Suriye operasyonundan HDP ve PYD neden rahatsız olur
SURİYE’YE yönelik aslında çok geç kalmış operasyondan en çok PYD ve HDP’nin rahatsızlığını dile getirmesi, operasyonun başladığı gün PKK’nin terör eylemleri gerçekleştirmesi, 5 askerimizin şehit olması birbirinden bağımsız eylemler ve açıklamalar değildir. Kaldı ki, operasyonun ilk hedefi IŞİD’dir ve bu resmen açıklanmıştır. Yani, IŞİD’e yönelik operasyondan PYD ve HDP ile PKK rahatsız olmuş görünüyor. Böyle olunca terör örgütlerinin birbirinden bağımsız hareket etmediği, sürekli olarak bir paslaşma içinde oldukları görülüyor. Bu arada Türkiye’nin kendisine yönelik saldırılarının önünü kesmek için başlattığı operasyonu HDP’nin, Suriye’nin egemenlik haklarının ihlali olarak nitelendirmesi, IŞİD’e yönelik operasyondan bir rahatsızlık duymadıklarını, meselenin sonunda PYD’nin Türkiye sınırından uzaklaştırılması sonucunu doğurmasından rahatsızlık duyduklarını gösteren açıklamalar yapmaları göstermiştir ki, yetkililerin sıkça dile getirdikleri “PKK’nın Suriye kolu PYD” nitelendirmesi bir gerçeğin ifadesidir. Çünkü Türkiye IŞİD’e vururken bundan HDP’nin rahatsızlık duyması bu rahatsızlığını dile getirirken Suriye’nin egemenlik haklarının ihlal edildiğini hatırlanması ister istemez, “Şimdiye kadar Suriye’de ABD’nin başını çektiği koalisyon ortakları, Rusya ve İran’ın yaptıkları askeri operasyonlar Suriye’nin egemenlik haklarının ihlali olmuyor muydu” sorusu akla geliyor. Başından itibaren şahsen her fırsatta bölgemiz ülkelerine dışarıdan gelen her müdahaleye karşı çıktık. Kimsenin bir ülkenin iç işlerine müdahale hakkı olamayacağını, ülkelerinin rejimlerinin dış müdahalelerle değiştirilemeyeceğini dile getirdik. Suriye’de aynı tavrı sergiledik. Ne var ki, bugün Türkiye’nin Suriye’de kendi sınır güvenliğini sağlamak için başlattığı küçük çaplı operasyonu karşısında Suriye’nin egemenlik hakkını hatırlayanlar ne Irak’ın işgali sırasında ne de Suriye’de 5 yılı aşkın bir süreden beri yabancı güçler cirit atarken dilleri boğazlarına kaçmışçasına sessizce seyretmeyi tercih ettiler. Böyle olunca bazılarının Irak ve Suriye’nin ardından aynı oyunun Türkiye’de de sahnelenmesi heves ve beklentisi içinde olduğunu bu tepkilerden çok açık görülüyor. Çünkü birilerinin Suriye Kürtlerinin Türkiye sınırından uzaklaştırılmasına böylesine tepki vermelerinin başka bir anlamı olamaz. Ancak, Türkiye’nin de sabrının bir sınırı olduğunu nedense şimdiye kadar hatırlamak istemediler. Belli ki bölgemizde faaliyette bulunan sömürgecilerin desteğine sonsuz güven içindeydiler. Bu arada son darbe girişiminin ardından askeriye içindeki FETÖ mensuplarının da terör örgütü PKK’yı koruyucu bir tavır sergilediklerinin ortaya çıkması ile bundan sonra işlerinin daha da zorlaşacağını görmüş olmanın telaşı içinde bir takım açıklamalar yapıyor, PYD lider ve sözcüleri Türkiye’yi tehdit etme küstahlığı sergiliyor olsalar gerek. Elbette, onları cesaretlendiren başka unsurlar da söz konusu. Mesela CHP sözcüsü Türkiye’nin IŞİD’e yönelik harekâtına destek verdiklerini ama harekâtın PYD’ye yönelmemesini, IŞİD’le sınırlı kalmasını söylüyor. Bu mantığı anlamakta insan güçlük çekiyor. Eğer terör örgütlerinden birini tutmaya başlarsanız tutmadığınız ve mücadele edilmesini istediğiniz terör örgütünün diğerleri ile bağlantısını görmezden geliyorsunuz demekti ki, bu sağlıklı bir yaklaşım olmaz. Çünkü Türkiye sadece IŞİD’in terör saldırılarına hedef olmuyor. Yıllardan beri PKK terör örgütü ile mücadele ediyor. Kısacası, terör örgütlerini iyi-kötü diye ayırmak doğru bir yaklaşım olmaz. Özellikle de bir yandan Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olunduğu söylenirken IŞİD’e vurun ama PYD’ye vurmayın demek Suriye’nin toprak bütünlüğünü laf olsun diye savunduğunuzu gösterir. Ayrıca, gelişmeler sadece Suriye’nin değil Türkiye’nin de toprak bütünlüğü üzerine bir takım planların ve hesapların olduğunu gösteriyor ki bu gerçeği görmezden gelmek bu ülke insanı için sağlıklı bir yaklaşım olamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.