «zalimler güruhu» yapıyor. Ve malûm, Allah zalimler güruhuna hidayet vermeyeceğini bildirmekte..
NOT: Yazımda geçen birtakım tarihî bilgiler, Ermeni Araştırmaları Enstitüsü (ERAREN)’in «Ermeni Araştırmaları», Sayı 3, Eylül-Ekim-Kasım 2001 sayısında Emekli Büyükelçi Ömer Engin LÜTEM’in kaydettiği bilgilerdir. 15 Nisan 2015