Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Seçime Doğru Dış Politika – 2

Seçime Doğru Dış Politika – 2

Bölgedeki çatışmaların metastaz yapmasını sağlayacak ‘altyapı çalışmaları’, küresel ve bölgesel kaos mimarları tarafından sür’atle yürütülüyor. Irak ve Suriye’de sivillerin katledilemesine mani olmak için elle tutulur hiçbir adım atmayan ABD ve uluslararası sistemin aktörleri, bugün kötü huylu tümörlerin ve öldürücü kanser hücrelerinin tüm Ortadoğu’ya yayılmasının da baş müsebbibleri. DAEŞ, bu politikalarla, neredeyse bölgede sivillerin tek hâmisi hâline geliyor ve ABD, Esed, İran ve Hizbullah’tan zarar görenlerin sığındığı bir kapı haline getiriliyor. Böylelikle ‘şiddet sarmalı’ beslenirken, hastalığın metastaz süreci hızlandırılıyor. Lübnan’daki karışıklıkları, Türkiye’nin bulaştırılmak istendiği DAEŞ mensubu teröristlerin Avrupa’da ve ABD’de eylem hazırlığında olduklarına dair haberlerle körüklenen İslam karşıtlığı hep bu amaca hizmet ediyor… 

İşte Türkiye, bu beladan uzak durma adına, bir yandan bağışıklık sistemini güçlendirirken diğer yandan bünyeyi kemiren terör ve türevleriyle mücadele ediyor. Dün de yazdığım gibi bu süreçte dış politikada vizyoner ve proaktif açılımların olmaması gayet normal. Önemli olan bu sürecin ‘enerji biriktirme’ye vesile olacak ve önümüzdeki aylarda geri dönülmeyecek şekilde selametle tamamlanması. İslam Dünyası’nın yaşadığı kısmî ve geçici felç hâlinin en az zararla atlatılması ve bir süredir devam eden iç kanamanın durdurulması için Türkiye’nin hassasiyetle davranması gereken bir dönemden geçiyoruz…  

YUMUŞAK/İNCE GÜÇ UNSURLARI NE DURUMDA?

Aslında bu tür kriz dönemleri, tam da yumuşak/ince güç unsurlarının devreye girerek mikro ölçekte çalışmalarını yoğunlaştırmaları ve ülkeye enerji kazandıracak, kamu diplomasisine destek verecek ve duraklayan ve gerileyen dış politikanın kayıplarını telafi edecek bir tavır içinde olmaları gereken dönemler. Bu sayede hükümet düzeyinde ihmal ediliyormuş gibi görünen yahut ötelenen ve ihmal edilen bir çok mesele ıskalanmamış ve gelecek için zemin hazırlığı yapılmış olacaktır… 

Bu anlamda son günlerde en kayda değer ve önemli hamleyi Anadolu Ajansı (AA) yaptı. Pazartesi günü Farsça yayına başlayacak olan AA’nın Tahran ofisini de aynı gün açacak olması, Türkiye için tarihi bir adım olduğu kadar, bölgede tahakküm peşinde olan İran’ı ve küresel algı odaklarını ürkütecek bir gelişme. Afrika ve Ortadoğu’dan, özellikle son dönemde Mısır, Suriye ve Irak’tan yaptığı haberlerle ezber bozan ve bölgedeki birçok konuya kör, sağır ve dilsiz uluslararası medyanın tekelini kıran AA’nın dokuzuncu dil olarak Farsça’yı seçmesi ve bunu fiiliyata geçirmesi, gelecekte takdirle anacağımız, bu zor zamanlardaki en ümit verici haberlerden birisi. Türkiye hakkındaki haberlerle, uluslararası medyanın manipülatif yayınlarının ve olumsuz algı operasyonlarının zararlarını, yaptığı çalışmalarla en aza indiren Anadolu Ajansı, her geçen gün yükselen başarı grafiğini Ocak ayındaki yönetim değişikliği ile birlikte hızlandırarak sürdürüyor. 

GÜZEL GELİŞMELER...

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM)’nin Latin Amerika ve Bahreyn’den gazeteci heyetlerini Türkiye’de ağırlaması ve eğitim vermesi, Yunus Emre Enstitüsü’nün “1000 Yılın Sesi Türkçe Bayramı” organizasyonu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB)’nin “Yurtdışı Genç Liderler Programı”, TİKA’nın Yeşilay’la işbirliği yaparak 140 ülkede uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele edecek olması, TRT’nin “Türk Dünyası Haber Kanalı”nı kurma kararı hep bu sancılı dönemde gerçekleşen ümit verici projeler. 

Etrafı ateş çemberi ile çevrilmiş Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması planlarının bozulması ve terörle teslim alınma projesinin akim kalması en büyük duamız. 1 Kasım’daki keskin virajı selametle almak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle, kurulacak yeni bir “istikrar hükümeti” Türkiye için tramplen işlevi görebilir… 

Tedbirli, gerçekçi olmak kadar iyimser olmak da önemli bugünlerde… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi