Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

14 Ağustos Dünya R4bia Günü

14 Ağustos Dünya R4bia Günü

Yarın, iki sene önce Rabia Meydanı’nda darbeciler tarafından gerçekleştirilen kanlı katliamın ikinci yıldönümü. İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) tarafından, bu kadar kısa süre (10 saat) içerisinde bu kadar çok sayıda (1500) sivil göstericinin öldürülmesi sebebiyle ‘yüzyılın katliamı’ ve ‘insanlığa karşı işlenmiş suç’ olarak nitelenen hadisenin en az kendisi kadar dünyanın tepkisizliği de trajik ve utanç vericiydi… Bu leke hâlâ darbecilerin ve destekçilerinin alnında!  

Uluslararası Rabia Platformu geçen sene 14 Ağustos tarihini “Dünya R4bia Günü” olarak ilan etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen sene 14 Ağustos Dünya Rabia Günü’ne şu ifadelerle destek vermişti: “Bugün 14 Ağustos, aynı zamanda Rabia Günü. Mısır’da da darbeye karşı çıkanların kahramanca mücadelesinin günüdür Rabia. Şu anda tüm dünyada çeşitli etkinliklerle destekleniyor. Mısır’da demokrasinin katledilmesine, masum insanların katledilmesine, insanlık dramına karşı çıkan tek ülke Türkiye. Ama gidin, ulusal bazı medyaya bakın, uluslararası bazı medyaya bakın, haksızca, insafsızca, temelsiz ve mesnetsiz şekilde hedef yapılan yine Türkiye. Anlamadıkları bir şey var, biz artık bu oyunlara boyun eğmiyoruz. Eskiden uzaktan ses gelince kervan duruyordu, şimdi ne sesi gelirse gelsin, kervan yolunda cesaretle ilerliyor.”

Yarın, bu kapsamda tüm dünya başkentlerinde ve İstanbul’da çeşitli etkinlikler düzenlenecek ve bu kapsamda ilk defa Rabia Ödülleri verilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a darbe karşıtı duruşundaki kararlılığı ve Rabia davasına sahip çıkmasından dolayı takdim edilecek olan Rabia Onur Ödülü de aynı programda ilan edilecek. 

‘DARBEYE KARŞI DURUŞ’ ŞUURU

Bu meselede garip olan nokta şu: Darbenin her türlüsüyle tanışmış ve darbenin bir topluma ve ülkeye verebileceği tüm zararları bilen bir ülke olan Türkiye’de, hâlâ Mısır’daki darbeye karşı durmanın, Mısır halkının yanında tavır almanın yanlış olduğunu söyleyen ve bu konuda takip edilen politikayı tenkit edenler var.

Oysa Mısır’da bölgesel ve küresel bir destekle 3 Temmuz 2013’te gerçekleştirilen darbe, bölgedeki asker-sivil dengesini asker lehine bozduğu gibi, seçilmiş hükümetlere ve liderlere de açık bir tehdit anlamına geliyordu. Sadece Mısır halkının değil İslam Dünyası’nın iradesine de açık bir müdahale idi bu kirli darbe. Darbeden bu yana geçen 771 günde bölgedeki terör eşiği çok düştüğü gibi, sivil alanın daralmasıyla Tunus’tan Irak’a radikalizm ve terör daha da tırmandı. Mısır darbesine ve Rabia katliamına sessiz kalındığını gören İslam karşıtı hükümetler, medya organları ve teşkilatlar Müslümanlara ve İslamcı diye bilinen kişi ve kuruluşlara olan baskılarını artırıp İslamofobik ve ayrımcı tavırlarını daha açıktan göstermeye başladılar. Türkiye’de bile bazı basın-yayın kuruluşları Mursi’nin aldığı oy oranı ve şu anki durumundan yola çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı açıkça darbe ve idamla tehdit eden yayın yapabildi. Keza bir başka yapı, Sisi hükümetiyle gizli görüşmeler yapıp Kahire’den Ankara’yı tehdit edebildi... 

RABİA GÜNÜ DİRENİŞ VE DİRİLİŞ GÜNÜ

Hâl böyleyken ve bölgenin geleceği meşru ve halk iradelerine dayanan hükümetlere bağlı iken hükümete darbe rejimlerine meşruiyet kazandıracak politikalar teklif etmek hem tarihe hem de gelecek nesillere karşı olan sorumluluğun farkında olmamak demektir. Türkiye bedeli ağır da olsa bu tuzağa düşmedi ve darbe yönetimine Batı ve Körfez ülkeleri tarafından verilen sınırsız krediye rağmen açık bir tavır aldı. Rabia Katliamı’nı kınadı ve sorumluların cezalandırılmasını, hukuksuz yargılamaların son bulmasını, toplu idam kararlarının geri alınmasını ve demokrasiye geçiş için adım atılmasını istedi. 

Son dönemde bir tür iç kanama geçiren ve çatışmalar, terör örgütleri ve karşı devrim hareketleriyle boğuşan bölgede, bir istikrar ve barış adası haline gelen Türkiye’nin bu ilkeli politikaları, İslam Dünyası’nı ve bilhassa Ortadoğu’yu halklara rağmen dizayn etmek isteyen bölgesel ve uluslararası odakları oldukça rahatsız ettiği için, terör ve şiddet sarmalını Türkiye’ye taşımak amacıyla karanlık planlarını sahnelemeye ve uluslararası arenada Türkiye’yi itibarsızlaştırmak için kampanyalar düzenlemeye başladılar. 

Onun için, 14 Ağustos Dünya Rabia Günü, sadece Mısır’da gerçekleşen katliam mağdurlarının anıldığı bir gün değil, İslam Dünyası’na yöneltilen meydan okumalara da cevap verme günüdür… Müslüman toplumlara dayatılan statükoya karşı direniş ve diriliş günüdür Dünya Rabia Günü… 

Dünya Rabia Günü çalışmalarına katkıda bulunanları tebrik ediyor, tüm okurlarımı Dünya Rabia Günü etkinliklerine destek vermeye davet ediyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi