Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Mıntıka Temizliği

Mıntıka Temizliği

Şampiyon boksör Mike Tyson’ın (Malik Abdulaziz) yılların tecrübesiyle söylediği hikmetli bir sözü var: “İlk yumruk yiyinceye kadar herkesin bir planı vardır.”  Türkiye, şimdi, teröre vurmaya başladığı yumruklarla karanlık kumpasları bozma kararlılığını gösteriyor. 

Her fırsatta, “Türkiye Ortadoğu bataklığına saplandı” hezeyanlarını ‘analiz’ diye pazarlayanların Türkiye’nin terör bataklığını kurutma kararlılığı karşısında, bu defa da seçim sonrası hükümet kurulmadan bu derece önemli kararları mevcut hükümetin almasından rahatsızlık duymaları nasıl bir ‘ihanet girdabı’ içinde olduklarının alâmeti. Ne yani, ülke kaos ve istikrarsızlığa sürüklenmek istenirken, her gün kan akarken koalisyon kurulmadı diye mevcut hükümet ve silahlı kuvvetler olan biteni sadece izleyecek miydi?  

Türkiye’nin eş zamanlı olarak PKK, DAEŞ ve DHKP-C’ye yönelik başlattığı operasyonlar zinciri sadece ülkenin güvenliğini temin etmeye yaramayacak, aynı zamanda, bölgede yeniden oyun kurucu olmak için ağırlıklarından kurtulmasını da sağlayacak. İçeride keşmekeş olması için alesta bekleyen kriz tüccarlarını belki öldürmeyecek bu operasyonlar ama şimdilik felç edecek. 

Ülkenin etrafının ‘ateş çemberi’yle sarılmasına ve neredeyse muhatap alınacak ‘devlet otoritesi’ kalmamasına rağmen yıllardır ateşin Türkiye’ye sıçramasına engel olan Erdoğan liderliği ve Ak Parti hükümetinin şimdi, bu ateşi ülkeden uzak tutmak için ‘önleyici saldırı’ yaparak ‘mıntıka temizliği’ne başlamasıyla birlikte, yine malum iç ve dış mihraklarca hedef olması şaşırtıcı değil. 

ELEŞTİRİLER...

Eleştiriler iki noktada yoğunlaşıyor: İlk olarak hükümetin yanlış politikalarla meseleleri bu noktaya getirdiği iddia ediliyor, ikinci olarak da özellikle PKK’ya yönelik askeri operasyonların çözüm olmadığı ve diyalogla sorunların çözülmesi gerektiği söyleniyor. 

Kaynağını ve yıllardır nasıl istismar edildiğini bildiğimiz ikinci eleştiriyi ve sahiplerini bir kenara bırakalım... 

Birinci tenkidin gerek DAEŞ’le gerekse PKK ile mücadelede haklı yanları olabilir. Ancak DAEŞ’i doğuran ve palazlandıran süreçte Türkiye’nin müdahalesi olmadığı gibi yıllardır ABD ve diğer Batılı ülkelere Esed rejimi ile birlikte DAEŞ’e de operasyon yapılmasının lüzumunu, hava harekâtının yeterli olmadığını ve mutlaka karadan da mücadele edilmesi gerektiğini, uçuşa yasak bölge ilan edilmesinin şart olduğunu ısrarla dile getiren Türkiye idi. Bugüne kadar bu talepleri gözardı edip, DAEŞ-Esed-PYD işbirliği ile Suriye’nin nasıl bir yıkım ve felakete sürüklendiğini göre göre poltikalarında ısrar eden malum ülkeler gelinen noktanın esas sorumluları. 

Türkiye’nin Suriye politikasında bugün için de ilkesel ve stratejik anlamda bir değişiklik yok; olmasına da gerek yok. Ancak artan DAEŞ tehdidi dolayısıyla taktik bir değişiklik ve ‘güvenli bölge’ inşâsı konusunda açılan manevra sahasıyla yeni bir hamle var. Ayrıca özellikle Türkmenler başta olmak üzere muhaliflere verilen/verilecek nitelikli desteğin önemi de son olaylarla bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Kapasite yetersizliğinden ve sahada etkin olamamaktan kaynaklanan eksiklikler bu operasyonlarla birlikte giderilme yoluna gidilecektir. Aksi takdirde zaten bu operasyonla da ateşi bizden uzak tutmaya yetmez. 

UZUN SOLUKLU VE ÇOK BOYUTLU MÜCADELE...  

Sadece askeri tedbirlerle ne DAEŞ’in ne de PKK’nın beslendikleri bataklıkların kurutulamayacağı muhakkak. İki örgütün de dayandığı sosyoloji ve kullanılan motivasyon araçları uzun soluklu ve çok boyutlu bir mücadeleyi zaruri hale getiriyor. Onun için bir yandan mıntıka temizliği sürerken, tuhaf bir sükûnet hatta uyku hâli yaşayan sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin PKK ve DAEŞ konusunda daha aktif olmaları ve toplumun nabzını tutarak son gelişmelerle birlikte artması muhtemel toplumsal problemleri tedavi etmek için devreye girmeleri gerekiyor. Yoksa her iki örgüt de bu süreçte yeni elemanlar devşirmekte ve ‘şok edici’ eylemler gerçekleştirmekte çok elverişli bir zemin yakalayacaklardır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi