ÖZELLİKLE İslam dünyasında faaliyet gösteren terör örgütlerinin bazı devletlerden destek aldığı açık bir şekilde biliniyor. Sadece bölgemizde yaşananlara baktığımızda ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere Rusya’nın terör örgütlerine destek verdiği, hatta bazı terör örgütlerini kendi silahlı güçleri gibi kullandıkları da biliniyor. Meseleye bu açıdan bakıldığında terörü kendilerine iş edinmiş örgütlere destek veren ülkeleri de terörist ilan etmek gerekmez mi? Çünkü arkalarında bir takım devletlerin desteği olmayan örgütlerin uzun süre varlıklarını korumaları mümkün olmayacağına göre, aslında esas terörist bu örgütlere destek veren ülkelerdir. Terör devleti deyince akla ilk önce Filistinlilere yönelik saldırı ve katliamları sebebiyle İsrail geliyor. Ama Irak, Suriye, Pakistan, Libya ve Afganistan’da yaşananlara bakıldığında özellikle ABD’yi terör devleti ilan etmek haksızlık olmayacaktır. Böyle olunca da ülkemizin teröre karşı verdiği mücadelede ABD ya da bazı AB ülkelerinin desteğini almaya çalışmasının bir alamı kalmıyor. Çünkü terör örgütüne karşı mücadele aynı örgüte destek veren ülkelerle işbirliği yapılarak terörün önlenmesi mümkün değildir. Mümkündür diyenler varsa sadece kendilerini kandırmakla kalmayıp, toplumu da kandırmaktadırlar.

Suriye sınırına ABD’den ithal kalkan oluşturulacak, IŞİD’in faaliyetlerini tespit eden sistemler alınması için ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Türkiye ziyareti sırasında ele alınacakmış. Yani, terör örgütü IŞİD’i etkisiz kılacak bir takım sistemler devreye sokulacakmış ve bu sistemler ABD’den alınacakmış. İyi de aynı ABD’nin PKK’ya verdiği İnsansız Hava Aracı (İHA) Şırnak Silopi’de bulundu. Yani ABD terör örgütü PKK’ya 250 bin lira değerindeki bu aracı terör örgütüne vermiş ya da satmış. Doğrudan PKK’ya mı teslim edildi yoksa PYD eliyle mi bu İnsansız Hava Aracı’nın PKK terör örgütüne ulaştırıldığı aslında çok da önemli değil. Önemli olan bir terör örgütüne karşı yürütülecek mücadelede ABD teknolojisinden yararlanmak isteyen Türkiye’ye karşı kullanılacak hava aracının bir diğer terör örgütüne ABD tarafından verilmiş olmasıdır. Kısacası, terör örgütü ile birlikte hareket eden, örgüte her türlü desteği veren bir devletin terör örgütünden bir farkı kalır mı?

Türkiye bir yandan IŞİD’i sınırlarından uzak tutmak için müttefiklerinden(!) destek isterken öbür yandan bir başka terör örgütü PYD, Rus-ABD desteği ile Kuzey Suriye’deki hâkimiyet alanını genişletmektedir. Yani, PYD terör örgütüne iki sömürgeci güç ABD ve Rusya destek sağlamaktadır. Yukarıda da temas ettiğimiz PKK terör örgütünün Suriye kolu olan PYD’yi farklı yapı olarak düşünmek gerçekçi olmayacağına göre PYD ve PKK’ya verilen her türlü destek aynı gayeye hizmet edecektir. Bu gaye ise Türkiye’nin aleyhinedir. Türkiye’nin aleyhine faaliyetlerin içinde olan ABD ile nasıl olacak da terörle mücadelede işbirliği yapılacak? Yapılacak bu işbirliğinden Türkiye’nin istediği sonucu elde etmesi mümkün olabilecek mi?

Bu bakımdan artık terör deyince sadece bazı örgütlerin isimlerini sıralamaktan vazgeçerek aynı zamanda terör örgütlerine destek veren ülkelerin de terör örgütleri listesine alınması gerekiyor. Çünkü devlet terörü, terör örgütlerinden daha fazla yeryüzünde kan akmasına, canın yanmasına sebep oluyor. ABD ve Rusya bölgemizde faaliyet gösteren terör örgütleri söz konusu olduğunda sadece DAEŞ’i gündeme getiriyor, diğer örgütleri adeta gizliyorlar. Hâlbuki Başbakan Davutoğlu PKK ile DAEŞ arasında bir ayrım yapmadığını vurguluyor. Yani Türkiye için DAEŞ gibi, PKK ve PYD de terör örgütü. Böyle olunca bu örgütlere destek veren ülkelerin de aynı kategoride değerlendirilmesi gerekir. Onlar da terör devleti olarak nitelendirilmelidir.