“Beytüşşebap devrimci operasyonu ciddi bir uyarıdır. Davutoğlu’nun bu uyarıyı dikkate alacağına, ‘belini kırdık’ demesi gülünç. Bu palavralar beyhude çabadır. Hakkari, Şırnak, Dersim, Amed, Garzan ve Serhat kırsalı, gerillanın denetimindedir. Ordu-devlet buralara giremez… Güya bir sağ kolum teslim olmuş. Yok işte ‘bittik, dağıldık, devlet çok kararlıymış’ demişim. Devlet kararlı olsa ne yazar! Devlet kararlıysa biz daha kararlıyız…”

Bu ifadeler önceki gün terörist başı Murat Karayılan’ın ağzından PKK’nın yayın organı Özgür Gündem adlı paçavrada yayınlandı.

Son on yıldır terör üzerine araştırmalar yapıyor, her çevreden uzmanla görüşüp bu meseleye kafa yoruyoruz. Neredeyse her iki yazımızdan birisi terör üzerine...

Çünkü hem bölgemizde hem de ülkemizde en iyimser süreyle 10 yıl daha terörü konuşacağız. Ezeli ve ebedi düşmanlarımız, İslam Alemi ile mücadelenin ana eksenini terör konsepti üzerine kurdu. Bizi din, mezhep ve etnik terörle bölüp, parçalayıp yıkmayı planlıyorlar. 

Hedeflerindeki İslam dünyasının kalesi olarak da Türkiye’yi görüyorlar. 

Her türlü hesaplarını buna göre yapıyorlar. 

Hangi aşamadalar özetleyelim:

1- Terör örgütü bölgesel yeni mevziler kazandı, petrol gibi yeni ekonomik kazanç kalemleri elde etti.  

2- Örgüt Irak’ta, Suriye’de özerk, kanton, federal yapılara kavuştu.

3- Egemen güçlerin icat ettiği IŞİD ile mücadele bahanesiyle Batı tarafından Peşmerge ve PYD güçleri hiç olmadığı kadar silahlandırıldı.

4- Geçtiğimiz günlerde on bine yakın silahlı Peşmerge gücü PYD’ye katıldı. 

5- PYD’den ise PKK’ya silah ve mühimmat desteği sağlanıyor.

6- ABD, PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmiyor.

7- İncirlik’i kullanan ABD havadan, YPG ise karadan Suriye’de PYD kantonlarına alan açıyor.

8- PKK son yıllarda ağırlığını kırsaldan çok şehirlere veriyor. Militanlarının ağırlıklı bir kısmını şehirlere kaydırıyor.

9- Bölücü terör örgütünün elebaşları Kandil’den daha çok Erbil’de, Süleymaniye’de yaşıyor. Avrupa’daki uzantılarıyla birlikte bağımsızlık hülyası kuruyorlar. 

Peki çözüm?

1- Terör riskinin geldiği boyutlar tüm yönleriyle medya kuruluşlarında işlenip, millet bilinçlendirilmelidir.

2- Medyamız, STK’larımız ve yurt dışındaki lobimiz tarafından “kör terör” bütün dünyanın gözüne sokulmalıdır.

3- Tefrikalar bir yana bırakılıp bölücülere karşı milli birlik ve bütünlüğümüz sağlanmalıdır.

4- Hava operasyonlarıyla terör örgütüne ciddi kayıplar verdirildi. Ancak şehirlere yerleştirilen ve HDP’li belediyelerin desteğiyle ciddi mevziler kazanan terör örgütünün jandarma ve polis kuvvetleriyle kökünün kazınmasının mümkün olmadığı ortaya çıkmış durumda.

5- Gelinen noktada nihai sonuca ulaşmak için dünyanın en güçlü ordularından olan Türk Ordusu’nun Kara Kuvvetleri’ni devreye sokmaktan başka çare yok.

6- Kara Kuvvetleri hem sınır içerisinde hem de sınır dışında gücünü tüm dünyaya gösterip bütünlük ve bekamıza kast eden terör örgütünün kökünü kazımalıdır.

7- Bölgede iklim şartları değişiyor. Kandil’in bir tarafından girip diğer tarafından çıkmak, terör elebaşlarını etkisiz hale getirmek için; şurada iki aylık vaktimiz var. Kasım’dan itibaren sınır ötesi kara harekatı oldukça zorlaşacak ve örgüt kış konumlanmasına geçecektir. 

8- Ordumuzda terörü yerle bir edecek kuvvet ve kudretin mevcut olduğundan kimsenin şüphesi yok. 

Türk Ordusu göreve...

Aksi halde yarın telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşabiliriz.