ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Suriye’yi görüştükler buluşmanın ardından yapılan açıklamanın yanında bir de NATO’nun Rusya yerine IŞİD’e odaklanacağı haberi medyaya yansıdı. Haberi şöyle özetlemek mümkün:

“Alman Haber Ajansı  (DPA), NATO’nun Doğu ve Orta Avrupa’da Rusya’ya karşı yürüttüğü hava sahası gözetleme faaliyetlerini azaltarak Suriye ve Irak’taki IŞİD hedeflerine yönelik faaliyetlerini önemli ölçüde artırmayı, bunun için de Doğu Avrupa’daki AWACS uçuşlarını kısarak Ortadoğu’ya yönlendirmeyi planladığını, uçakların Türkiye’ye gönderilmesinin gündemde olduğunu ileri sürdü.”

Bu haberin Kerry ve Lavrov’un görüşmesinin ve Türkiye’nin Suriye’ye yönelik operasyonunun ardından medyaya servis edilmesi bir tesadüf müdür Mademki, NATO’nun bir terör örgütüne yönelik operasyonda kullanılması mümkündü de şimdiye kadar niçin akla gelmedi Bir başka soru ise çok uluslu askeri ittifakın bir örgüte karşı kullanılması örgütün gücünü abartmak anlamına gelmez mi Ayrıca, gerçekten ABD ve koalisyon ortakları Irak ve Suriye’de terör örgütü IŞİD’e karşı ciddi bir mücadele yürüttüler de başarısız oldukları için mi NATO’yu devreye sokmak akıllarına geldi Soruları çoğaltmak mümkün. Ancak, niyetim kafa karıştırmak değil. Sadece sömürgeci ülkelerin adı ne olursa olsun kafa karıştırmak için binbir türlü yola başvurdukları gerçeğine dikkat çekmek istiyorum. Çünkü biliyoruz ki, ABD ve koalisyon ortakları IŞİD’e karşı yok edici bir operasyon yürütmediler. Sadece zaman zaman hava harekâtı ile genellikle boş arazileri vurdular. Eğer, IŞİD ve bölgemizdeki PKK ve PYD gibi terör örgütleri sömürgecilerden destek almasalardı varlıklarını korumaları mümkün olamazdı. Ama varlıklarını koruyorlar ve hem de düzenli ordulara karşı ABD ve diğer sömürgecilerden aldıkları cesaret ile zaman zaman meydan okuyan açıklamalar yapıyorlar. Bu bakımdan NATO’yu devreye sokmadan ABD ve diğer sömürgeciler terör örgütlerine verdikleri desteği kessinler yetecektir. Ancak, sömürgeciler bölge ülkelerinin terör örgütleri ile uğraşması ve meşgul olmalarını istedikleri için bu terör örgütlerine destek veriyorlar. Biliniyor olmakla birlikte bir kez daha vurgu yapmak istedim.

Bu noktada Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından aslında NATO’nun varlığına son vermesi gerekirken varlığını koruyor olmasını ve komünizm tehlikesinin sona ermesinin ardından NATO’nun yeni düşman olarak İslam’ı ve Müslüman ülkeleri belirlediğini de hatırlatmakta yarar var. Şimdi de Kerry’ninLavrov ile buluşmasının ardından yaptığı çelişkili açıklamasına dikkat çekmek istiyorum. Kerry açıklamasında bir yandan, “Suriye’de bağımsız bir Kürt devletini desteklemiyoruz” derken aynı açıklamanın içinde PKK’nın Suriye kolu PYD ile sınırlı bir şekilde işbirliği yaptıklarını söylüyor. Bu sınırlı işbirliğine istihbarat ve silah desteğinin dâhil olduğunu söylemeye bile gerek yok. Buna karşılık YPG’de, “Sırtımızdan bıçaklandık” açıklaması ile verilmiş rolü oynuyor. Yalan içinde yalan. Kerry’nin yalanına YPG de bir başka yalanla karşılık veriyor.

Aslında maşalar sürekli olarak kullanıcılarının desteğine sahip olmazlar. Sömürgecilerin işlerine yaradıkları sürece destek görürler, işleri bittiğinde bir kenara atılırlar. Ancak, görünen o ki, şu anda ABD sadece Türkiye’nin ısrarlı talepleri karşısında PYD’nin Fırat’ın batısına geçmemesini istiyor. Yoksa istihbarat ve silah desteğini kesmiş değil. Zaten bu destek kesildiğinde Irak ve Suriye huzura kavuşacaktır. Netice itibariyle sömürgecilerin söylediklerine değil, ne yaptıklarına dikkat etmek gerekiyor ve artık bu sömürgeci güçleri bölgemizden söküp atmak için birlik oluşturmak zamanıdır.