Hisseli kıssalar

Hisseli kıssalar

Malum; bu aralar ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri de sigara yasağının genişletilmesi.
Biz de bugünkü kıssalarımızı sigaraya ayıralım bari.

Yaşlı Temel İstanbul’dan Trabzon’a otobüsle giderken, arka koltukta habire sigara içen iki üniversiteli genç yüzünden iyice duman altı olur.
Otobüs Trabzon’a varır. Temel inerken iki gence döner:
-Uşağum bağa hakkinuzi helal edun.
-Hayırdır amca, sende ne hakkımız olabilir ki?
-Olur mu uşağum, ha bu meretun parasını sen verdin ama ortak içtuk daa!
Demek ki, hele bir de tiryakiler çevrelerindekine verdikleri zarardan dolayı helallik dilemeye kalksalar, bir daha sigara yakmaya zaman bile bulamazlar belki de.

Temel ile Cemal birbirini pek sevmeseler de iş ortağıydılar ve birbirleriyle sürekli kavga ediyorlardı.
Yine bir tartışmanın ardından Temel peşpeşe sigara yakmaya başlayınca Dursun, “Uyy Temel” der, “çok sicara içeysun. Ha pu meret atami yavaş yavaş öltüren pi zehirtur.”
Dursun’a bir süre öfkeyle bakan Temel, “Ne isteysun” diye çıkışır, “Seni memnun etmek içun pi şişe zehiru kafaya mu tikmeliyum?”
Aslında sigaranın zehir şişesini kafaya dikmekten farkı yok tabii.
Fark sadece dozda.

Direksiyon başında sigara yakarken ya da sigara içerken meydana gelen ölümlü kazaların da haddi hesabı yoktur.
Gazeteci dostum Mehmet Şeker anlatmıştı:
Adam arabasıyla giderken, içtiği sigarayı söndürmeden camdan dışarıya fırlatmış.
Yanan sigara havada uçup arkadan takip eden arabanın camından veya açık tavanından içeriye girmiş. Tam da gömlek yakasından içeri.
Sonrası kaza.
öndeki ise ne olduğunu, niçin olduğunu fark bile edemeden basıp uzaklaşmış.
Belki aynadan görmüş, aldırmamıştır.
Gördüyse birine anlatmadan duramaz...
“Bir gün yolda gidiyordum, arkamdaki araba durup dururken devrildi. Düz yolda kaza yaptığına göre adam sarhoştu galiba!..”
Anlattığı arkadaşı da tahmin hakkını kullanacaktır elbet:
“Kalp krizi de geçirmiş olabilir.”
Bu tahminlerin ikisi de doğru değil; ne sarhoşluk, ne kriz.
Gerçek sebep, basit bir sigara.

İşte yine sigaranın yol açtığı ve sadece ülkemizde rastlanacak türden bir kaza.
“Kaza” dediysem lafın gelişi.
Aslında olan “taammüden intihar.”
Bir işçimiz 600 tonluk pres makinesinin arasından emekleyerek geçip ucundaki 2450 derecelik fırında sigarasını yakmaya çalışmıştı.
Sonrası… Allah rahmet eylesin…

Bir okuyucumuz “Biz Türklerin yapacağı icatlar” diye bir mail göndermiş.
Mailde “Topuğu basık ayakkabı… Elektrik sayacı durduracağı… Radara yakalanmayı önleyen araba… Kadınlara laf atan korna… Minibüs arkasından para uzatmak için şoförün yanına kadar uzanan demir.. Değdiği an geriye dönen güdümlü anne terliği… Basamakta durana çarpmayan otomatik kapı… Otobüste yan koltukta oturan kişinin gazetesini rahat bir şekilde okuma imkanı veren zoom'lu gözlük… Düğmesine basıldığında 'dü-lüü' sesi veren Akbil taklidi… Dolma sarma makinesi… Polis kontrolünden 300 metre önce kendiliğinden takılan emniyet kemeri… Kahvelerde el altından kiralanacak okey ışınlama makinesi… Malzemeden çalındığı halde yıkılmayan bina..” türünden bir çok icat sayılıyordu.
Benim en hoşuma giden ise şu oldu:
“Sigara cepli çorap.”

İki arkadaş uzun zamandır görüşmemişlerdi. Durakta karşılaştıklarında adam önce arkadaşını tanıyamadı. Tanıyınca da sordu:
- Yahu sen ne olmuşsun böyle. Bu ne şişmanlık! Yağ tulumuna dönmüşsün.
Derin bir iç çeken arkadaşı açıkladı:
- Hep doktorum yüzünden be birader. Her yemekten sonra sadece bir tek sigara içebilirsin dedi.
-İyi de bunun ne ilgisi var şişmanlamakla?
-Olmaz mı? Onun yüzünden günde 15-20 öğün yemek zorunda kalıyorum...
Sigara zayıflatır derler.
Demek ki bazen de şişmanlatıyor meret!..

Tiryakileri hayli kızdırdık.
Hadi bir adet de onları gülümsetecek bir şey anlatalım.
25-30 yaşlarında bir genç, büyük bir mağazanın duvarına yaslanmış sigara içiyordu.
İhtiyar bir adam yanına yaklaştı ve “Oğlum” dedi, “Böyle boş boş dikilip sigara içmek tembelliktir. Böyle vaktini boşa geçireceğine çalış! Gençliğine yazık! çalışırsan, belki duvarına yaslandığın şu mağazanın sahibi olursun.”
Sigarasından bir nefes daha çeken genç, yaşlıyla sohbete başladı:
-Siz bana söylediklerinizi kendiniz tatbik ediyor musunuz?
-Ediyorum tabii.
-Sigara içmez misiniz?
-Hayır!..
-çok çalışır mısınız?
-Hiç boş durmam.
-Bu mağazanın ya da benzerinin sahibi olabildiniz mi?
-Hayır.
Genç adam sigarasından son bir nefes daha çekip yere atarken son cümlesini söyler:
-Ben bu mağazanın sahibiyim!..
Tabii, bu sadece bir şaka.
Allah hepimizi bu meretten korusun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi