Teröre destek verenlere bir şey yapamaz mıyız?
Yazıma TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler’in bir gazeteye yaptığı açıklamadan alıntı yaparak başlamak istiyorum. İşlerin açıklaması özetle ve ana hatlarıyla şöyle:
“Türkiye’de ancak 5-6’sının kamuoyu tarafından bilinen tam 38 terör örgütü bulunuyor. Allah aşkına bir ülkede 40’a yakın terör örgütü nasıl olur. Bunca örgüt dış destek olmadan yaşayamaz. PKK’nın arkasında 20 ülke olduğu bilinen bir gerçek. PKK uluslararası taşeron bir örgüt. O devletlerin ajanları vasıtasıyla şu anda can çekişen örgüte destek sağlaması mümkündür. Çünkü o devletler terörün bu topraklarda son bulmasını istememektedirler. Bunların hangi ülkeler olduğunu devletin ilgili kurumları elbette bilir. İnşallah dışarıdan sağladıkları bütün lojistiğe rağmen terör örgütünün faaliyetlerini bitireceğiz. Silahlarını bu topraklarda susturacağız.”
Sayın İşler’in bu değerlendirmesine tamamen katılmakla birlikte aklıma gelen bazı soruları sıralamak istiyorum. Açıklamaya katılıyorum çünkü bu köşede sıkça dış desteğe sahip olmayan terör örgütlerinin bir ülkede uzun ömürlü olamayacağını, dış bağlantıları etkisiz hale getirilmeden, bir başka ifade ile terör örgütlerinin arkasındaki yabancı el kırılamadığı sürece terörün son bulmayacağını dile getiriyorum. Bu yönüyle terör konusunda Sayın İşler ile ortak bir değerlendirmeye sahibiz. Ancak, ben bir takım bilgiler, duyumlar ve geçmişe yönelik tecrübeme dayanarak benzer değerlendirmeyi yapıyorum. Hâlbuki Sayın İşler, TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı’dır ve benden çok fazla belge ve bilgiye sahiptir. Bu bakımdan konumu gereği sadece bir takım değerlendirmeler yaparak konuyu ortada bırakması doğru olmaz. Söz gelimi Sayın İşler devletin ilgili kurumlarının terör örgütünü hangi ülkelerin desteklediğini bildiğini belirttiğine göre aklıma, “Mademki, terör örgütlerine ve özellikle de PKK’ya hangi ülkelerin destek verdiği belgelere dayanarak bilinmektedir, o zaman birinci olarak bu ülkelerin isimlerini kamuoyunun bilme hakkı yok mudur, ikinci olarak da bu ülkelere yönelik bugüne kadar nasıl bir tavır sergilenmiş, neler yapılmıştır” soruları geliyor. Ülkemizi bölmeye ve karıştırmaya yönelik faaliyetler sergileyen, 30 yılı aşkın süreden beri 10 binlerce insanımızın hayatına kıyan terör örgütüne destek veren ülkelere karşı hiçbir şey yapılmamış/yapılamamış ise en azında yetkili konumda bulunanların bu tür açıklamalar yapmamaları gerekir.
Devlet ülkemizde faaliyet gösteren terör örgütlerine destek veren ülkeleri sahip olduğu belge ve bilgiye dayanarak bilmektedir o zaman harekete geçmesi, bu ülkelere bir takım siyasi ve ekonomik ambargolar (yaptırımlar) uygulaması gerekmez mi? Biriler çıkıp hemen, “Türkiye 20 ülkeye savaş mı açmalı?” gibi bir soru yöneltmesin. Uluslararası ilişkilerde her sorun ille de savaş yoluyla çözülmez. Savaş seçeneği belki en son çare olarak düşünülür. Ancak çoğu zaman kapalı kapılar ardında bir takım sözlerle terör örgütlerine destek veren ülkelerin bu faaliyetlerinden vazgeçmeleri söz konusu olmaz. Olsaydı şimdiye kadar özellikle bölgemizde faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin yabancı ülkelerle bağlarının kesilmesi gerekirdi.
Hâlbuki her gün yeni bir örgüt devreye giriyor/sokuluyor. Bunların bir kısmı yedekte tutuluyor, bir kısmı meydanlara sürülüyor. Bu arada ülkemiz terörle mücadele konusunda sık bir şekilde dış baskıya muhatap oluyor. Bahane insan hak ve özgürlükleri oluyor. Bir bakma teröristlerin haklarına saygılı, ama insanımızın hayatını ciddiye almayan bir uluslararası yapı söz konusu. Olaya sadece devletler planından bakmayıp uluslararası örgütler açısından baktığımızda da terör örgütlerinin destek aldığı görülüyor. O zaman yeryüzünde barışı, hak ve özgürlükleri hâkim kılmak iddiası oluşturulan BM gibi uluslararası örgütlere ne gerek var? Niçin bu örgütlere üye oluyor, sözleşmelerini imzalıyoruz. Bu yaklaşım kendi ipimizi çekmemiz anlamına gelmiyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.