Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Teröre zemin hazırladılar, kendilerini vurunca zıplıyorlar

Teröre zemin hazırladılar, kendilerini vurunca zıplıyorlar

TERÖR kuralsız çatışma anlamına gelir. Bu sebeple de hedefe alınanların suçlu-suçsuz olması terör örgütleri ve teröristler için önemli değildir. Hatta terörün çoğu zaman belli bir hedef kitlesi de yoktur. Onlar için önemli olan toplumlarda yılgınlık oluşturmak, insanları tedirgin edip evlerine hapsetmek, böylece kitleleri teslim almaktır. Böyle olunca da içinde zerre kadar insan sevgisi, hak ve hukuk duygusu olanların teröre destek vermesi, alkışlaması mümkün değildir. Kaldı ki, terörü alkışlamak alkışlayanları teröristlerle aynı konuma düşürür, işlenen suça ortak eder.

Böyle olunca terör örgütlerinin ortaya çıkışına zemin hazırlayan, onlara sömürülerini daha rahat sürdürebilmek için başta silah olmak üzere eğitim ve siyasi destek verenlerin de aslında her terör olayında payları vardır. En az teröristler kadar yaşananlardan sorumludurlar. Meseleye bu açıdan baktığımızda İslam dünyasının karışması ve ortaya çıkan otorite boşluğunun ardından değişik isimler altında bir takım terör örgütlerinin ortaya çıkmasından birinci derecede sorumlu olan ülkeleri sıralamak söz konusu olsa ilk önce akla hangileri gelir? Soruyu, şu şekilde sormak da mümkündür; bugün özellikle İslam dünyasında etkili ya da bu bölgelerden çıktığı ileri sürülen terör örgütlerinin var oluşunun birinci derecen sorumluları arasında İslam dünyasının etkili olduğunu söylemek mümkün olabilir mi? Bu soruya evet demek mümkün değil ama sömürgeciler ısrarlı bir şekilde terör ile İslam’ı, terörist ile Müslümanlığı birlikte zikretmek ve böylece kafalara kazımak için çalışıyorlar. Çünkü hedeflerindeki sömürü merkezleri hâlâ İslam dünyası.

Dünyanın neresinde bir katliam varsa büyük bir çoğunluğunda mazlumlar Müslümanlar. Haksızlığa uğrayanlar, yerlerinden yurtlarından kovulanlar, yurtlarını terk etmek zorunda kalanlar Müslümanlar. Evleri, ibadethaneleri yıkılanlar, inançlarını yaşamlarına imkân verilmeyenler büyük çoğunluğu ile Müslümanlar. Bunca işgal, zulüm, katliama karşı bir noktaya gelindiğinde başkaldıran Müslümanlar aynı odaklarca zalim, katil ilan ediliyorlar. Tüm bunları düşününce insanın isyan etmemesi mümkün değil. Yani, adına ister sömürgeciler, ister Haçlı ittifakının mensupları deyiniz hem dünyayı sömürüyor, Müslümanlara en tabii insan haklarını çok görüyor, onları sadece sömürülmesi gereken, buna karşılık hiçbir tepki vermeyen uysal koyunlar gibi görmek istiyorlar. Birazcık olsun farklı bir tavır sergilendiğinde milyonlarca Müslüman’ın öldürülmesi, sığınmacı konumuna düşmesi umurlarında bile değil. Bununla da kalmıyorlar hayatını kaybedenlerin acılarını duymak, onlar için acı çekmek, yurtlarını terk etmek zorunda kalanların yardımına koşmakta yine mazlum Müslümanlara kalıyor. Sömürgeciler her durumda haklıymış gibi bir hava oluşturuyorlar. Uzağa gitmeye gerek yok. Dünyanın neresinde bir çatışma varsa orada ezilen ve acı çekenler Müslümanlar. İşin garip tarafı ölen de öldüren de kendini Müslüman olarak tarif ediyor.

Birkaç örnek verecek olursak Afganistan Rus işgalinin ardından bir çatışma alanı haline geldi. Mücahitler ülkelerini işgalcilerden kurtarmak için harekete geçtiler. Uzun mücadele sonunda işgalci Ruslar Afganistan’ı terk etmek zorunda kaldılar ama uzun yıllar bir çatışma ortamı içinde kalmış o topraklarda bir takım örgütler ortaya çıktı. Bu örgütlerin arkasında onlara destek veriyor havasında bir taktım ülkeler ve istihbarat örgütleri oldu. Sonunda terör örgütlerinden kurtarmak bahanesiyle Afganistan bu defa ABD ve ortakları tarafından işgal edildi. Irak böyle, Suriye böyle.

Kısacası, sömürgeciler hem öldürüyor hem de cinayetlerinin faturasını Müslümanlara kesiyorlar. Bazen kendilerine yönelik bir eylem olduğunda da dünyayı ayağa kaldırıyorlar. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi