İnsani yardım kuruluşlarımız son yirmi beş yılda olağanüstü bir süratle gelişip sürekli ölçek büyüttüler. Bugün artık, yeryüzünde ‘insan’ın olduğu her yerde faaliyet yapabilen, oraya yardım götürebilen ve muhtaç ve mağdurlara ‘dost eli’ni uzatabilen, uluslararası standartlarda hizmet üreten onlarca insani yardım kuruluşumuz var. 

“Merhamet Elçilerimiz” diye nitelediğim bu güzide kuruluşlarımız her geçen gün hem daha çok noktaya ulaşıyorlar, hem samimiyetlerini kaybetmeden çok daha profesyonel teknikler kullanıp ehliyetli ve liyakatli istihdam sağlıyorlar hem de ‘insani yardım’ı medeniyetimizin ‘insan’ telakkisine göre yeniden yorumlayıp olgunlaştırıyorlar.  

Henüz bu sahada alınması gereken uzun yollar olmakla beraber, ‘insani yardım’da bir Türkiye modelinin emin adımlarla teşekkül ettiğini söylemek yanlış olmaz. Bu köşeyi takip edenler hatırlayacaktır; ‘insani yardım’ın bir çok boyutuna temas ettim zaman zaman, bugün de ‘manevî cihet’e üç örnek vermek istiyorum...

“HEDİYEM KUR’ÂN OLSUN” 

Türkiye’de 998 şubesi bulunan ve 102 ülkede faaliyet gösteren Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), “Kur’ân-ı Kerim’in dokunmadığı hiçbir gönül kalmasın” diyerek “Hediyem Kur’ân Olsun” projesini başlattı. Vakıf, Türkiye’de ve yurt dışında Kur’ân-ı Kerim bulunmayan ve ihtiyaç bulunan her yere Kur’ân-ı Kerim gönderecek. Vakıf Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, hedeflerinin ilk etapta Balkanlar ve Orta Asya’dan 18 ülke olmak üzere, 1 milyon Kur’ân-ı Kerim olduğunu ifade ediyor. (www.hediyemkuranolsun.com)

“AFRİKA MANEVİ KÜLTÜR PROJESİ” 

Türkiye’de “Kur’an-ı Kerim” denilince akla ilk gelen müesseselerden birisi Üstad Ahmed Husrev Altınbaşak’ın kurduğu Hayrât Vakfı’dır. Emniyet, ehliyet ve samimiyet, bu güzide vakfımızın esas özellikleridir. Kur’ân Hizmetkârları yetiştiren Vakıf, kurucusu Husrev Efendi’nin kâtibi olduğu Tevâfuklu Kur’an’ı neşretmekte ve bu mushaf, “Husrev Hattı” diye halkımızın büyük teveccühüne mazhar olmaktadır. 

Aynı camianın ‘insani yardım’ derneği, Hayrat İnsani Yardım, onlarca ülkede yaptığı yardım faaliyetlerine ‘manevî bir boyut’ kazandırdı ve bu Ramazan ayında “Afrika Manevi Kültür Projesi”ni başlattı. Dernek, bu projeyle, bir buçuk milyon Kur’ân-ı Kerim’i 36 Afrika ülkesindeki muhtaçlara ulaştırmayı hedefliyor. Cumartesi akşamı Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Milli İrade Platformu üyelerine verdiği iftar davetinde görüştüğüm Başkan Hakkı Aygün, bu projenin sadece Kur’ân dağıtmaktan ibaret olmadığını, bunu bir medeniyet inşâ çalışması olarak gördüklerini ifade ediyor. (www.hayratyardim.org)  

“HER DİLE DİNİ EĞİTİM SETİ” 

Son zamanlarda yaptığı çalışmalarla adından çokça ve takdirle söz ettiren Sadakataşı Derneği de başta ifade ettiğim ‘insani yardım’ anlayışına ‘manevî cihet’ ilave ederek ayakta alkışlanacak ve model olacak yeni bir faaliyete daha imza attı: “Her Dile Dini Eğitim Seti” projesini başlatan dernek, ulaşılan ülkelerin yerel dillerine göre hazırlanan Kur’ân-ı Kerim Meâli, Siyer-i Nebî, İslam İlmihali’nden oluşan seti muhtaçlara ulaştırıyor.   

Bugüne kadar 11 ülkede gerçekleştirilen “Her Dile Dini Eğitim Seti” çalışması, öncelikle Nepal, Vietnam, Nijer, Filipinler, Bulgaristan, Sri Lanka, Arnavutluk, Kıbrıs, Çad, Kenya ve Etiyopya dillerinde başlamış. Milli İrade Platformu iftarında görüştüğüm Başkan Kemal Özdal, Sri Lanka’da halkın % 70’nin kullandığı Singalce’de hazırlanan meâlin tarihte ilk olduğunu ifade etti. Dernek, bu Ramazan’da Arnavutluk, Korça (Görice)’de 1000 kişilik bir camiyi de hizmete açıyor. (www.sadakatasi.org)

İNSANA YARDIM, İNSANİ YARDIM...

İnsani yardıma ‘manevi cihet’in eklenmesi, bizim ‘insan’ talakkimize çok daha uygun. Bedenî ihtiyaçları karşılayıp ruhun ihmal edilmesi, insani yardımın ve insana yardımın eksik kalması demek. Hiç şüphesiz ‘manevi cihet’ sadece dinî eğitimden ibaret değil ve gün geçtikçe bu boyut elbette daha da gelişecek ve başarılı çalışmalar ortaya çıkacaktır. 

Konuya, başka örnekleriyle birlikte, yeri geldikçe temas etmeye devam edeceğiz…