ABD, PKK’ya terör örgütü diyor da destek vermiyor mu?
CUMHURBAŞKANI Sayın Erdoğan ve Başbakan Sayın Davutoğlu tüm uyarılarına rağmen ABD-PYD ilişkilerinde giderek yeni boyut kazanan gelişmeler yaşanıyor bu ise ortak hareket ettiğimiz için Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın büyük bir hayal kırıklığı yaşamalarına sebep oluyor. Çünkü dost bilinen bir ülkenin Türkiye düşmanları ile birlikteliği söz konusu. Özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın tüm uyarılarına, ülkemize yönelik faaliyetlerine dikkat çekmesine rağmen ABD’den yapılan, PYD’yi terör örgütü saymadıkları şeklindeki açıklamalar yaşanan hayal kırıklığını giderek öfkeye çeviriyor. Yıllardan beri stratejik dost ve müttefik olarak görülen ABD’nin Suriye’de yaşanan gelişmeler sırasında takındığı Türkiye aleyhine tavır, bir diğer ifadeyle PYD’nin dostluğunu Türkiye’nin dostluğuna tercih söylemler sebebiyle dostluğunun sorgulanmaya başlanması ülkemiz dış politikası açısından önemli bir noktayı gösteriyor. Çünkü yıllardır dost bilinenlerin gerçek yüzünün gizlenemez şekilde ortaya çıkması, özellikle de bir takım ABD’li yetkililerin tüm ikazlara rağmen ‘PKK terör örgütü ama, PYD öyle değil’ şeklindeki açıklamaları dost tariflerimizin yeniden ele alınması ve belirlenmesi gerektiğini ortaya koydu.
Bu noktada bir başka hususa dikkat çekmek istiyorum. ABD, PYD’yi terör örgütü görmediği için bu örgüte destek veriyor da PKK’yı terör örgütü ilan etmesine rağmen destek vermiyor mu? Türkiye yıllardan beri sadece bir terör örgütü ile mi mücadele ediyor. PKK’ya karşı yürütülen mücadele sırasında ele geçirilen silahların büyük bölümü ABD’ye ait değil mi? Böyle olunca ABD’nin bir örgütü terör örgütü kabul edip etmemesi arasında önemli bir fark yok. ABD için önemli olan geleceğe dönük planlarının hayata geçirilmesinde hangi ülke ve örgütlerden yararlanabileceğidir. Kısacası çıkarlarıdır önemli olan. Yani ABD’nin şöyle ya da böyle demesi sonucu değiştirmiyor. Kaldı ki, Suriye söz konusu olunca PYD’nin sadece ABD ile ilişkilerini masaya yatırmak yeterli olmaz. Suriye’de ABD-Rusya ve PYD birlikte hareket etmektedirler. Suriye’nin geleceğini birlikte belirlemenin peşindedirler ve Suriye’nin geleceğinde PYD’ye bir pay ayırmak söz konusudur. Bu pay ABD açısından bölgede Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminden sonra ikinci bir ayak oluşturmak anlamına geliyor. Bu noktada Suriye bu tahminler sonucu parçalanacak olursa, ABD ve Rusya istediklerini elde ederlerse bölgedeki hesapları ve planları bitecek midir? Bu soruya evet demek sömürgeci güçleri tanımamak anlamına gelir.
Yıllardan beri söyleye söyleye dilimizde tüy biten bir gerçek artık gizlenmez şekilde ortaya dökülmüştür. Adına ister Büyük Ortadoğu Projesi, ister bölgenin yeniden dizayn edilmesi deyin, bu plana Türkiye’de dâhildir. Bu bakımdan ABD’nin PYD’yi terör örgütü kabul edip etmemesine takılıp kalmanın fazla bir anlamı yok. Çünkü terör örgütü ilan ettiği PKK ile de birlikte hareket ediliyor. Denilebilir ki Haçlı ittifakı Müslümanlar söz konusu olduğunda yüzyıllardan beri devam ediyor. Bu bakımdan bu Haçlı ittifakının hesaplarını bozacak gelişmelere imza atmak/atabilmek önemli. Bu nokta dün bazı gazetelerde yer alan iki haberden kısa birer alıntı yapmak istiyorum. İlki, “ABD-Rus ortaklığı PYD’ye yardım pisti” başlığı altında yer alırken, özetle şöyle deniyordu: “ABD, Suriye’nin HASEKE kentinde PYD’ye yardım amaçlı kurduğu hava üssünü Rusya’ya da açtı. Bölgeden edinilen bilgiye göre Rus helikopterleri de havalimanını kullanmaya başladı.! İkinci alıntımız,” “Hain ittifakın bahar planı” başlığı altında verilmiş ve şöyle deniyordu: “ABD-Rusya’nın desteğini alan terör örgütü PKK/PYD’nin Suriye’de bahara kadar devlet kurup, ardından tüm güçleriyle Türkiye’ye saldırmayı planladığı ortaya çıktı.” Bölgemizde oynanan oyun çok açık. Artık sözden çok bu açık oyuna karşı tüm siyasi partilere birlikte harekete geçmek kalıyor. Sanıyorum başka söze gerek kalmıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.