Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Tamamen Duygusal

Tamamen Duygusal

Ortadoğu’da terör ve çatışmaların tırmanışa geçmesini tek bir sebeple açıklamak doğru olmaz, ancak, ‘silahlanma yarışı’ ve ‘savunma harcamaları’ faktörünün bölgemizdeki ateşin yükselmesinde ciddi bir payı olduğu çok açık.

Aljazzera İngilizce kanalı geçen hafta bu faktörü biraz kuracalayarak “İran’la nükleer anlaşmanın perde arkasında Ortadoğu’daki silahlanma yarışı mı var?” sorusunu yöneltti uzmanlara. Ortadoğu’nun 110 milyar dolarlık savunma bütçesiyle dünyadaki en büyük silah pazarı olduğu düşünülürse bu soru oldukça yerinde, zamanında ve kıvamında görünüyor. Geçen yıl silaha 80 milyar dolar, 2015’in ilk yarısında da 10 milyar dolar yatıran Suudi Arabistan (Bu bütçeyle dünyada 4. sırada), nükleer anlaşma atmosferiyle daha da cesaretlenen İran’ın bölgedeki baskın ve yayılmacı politikalarından ürkerek muhtemelen savunma bütçesini gelecek yıllarda daha da artıracaktır.
 

VEKÂLETLE EMPERYALİZM

Obama bir yandan “Bizim savunma bütçemiz 600 milyar dolar, İran’ın 30 milyar dolar; bizimle savaşamazlar” dese ve bir ‘barış elçisi’ gibi davransa da âdeta bir silah şirketi gibi çalışan savunma bakanlığı eliyle yapılan anlaşmalar vesilesiyle, seleflerine kıyasla silah ticaretinde oldukça önde görünüyor. 

ABD, bir yandan Suudi Arabistan’ı Yemen’deki operasyonda cesaretlendirirken diğer yandan İran’ın Irak ve Suriye’deki politikalarına göz yumuyor, öte yandan da DAEŞ’e karşı oluşturulan koalisyon marifetiyle PYD’nin önünü açıp Türkiye’nin güneyinde tehdit algılamasını ve böylelikle de Türkiye’yi DAEŞ’e ve PYD’ye karşı savaşa teşvik ediyor…  

Obama’nın ‘akıllı güç’ (smart power) dediği ne yumuşak/ince ne sert araçlarla değil, diplomasi ve askeri tedbirlerin bir harmonisi şeklindeki politikalarla emperyalizmi vekâletle sürdürme peşinde ABD…     
 

KANDAN BESLENENLER!

Dünkü yazısında, “Dünya silah üreticilerinin en çok sevdiği şey, çok taraflı savaşlar ve çok taraflı terör örgütleridir.” diyen Kemal Öztürk, kandan beslenenlerin ilkesi olmadığına da şöyle işaret etmiş: “Rusya, İran ve Esed rejimine silah satarken, aynı zamanda Hizbullah’a, IŞİD’e, El Nusra’ya da Rus silahları gidebiliyor. Amerikan silahlarını, PKK’nın elinde görmek de mümkün, Boko Haram militanlarının da.” (Yeni Şafak)

Star’dan Cemil Ertem de köşesinde son zamanlarda PKK ve DAEŞ terörüyle tehdit edilen Türkiye’nin Çin’le yakınlaşmasının İngiltere ve Almanya’yı rahatsız ettiğine dikkat çekmiş. (Star)

Geçen hafta çarşamba günü “Bombanın Sahibi” başlıklı yazımda da ifade ettiğim gibi, terörü bu coğrafyaya Müslümanlar getirmedi ve bugün de terörden ve çatışmalardan en çok zarar görenler yine bu bölgenin mazlum halkları. Suriyeli, Yemenli, Iraklı; Türk, Kürt ve Arap’ın canı üzerine devasa bir imparatorluk kuran aktörleri iyi tespit etmek ve kendi küçük dünyamızdaki çatışmalara kilitlenmeden daha büyük resme bakarak ve gelecek nesilleri düşünerek isabetli adımlar atmak bugün düne göre daha hayati.

Küresel aktörler ve liderler ne derse desin, duygusal davranmadan ama meselelerin ‘duygusal’ tarafını da ihmal etmeden değerlendirme yapmakta fayda var…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi